Bürokratik Modelin Eleştirisi
Bürokratik özellikler
İşlevler
Olumsuz Sonuçlar
İş-bölümü
Uzmanlaşma
Can sıkıntısı
Kurallar
Süreklilik ve benzerlik
Katılık ve amaçların yer
değiştirmesi
Yetki hiyerarşisi
Disiplinli uyum ve
eşgüdüm
İletişimin tıkanması
Kişisel olmama
(Nesnel yönelim)
Ussallık
Moral düşmesi
Yeterlik
(Kariyer yönelimi)
Özendirme
Başarı ve kıdem
arasındaki çatışma
ABD’de Bir Okul Bölgesinde Bürokratik Yönetim Şeması
Okul Bölgesi Müdürü
Okul Bölgesi Müdür Yardımcısı
(O.B.M.Y.)
Hukuk Danışmanı
Personelden
Sorumlu
O.B.M.Y.
Öğretimden
Sorumlu
O.B.M.Y.
Çalışmadan
Sorumlu
O.B.M.Y.
Araştırma ve
Geliştirmeden
Sorumlu
O.B.M.Y.
İlköğretim Müdürü
Ortaöğretim Müdürü
Ortaokul Müdürleri
İlkokul Müdürleri
Öğretmenler
Öğretmenler
−
Aşırı bir görev dağılımı uzmanlık yaratsa bile yeni şeyler
denenmesini engeller ve bu da performansta düşüşü sağlar. Sonuçta
personelin işten kaytarmasına hatta işi bırakmasına neden olabilir.
−
Bürokratik kurallara aşırı bağlılık randıman düşüklüğü sağlar. Çünkü
bürokratik yönetimin tavandan tabana bir komuta özelliği
olduğundan karar verme mekanizmalarına astlar pek katılmaz. Bu
da motivasyonu olumsuz etkiler. Astlar kendilerini üstlerinin gözünde
kötü gösterecek enformasyonu üstlerine iletme konusunda isteksiz
davranırlar. Gerçekte astlar kendilerini üstlerine iyi gösterici
nitelikteki bilgiyi iletme eğilimi gösterirler.
−
Nesnellik akılcı karar vermeyi sağlar; ama öylesine kısır bir iklim
yaratır ki insanlar bu atmosfer içinde mekanik bir etkileşim içine
girer. Sonuçta moralin düştüğü görülür.
Bir değerlendirme: Fayol Anlayışında İnsan Boyutu
Prof.Dr.C.Can Aktan
Yönetim biliminin kurucularından birisi olarak kabul edilen Max
Weber de, Frederick Taylor ve Henri Fayol gibi organizasyonlarda
uzmanlaşma, hiyerarşi ve kuralların önemi üzerinde durmaktaydı.
Weber’in yönetim modelinde de “insan” boyutunun günümüzdeki
anlayıştan çok farklı olarak ele alındığını söyleyebiliriz. Weber’in
yönetim ilkelerine göre özellikle organizasyonda yazılı kuralların
oluşturulması, yönetici ve çalışanların bu kurallar çerçevesinde hareket
etmesi öngörülüyordu. Yine bugün genel kabul gören insan kaynakları
yönetimi felsefesinden farklı olarak Weberyen yönetim felsefesinde alt-
üst ilişkilerinin hakim olduğu bir hiyerarşik-bürokratik model
öngörülüyordu.
Kaynak: C.Can Aktan, 2000'li Yıllarda Yeni Yönetim Teknikleri (4):
İnsan Mühendisliği, İstanbul: TÜGİAD Yayını,1999.
Klasik Örgüt Teorisine Genel Bir Bakış
Temel Özellikleri
−
Bir görev en az çabayı ve zamanı gerektirecek şekilde
yürütülmelidir.
−
Etkililik, herhangi bir işin temel öğelerine ayrılmasıyla elde edilebilir.
−
Görevleri parçalara ayırmak performansın rutinleşmesine yardım
eder.
−
Örgütü eşgüdümlemek için, karar verme yukarıdan aşağıya aktarılan
sorumluluk ile birlikte merkezileştirilir.
−
Kumanda birliği ve eşgüdüm, ancak herhangi bir düzeydeki her
denetmenin emri altındaki sınırlı sayıda (5-10) astın bulunduğu
durumlarda olanaklıdır.
−
Örgütün bir bölümü, diğer bölümlerin yaptığı işleri tekrar
yapmamalıdır.
−
Formal örgüt yapısı analiz edilmelidir (yarı formal ve informal yapılar
analiz edilmez).
Katkıları
−
Yönetim bilimini büyük ölçüde zenginleştirmişlerdir.
−
Planlama, yöneltme, örgütleme, koordinasyon, bütçeleme ve
personel seçimi gibi süreçlere önem verdiler.
−
Verimliliğe ve etkililiğe büyük önem verdiler.
Sınırlılıkları
−
Görev odaklıdır. Örgütteki insanla sadece verim açısından
ilgilenmişlerdir.
−
İnsanları makinenin birer çarkı gibi görmüşlerdir. Bu nedenle
insanların duygu, düşünce, özlem, çoşku ve korkularını, aralarındaki
etkileşimin davranışlar üzerindeki etkilerini ihmal etmişlerdir. Bir
başka ifadeyle psikolojik ve sosyal faktörleri yok saymışlardır.
−
Motivasyonu yalnızca maddi olarak sağlama yönüne gitmişlerdir.
−
İnsanı, insan olarak yok sayan örgüt kuramları geliştirmeye
çalışmışlardır.
−
Örgütteki informal gruplar ve içinde yer aldığı çevre göz ardı
edilmiştir.
Genel Değerlendirme
Klasik kuramcıların görev odaklı bir bakış açısıyla insanı yalnızca
bir verim makinesi olarak görmelerine karşın yöneticiliği bir meslek
durumuna getirme ve onu onurlu bir iş olarak tanımlama,
yöneticileri çeşitli ilke ve tekniklerle destekleme, yöneticilere yön
verme, başarının anahtarlarını gösterme ve kamuoyunda yöneticiliği
belli bir yere koymada önemli katkıları olmuştur.
Eğitim Yönetimine Etkileri
−
Eğitim ve okul yöneticisi bir verim uzmanı olarak düşünülmeye
başlanmıştır. Bu anlayış bir bakıma okulu fabrika, öğrenciyi
hammadde durumuna getirmiştir.
−
Eğitim yönetiminde verimlilik ve etkilik önem kazanmaya başladı.
Böylece verim eğitimde son amaç olmaktan çıkıp eğitimle birlikte
düşünülür oldu.