−
Demokratik (aktif katılımcılar) ve yetkeci gruplar üzerinde
çalışmalar yapıldı. Demokratik gruplar insan memnuniyeti ve grup
amaçlarına ulaşma açısından daha verimli olmuşlardır.
−
Grup dinamikleri yoluyla değişim için bireysel ve örgütsel
yaklaşımlar -duyarlılık eğitimi, takım kurma, alkolle mücadele
derneği, zayıflama derneği- gibi günümüzdeki çalışmaların çoğu ve
örgütsel gelişme için “Eylem Araştırması Yaklaşımı” Levin’in öncü
çalışmasına dayanmaktadır.
−
Özetle, demokratik gruplarda grup üyeleri karar alma sürecine
katılırlar ve yaptıkları işe motive olurlar. Dolayısıyla bu tür
gruplarda çalışanlar otoriter gruplara nazaran daha üretici olurlar.
Bir değerlendirme: Levin’in Güç Analizi
Güç alanı analizine göre organizasyonda birbirine zıt iki güç
bulunmaktadır: (1) Sürükleyici güçler, (2) Engelleyici güçler. Levin’e
göre sürükleyici güçler, üst yönetimin alt yönetim kademeleri
üzerindeki olumlu ve/veya olumsuz etkileridir. Engelleyici güçler ise,
organizasyonun daha yüksek performansla çalışmasını sınırlayan
faktörlerdir. Örneğin, her organizasyonda tembellik, işden kaçma, hata
yapma korkusu vs. nedenlerden dolayı organizasyonun performansının
artmasına engel teşkil eden faktörler mevcuttur. Bu engelleyici güçlerin
ortadan kaldırılmasında iki farklı yönetim modeli sözkonusu olabilir.
Organizasyonda takdir ve ödüllendirmeye dayalı bir motivasyon
sistemi, yetki ve sorumluluk devri, katılımcı yönetim teknikleri (ekip
çalışması, öneri sistemleri vs.), yatay iletişim, ortak vizyon ve misyona
sahip olma vs. faktörler organizasyonun gelişmesini “engelleyici
faktörler” in ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.
Buna karşın organizasyonda korkuya ve cezalandırmaya dayalı bir
sistemin aynı zamanda, merkeziyetçi-hiyerarşik bir yönetim yapısının
mevcut olması durumunda ise organizasyonun önündeki engelleyici
güçlerin ortadan kaldırılması zor olabilir. Bu durumda organizasyona
karşı duyulan güven ortamı yok olur ve organizasyona karşı düşmanlık
daha da artabilir. Kurt Levin’in Güç Alanı Analizi, özet olarak
organizasyon yapısı ve kültürünün çalışanlar üzerindeki olumlu ve
olumsuz etkilerini görmemize imkan sağlamaktadır.
Kurt Levin, organizasyonda insan ilişkilerini ve davranışlarını
etkilemede liderlik tipinin de belirleyici rol oynadığını açıklamaktadır.
Levin’e göre üç tür liderlik sözkonusudur: (1) Otoriter, (2) Liberal,
(3) Demokratik/Katılımcı. Levin’e göre otoriter lider çalışanlar üzerinde
baskı kuran, emir ve talimatlar veren, tüm güç ve yetkileri kendisinde
toplayan kimsedir. Bunun aksine, liberal lider çalışanları kararlarında ve
yapacağı işlerinde tamamen serbest bırakan bir liderdir.
Demokratik/katılımcı liderlik türünde ise lider, çalışanlara rehberlik
ve öncülük etmekte, organizasyonda karar alma sürecine çalışanların
katılımını teşvik etmektedir. Levin, organizasyonda çalışanlardan en
yüksek performans elde edebilmek için demokratik/katılımcı liderlik
anlayışının gerekli olduğuna inanmaktadır (Dinçer, 1996; 158-159,
Eren, 1984; 22 vd.).
Yönetim bilimine önemli katkılarda bulunan bir teorisyen olan Kurt
Levin geliştirdiği ve literatürde
“Güç Alanı Analizi” olarak bilinen
yaklaşımını, yönetimde insan ilişkileri alanına uygulayabiliriz.
Carl Rogers – Mayo ve arkadaşları ile Western Elektrik şirketinde
çalıştı.
−
Endüstri danışmanlığı için bir “danışan merkezli terapi” yöntemi
geliştirdi.
−
Onun danışan merkezli terapisinin dayalı olduğu metapsikolojik
varsayımlar aynı zamanda insan ilişkileri yaklaşımının inşa edildiği
iskelet çerçeveyi oluşturdu.
Jacob Moreno – Gruplar içerisindeki insan ilişkilerini inceledi.
Araştırma Sonucu: Benzer ilgi alanlarına sahip kişilerin bir arada
bulunduğu grupların benzer özelliklere sahip olmayan gruplardan daha
verimli çalıştığını keşfetti.
İnsan İlişkileri Teorisinin Temel Sayıltıları
−
Çalışanlar sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarla güdülenirler.
−
Kabul görme, bir yere ait olma ve güvende hissetme gibi ihtiyaçlar
insan moralini yükseltmede fiziksel şartlardan daha önemli rol
oynarlar.
−
Bir kişinin algıları, inançları, güdüleri, kavrayışı, değerleri ve buna
benzer faktörler kişinin çalışma ortamındaki davranışını etkiler.
−
İş yerinde informal gruplar kendi davranış normlarını ve şekillerini
oluştururlar. Takım ruhu, gruplar arası çatışma, sosyal uyum, gruba
bağlılık, iletişim bir kişinin ferdi ve grup içerisindeki davranışlarını
etkiler. (Örgüt İklimi)
−
Hiyerarşide yer alan tüm katmanlar arasında etkili bir iletişim ağı
kurulmalıdır. İnsan ilişkileri kuramcıları otoriter değil demokratik
liderliği vurgularlar.
İşbirliği Yaklaşımı (Davranış Bilimi Yaklaşımı)
Davranış bilimciler, hem klasik yaklaşımcıların rasyonel-ekonomik
modelini hem de insan ilişkileri yaklaşımcılarının sosyal modelini, iş
ortamında çalışanların tamamlanmamış rolü olarak düşündüler.
Birçok yazar klasik ve insan ilişkileri teorilerini uzlaştırmaya veya bunlar
arasındaki çatışma noktalarını göstermeye çalıştı; böylece davranış
bilimi yaklaşımı ortaya çıktı.