YüZÜNCÜ yil üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ



Yüklə 0,63 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/34
tarix06.05.2018
ölçüsü0,63 Mb.
#42910
növüYazi
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   34

 
27
Teyze-Yeğen boyutunda olduğunu düşünürler. I.M. Diakonoff ve G.A. Melikişvili’ye ait 
olan bu görüşün açıklaması: “Urartuca, Hurri Dili’nin geç bir diyalekti değil,  fakat 
Hurri Dili ile aynı kökten, atadan çıkarak gelişmiş farklı bir dildir”. W.C. Benedict de 
özellikle I.M. Diakonoff’un açıklamasına dayanarak, A. Goetze’nin Urartu Dili Hurri 
Dili’nin kesinlikle yeni bir diyalektidir, şeklindeki görüşlerini eleştirerek Sovyet Bilim 
Adamları’nın görüşlerini benimsemiştir. M. N. van Loon
16
’un konu hakkındaki görüşü 
şu şekildedir: 
Urartu Dili aslında Kuzey Mezopotamya, Kuzey Suriye ve Güneydoğu 
Anadolu’da M.Ö. 2. binde konuşulan Hurri Dili’nden doğrudan doğruya gelişmiş 
olamaz. Ancak aynı bölgeden ele geçen M.Ö. 3. bine ait bazı kısa Hurri textleri Urartu 
Dili’nde devam eden ve M.Ö. 2. binde Hurri Dili’nde kaybolan bazı özellikler 
göstermektedir. Bu nedenle, Urartu Dili’nin, Hurriler’in prehistorik çağından geldiği 
söylenebilir ... Urartu ve Hurri Devletleri birbirlerine çok yakın dilleri kullanmışlardır. 
Bundan dolayı, çok önceleri ataları ortak olan bir ulustan gelmiş olmalıdırlar”.  
Urartu ve Hurriler’in tarihi ve kültürel gelişim süreçlerine baktığımızda; 
kronolojik zaman ve yaşam alanları bakımından birbirinden ayrı birimler halinde 
görülen Hurri ve Urartu toplumları ve Yakındoğudaki siyasal oluşumlarının, aslında 
tarihin akışı içerisinde yakın bir temas imkanı bularak, kültürel bir devamlılık 
gösterdikleri anlaşılmaktadır. 
Her iki toplumun aynı kökenden çıktıkları ve M.Ö. 3. binde, belki de iki ayrı boy 
ve birbiri ardından gelen göç dalgaları halinde Transkafkasya bölgesinden güneye 
yayıldıkları belli olmaktadır. İki dil arasındaki akrabalık ve benzerliklerin yanında bazı 
göze çarpan farklılıkların da bulunmasının nedeni bu tarihsel gelişimle bağlantılı 
olmalıdır.  
Ana faktör olarak Urartular’ın Doğu Anadolu yüksek yaylasındaki dağlık 
bölgelere yerleşmeleri, Hurriler’in ise, onlardan daha önce güneye inerek Mezopotamya 
                                                           
16
 Loon     1966,  3 
 


 
28
Uygarlıkları ile temasa geçmeleri ve yerleşik bir yaşam  şekline kavuşmaları gibi 
nedenlerle, ayrı ayrı gelişim göstermeleri sonucunda bu farklılıkların ortaya çıktığı 
söylenebilir. Ayrıca bu farklılıklara diğer bir sebep olarak bu dillerin, ana-evlat gibi 
tanımlanan direkt akrabalıktan ziyade, Teyze-Yeğen ilişkisi içerisinde değerlendirilerek 
belirtilmesi daha objektif görülmektedir.  
Bu dillerin yoğun yayılma sahaları olan Doğu Anadolu yüksek yaylası ve dağlık 
bölgesi ile Kuzey Mezopotamya’nın, prehistorik devirlerde maddi kültür kalıntıları 
bakımından homojenlik (soy benzerliği) göstermesi, ve ayrıca tarihsel olarak Hurri ve 
Urartu Dilleri’nin akrabalığı da göz önüne alındığında, söz konusu olan bölgelerin nüfus 
çoğunluğunun Hurri-Urartu kökenli olduğu görüşü savunulabilir
17
.  
Bu değerlendirmeye göre Hurri-Urartu toplumlarının kökenini; Doğu Anadolu 
Kalkolitik Kültürünü, veya diğer bir değişle Kura Aras Kültürü’nü M.Ö. 3. binde 
oluşturan etnik toplumlar teşkil etmekteydi. Bu toplumlar ve oluşturdukları kültür daha 
sonra, M.Ö. 3. binin ilk çeyreğinden itibaren Doğu Anadolu’dan Kuzey 
Mezopotamya’ya doğru yayılmış, Güney Suriye ile Filistinde Khirbet-Kerak Kültürü’nü 
meydana getirmişlerdir. Söz konusu toplumların kuzeydeki Kura ve Aras vadileri ile 
Doğu Anadolu üzerinden Suriye’ye doğru indikleri artık kesinlik kazanmaktadır. Bu 
güzergahı izleyen Hurriler’in asıl yerleşme yerlerine yani, Suriye ve Kuzey 
Mezopotamya’ya gelmeleri Erken Bronz II. evresinde olmuştur
18
. Bu Amuq -h- evresine 
ve yaklaşık olarak M.Ö. 2700 – M.Ö. 2500 arasına tarihlenmektedir. Perdahlı, parlak 
siyah/siyahımsı gri ve kırmızı renkli “Khirbet-Kerak” keramiklerine sahip olan bu halk, 
Erken Bronz III evresinde, Filistin’e kadar gitmiştir. Fakat şunu da belirtmek gerekir ki, 
M.Ö. 2. binin sonlarında bu kültür, yerel kültürler içinde eriyerek asimile olmuştur. 
Bundan dolayı M.Ö. 3. binden sonra, bu bölgelerdeki Hurri toplumlarının varlığıyla 
ilgili bilgiler arkeolojik materyaller ile değil yazılı kaynaklar vasıtasıyla elde 
edilebilmektedir
19

                                                           
17
Taner Tarhan, M.Ö. XIII. Yüzyılda Uruatri ve Nairi Konfederasyonları, İstanbul, 1978, 16,26 
18
Loon    1966,  4 ; U. B. Alkım, From the Beginnings to the end of the2.nd Millenium B.C., Anatolia I.  
Geneva, 1968, 84  
19
 Tarhan “a.g.e”,   1978,  28 


 
29
M.Ö. 3. binde kuzey Mezopotamya ve Suriye’ye yerleşen Hurriler’in dili bu 
coğrafyayı mesken edinen diğer uluslardan, Sümerce ve Semitik dil aileri ile Hint-
Avrupa dil ailelerinden farklı bir dil ailesine mensuptu (bkz. tablo 1). Ancak tabi ki aynı 
coğrafyanın paylaşılması ve farklı kültürel ilişkilerin yaşanmış olması dili de 
etkilemiştir. Bu ilişkilerde Hurrice, coğrafik yapısının gereği, Mezopotamya, Suriye ve 
Anadolu etkisini Urartuca’ya göre daha yoğun hissetmiş olmalıdır. Urartuca’nın 
fonolojik olarak Hurrice’den daha arkaik fakat morfolojik olarak daha genç olduğu 
görüşü bu etkileşime dikkatleri çekmektedir
20
.  Urartuca ile Hurrice arasındaki ilişki; 
aynı kökenden çıkıp bazı farklılıklara uğrayan günümüz dillerinden İspanyolca ve 
İtalyanca’ya da benzetilmektedir
21
.  
 
4.2. URARTU ÇİVİ YAZISI GELENEĞİ  
 
4.2.1 YAZI VE ÇİVİ YAZISI 
İnsanoğlu kendini bilmeye başladığı andan itibaren duygu ve düşüncelerini 
anlatabilmek, bunları başkalarıyla paylaşabilmek ve bir takım ihtiyaçlarını 
karşılayabilmek amacıyla dili bir iletişim aracı olarak kullanmaya başlamıştır. Yazı ise; 
bu duygu ve düşüncelerin sonucunda, ağızdan çıkan seslerin dolayısıyla sözcüklerin 
kulak ya da jest yardımı olmadan gözle görülebilen bazen de dokunulabilen işaretler 
halinde biçimlendirilerek kaydedilmesini sağlayan araçtır
22
 
Yazı; sözü dilsiz kılarak korumakla kalmaz, ayrıca, o zamana dek olanak halinde 
bulunan düşünceyi gerçek kılar. İnsanın taş ya da kağıt üstüne çizdiği en yalın çizgiler 
yalnızca bir araç değildir; düşünceyi kilit altına alır ve her an yeniden canlandırır. Yazı 
                                                           
20
The Cambridge Ancient HistoryUrartian, Volume I Part I, Cambridge, 1970, 153 
21
 Veli Sevin, Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi, Eski Anadolu ve Trakya ( Başlangıcından  Pers    
Egemenliğin Kadar ) İstanbul, 2003-a, 21 
 
 
22
Selen Hırçın, Çivi YazısıTEBE Yayınları, İstanbul – 2000, 1  


Yüklə 0,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   34




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə