Eylül 2016 İstanbul/Türkiye



Yüklə 4,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə25/238
tarix14.06.2018
ölçüsü4,91 Mb.
#48762
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   238

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 69


ğerlerdir. Bu değerler üzerinde biraz düşünülüp kafa yorulduğunda, bu değer-

lerin milli bir öze ve evrensel niteliklere sahip olduğu görülmektedir. Yesevî 

geleneğinden  gelen  şahsiyetler,  yaşadıkları  dönemlerde  toplumsal  sorunlar 

ile nasıl mücadele ettiler ve başa çıktılar ve bunu yaparken neye dayanıyor-

lardı ve insanları nasıl eğitiyorlardı? Bugünkü sorunlarımızı çözmek için de o 

kaynaktan yararlanabilir miyiz? Belki, bugünün dili ile o kaynakları (Farabi, 

Ibn-i Sina, Yusuf Has Hacib, Ahmet Yesevî, Hacı Bektaş-i Veli, Yunus Emre 

vb.) yeniden okumak, yeniden oluşturmak ve yeniden söyletmek gerekiyor. 

Bu bağlamda Ahmet Yesevî’de bilgi, aşk, ben, hayat, gönül ve ölüm kavramla-

rı ile ilgili görüşlerini tartışmaya ve yeniden okumaya çalışacağız.

Ahmet Yesevî’nin düşüncesinde bilgi, bilme önemli bir yer tutar. O ceha-

letle mücadele eder. Bunu Divan-ı Hikmet’teki birçok dizesinde dile getirmiş-

tir. 

Bir şey umma cahillerden kadrini bilmez



Karanlık içinde yol şaşırsan yola salmaz

Boyun büküp yalvarsan elini tutmaz

Cahilleri şikayet ederek geldim ben işte

Yesevî  yukarıdaki  dörtlükte  cahillerin  kadir  bilmeyeceğini  ve  kendisinin 

cahillerden hoşlanmadığını ifade ediyor. Bu sözler bize Sokrates’in “Kötülük, 

bilgisizliktendir (cahillik).” ifadesini düşündürüyor. Bizim kültürümüzde ca-

hilliği yeren, bilgiyi yücelten atasözleri vardır. Örneğin, cahil dostun olacağına 

akıllı düşmanın olsun gibi. Her dönemde ve her kültürde cahiller itibarsızdır. 

Onun için Yesevî, toplumun eğitimine ve bilgilenmesine önem verir. Bunun 

için de toplumun anlayacağı en yalın dili kullanır.

Önce-sonra iyiler gitti kaldım yalnız

Cahillerden işitmedim bir güzel söz

Bilge gitti cahiller kaldı çektim üzüntü

Yolu bulamayıp şaşkın olup kaldım ben işte

Yukarıdaki dörtlüğünde bilgelerin yol göstericiliğine, onların önderliğine 

değiniyor. Bilgelerin olmadığı toplumda güzelliklerin gösterilmesi ve yaşan-

ması güçleşir. Cahillerde güzel sözlerin ve davranışların görülmeyeceğini ima 

eder.  Onun  için  insanın  bilgilenmesi  son  derece  önemlidir.  Bilgili  insanlar 




70  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

çevrelerine ışık saçar ve aydınlatır. Bilgili insanların olduğu toplum erdemli 

toplum olur.

Gıybet sözden hiç sakınmadım ben dilimi;

Cahilliğim beni rezil eyler dostlar.

Bu mısrada cahilliğin kötülüğünü, insanı nasıl güç durumda bırakacağına 

işaret ediyor. Insanın nasıl davranacağını, nasıl konuşacağını belirleyen onun 

eğitim ve kültür düzeyidir. Yine bizim kültürümüzde şu söz çok manidardır; 

İnsanlar giyimleri ile karşılanır, düşünce ve davranışları ile uğurlanır. Insanı değerli 

kılan düşünce ve davranışlarıdır, kıyafetleri değildir.

Söyleme “Ene’l-Hak”, “kâfir oldun Mansur”deyip

“Kur’an içinde budur” deyip, öldürdüler taş atıp.

Bilmediler mollalar “Enel-Hakk”ın mânasını

Zahir ehline hâl ilmini Hakk görmedi münasip.

Bu mısralarında Yesevî, bilgi ve ilmi yeterli olmayanın söylenen sözü doğ-

ru anlayamayacağını ve bunun da telafisi zor sonuçlar doğurabileceğini dile 

getiriyor. Bu konuda Hallâc-ı Mansûr olayına atıfta bulunuyor. Onun için söy-

lenen sözün hangi bağlamda ne için söylendiğine vakıf olmak gerekir.

Akıllı olsan, cahillere sır söyleme

Gerçek dervişler ibadetlerini gizli eyler.

Yesevî’de sır önemlidir. Hem sırrın cahillere söylenmemesini hem de iba-

detlerin gizli yapılmasını öğütler. Çünkü şekilcilik ve gösteriş, ihlası gölgeler.  

Kul Hoca Ahmed bu hikmeti kime söyledin

Arifim diye ahaliye okuyup yaydın

Tesir eylemez alimlere söylediğin öğüdün

Arif odur beden mülkünü viran eyler

Bu sözlerden anladığımız kadarı ile Yesevî’ye göre anlamak için alim ol-

mak yetmez. Ayrıca arif olmak gerekir. Arif zahiri olanla yetinmez. O batini 

olanı da kavramaya çalışır. Bazı durumlar vardır ki onları zahiri ilmi ile anla-



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 71


mak mümkün olmaz. Görünenin gerisindeki sebeplere ilişkiye nüfuz etmek 

gerekir. Bu hal pek çok mutasavvıfta karşımıza çıkar. Varlığın sırrına ulaşmak-

ta bu yaklaşımın reddedilmesi bilgimizin eksik kalmasına sebep olabilir.

Hangi talib hikmetimi tutsa aziz,

Nereye varsa, başı aziz, sözi leziz,

Yahşi sözü fehm eylemez her terbiyesiz,

O sebebden bilge izleyip yürüdüm ben işte.

Yesevî’nin sözün önemine ilişkin söylediği bu dörtlükte dile getirdiği dü-

şünceler başka düşünürler tarafından da dile getirilir. Örneğin, Yunus Emre 

der ki; “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı”. Bir sözün ne kadar önemli 

olduğunu bize anlatan veciz ifadelerden birisidir. Sözün gerisinde bir düşün-

ce, bir dünya görüşü ve bir niyet vardır. Söz insanın bilgisini, ahlaki durumu-

nu, dünya kavrayışını, zihin dünyasını, duygu dünyasını ele veren bir araçtır. 

Kul Hoca Ahmed, taat kılsan, pinhan kıl,

Leb namahrem, dem namahrem, özün bil,

Belki dil hem namahremdir, hazır ol,

Hakk’dan özge talebleri sordum mena.

Yesevî konuşurken dikkatli olunmasını her akla gelenin söylenmemesi ge-

rektiğini belirtir. Bazı sözler vardır ki onlar sır olarak kalmalı, dile getirilme-

melidir. Bu durumu anlatan güzel atasözlerimiz vardır: Gırtlak dokuz boğum-



dur, sekizini yut birini söyle veya söz gümüşse, sükut altındır gibi. 

Bu hal yolu nazik yoldur, tehlikesi var,

Alim, sözsüz adım atsa, ukbalar var.

Piri kamil mükemmilsiz geçmek hayal,

Söz ilmini bilen emin geçer, dostlar.

Yesevî’ye  göre  insan  yaşamını,  Hakk’ın  mesajı  ve  peygamber  sünnetine 

göre düzenlemelidir. Bunun için Yesevî küçük yaştan itibaren talim ve terbiye 

almış. Söz ilmine vakıf bir mürşit olmuştur.




Yüklə 4,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   238




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə