598
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
1.1.1.2. Ahmed-i Yesevî ve Duygusal Farkındalık
Insan duygularıyla da yaşamını sürdürür. Modern hayat bir yandan hayatı
kolaylaştırırken bir yandan da duygularını ihmal etmektedir.
“Zekâ puanında artış yükselirken, duygusal ve sosyal becerilerde tam tersine
düşüş görülmektedir. Bilişsel zekâya (IQ) verilen aşırı önem ve Duygusal zekâ
ile ilgili eksikliklerin yarattığı problemleri günümüzde birçok toplumsal alanda
tespit edebiliriz; madde bağımlılığı, suç işleme, depresyon, intihar, şiddet, vb.
çeşitli ruh sağlığı bozuklukları konularında istatistikî araştırmalar eskiye göre
artış olduğunu göstermektedir.”
Ne yazık ki araştırma bulgularına göre; bu kuşağın çocukları, önceki dönem-
lere göre daha fazla duygusal problemlerle uğraşıyorlar. Bu yüzden daha yal-
nız, daha kızgın, kuralsız, sinirli, hassas, saldırgan ve depresif olmaya eğilimli
büyüyorlar.”
7
Eğitimin hedefi sadece zihni geliştirmeye yönelmemeli, aksine duyguların
aşırılığa yönelmesi ve denetimsiz kalma tehlikesi üzerinde olmalıdır. Günü-
müzde maddî olarak hiçbir sorunu olmamasına rağmen psikiyatrik sorunları
olan onlarca insanın varlığı duyguların ihmale gelmemesinin göstergesidir.
Ahmed-i Yesevî, tarihin meşhur zalimlerine telmihte bulunarak onların
zalimliğini hatırlatır ve yine onların Allah’ın peygamberi Hz. Musa’nın öğüt-
lerini dinlememesine, ona kulak vermemelerine dikkat çeker. Gerek Firavun,
gerekse Kârûn güçleriyle ve mallarıyla ihtiraslarına yenilerek halka zulmet-
mişlerdir. Halbuki Musa Peygamber onlara insan olduklarını, asla mabut ola-
mayacaklarını, hakkı, hukuku nasihat etmiş, iyiliği, doğruluğu önermişti.
Firavn Kârûn şeytan sözin mehkem tuttı
Bul sebebptin yer yarıldı anı yuttı
Musâ Kelîm nâsih bolup sözler ayttı
Kulak tutmay ol ikisi öldi murdar
Firavn Kârûn şeytan sözünü sıkı tuttu
Bu sebepten yer yarıldı onu yuttu
Musâ Kelîm öğüt verici olup sözler söyledi
Kulak tutmadan ol ikisi öldü murdar
8
7
Psk. Dr. Ayşegül Önk Eray, “Duygusal Zeka Nedir?”, aynapd.com.tr›?p=342
8
Hoca Ahmed, age., s.117.
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
599
1.1.1.3. Ahmed-i Yesevî ve Kendini Değerlendirme
Birey hayatta sürekli başarılı olmak ister ve bunun için çeşitli aşamalardan
geçmek üzere çeşitli ortamlarda öğrenim görür, ama insanın karşısına yete-
nekler çıkar. Insan, yeteneklerinin gücünü bilmeli ve hangi yeteneğe sahip
olduğunun sınırlarını bilmelidir. Ahmed-i Yesevî, insan nefsinin yani egosu-
nun doyumsuzluğuna dikkat çeker. Bu bağlamdaki “Yüz bin türlü yemek”
imgesiyle mâsivâyı olduğu gibi sınırsız dünya nimetlerini ifade etmiştir. Şair,
nefsine karşı iradesinin gücünü test ediyor, insan nefsi bilindiği üzere do-
yumsuzdur, nefsi köpeğe benzeterek nefsini kontrol edemediğini anlatıyor ve
Allah’tan yardım istiyor:
Nefsim meni ot dek yanıp yolum urdı
Yüz minğ türlük taam tilep dükan kurdı
Ağzın açıp her eşikge meni sürdi
Himmet berseng it nefsimni uşlasam men
Nefsim benim ateş gibi yanıp yolumu kesti
Yüz bin türlü yemek isteyip dükkan kurdu
Ağzını açıp her kapıya beni sürdü
Himmet versen köpek nefsimi yakalasam ben
9
1.1.1.4. Ahmed-i Yesevî ve Özgüven
Özgüven kişinin kendisine güven duyarak davranışlarında hata yapmama-
sıdır. Kendisini tanıyan insan, yetenekleriyle doğru bildiği yolda kendi irade-
sini kullanarak menziline gidebilir. Gideceği hedefe varmak kişinin özgüve-
niyle de alakalıdır. Peygamberler, özgüvenleriyle tüm engelleri aşabilmişler,
ufukta görünmeyen aydınlık geleceklere varabilmişlerdir. Onların kendisine
inananlara önerdikleri din öğretileri özgüven de içermektedir.
Ahmed-i Yesevî aşağıdaki mısralarda Hz. Peygamberin kime ümmetim
diyeceğini yüksek bir özgüvenle ifade etmektedir. Dinin temeli doğruluk ve
Hakkı arayıp bulmaktır. “Sırat-ı müstakîm” yani doğru yol Kur’an’ın ve dola-
yısıyla onun insanlığa önerdiği temel ilkelerin başında gelir. Hz. Peygamberin
çağrısı insanlara doğru yola uymaları ve bu yolda hayatlarını sürdürmeleridir.
Ümmet olmak onun buyruğuna uymak, o buyrukları ifa etmektir, aksi takdir-
de şekilde kalan bir dindarlık ümmet olmaya yeterli olmaz.
9
Hoca Ahmed, age., s.71.
600
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Toğrı yürgen kulını Haknı izlep yolını
Râst yürgen kulını ümmet degey Muhammed
Ümmetmen dep yürürsen buyruğını kılmazsen
Neçük ümîd tutarsan anda sormas Muhammed
Doğru giden kulunu, Hakk’ın arayıp yolunu,
Doğru yürüyen kulunu ümmet diyecek Muhammed
Ümmetim diye yürürsün, buyruğunu yapmazsın
Nasıl ümit yutarsın orada sormaz Muhammed
10
1.1.2. Ahmed-i Yesevî ve Kendini Yönetme
Bireyin kendisini yönetmesi eğitim ve öğretimin hedeflerindendir. Bireyin
kendisini yönetmesi akılla ve iradesiyledir. Birey duygularıyla aklı arasında
zor bir süreç yaşar. Öfkeyi, kıskançlığı, kötülüğü seçen birey isterse akl-ı se-
lim sayesinde doğru yolu bulur. Kendini yönetme iradeye bağlıdır, irade in-
sanı kontrol eder, kötü duygularını denetleyerek iyiye ulaşır. Irade duyguları
yönetemez, duygular iradeyi yönetirse insan için felaket dolu günler başlar.
Ahmed-i Yesevî insan-ı kâmil adı verilen ideal bir insan modeli için hik-
metlerindeki mısralarda imalarda bulunur. Dünya nimetlerine yani kesrete
sevgi duymak insani bir duygudur. Insan bu duygusunun tutsağı olarak ah-
reti unutur. Dünya sevgisi esasen kötü bir duygu değildir, ama insan aşırılığa
yönelip Allah’ın emirlerini unutabilir ve ondan uzaklaşır, kendi iradesinden
kopar. Allah’a duyduğu sevgiyle o sevgi pazarında ahiret sevdasına tutulmak
ister. Ama duyguları onu dünya sevgisine yöneltir; mal, mülk, makam, mevki
gibi “izzetler”, yani yücelikler karşısında ahreti unutabilir. Kendini yönete-
meyecek durumda kalır insan… Tespih çeker, tehlilde bulunur, oruç tutar,
namaz kılar ama bunlar kâr etmez, çünkü bunları içten yapmadığına inan-
maktadır, bunları şekilde yapmaktadır. Ahmed-i Yesevî bir şeyin farkındadır,
yalandan yani biçimsel bir ibadet yaptığının farkındadır, artık mesele kolayla-
şır, duygularını tanımaktadır, kendisini yönetme aşamasına, yani duygularını
iradesiyle yönetme düzeyindedir.
10
Hoca Ahmed, age., s.57.
Dostları ilə paylaş: |