Hazirlayanlar



Yüklə 3,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə41/189
tarix10.12.2017
ölçüsü3,37 Mb.
#15029
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   189

123

Yrd. Doç. Dr. Esat CAN



—Sus ülen, gâvur deme kendine. 

Minas artık hasta çocuğa meddahlık yapıyordu, yüksek sesle konuş-

tu: 

Desem de, demesem de gâvur değil miyim? Üzme kendini üzme; ben 



Osmanlıyım Ali Emmi, Osmanlı. Şimdi sen nasılsın bakalım?

Eh işte.…………………..



Minas sanki bir ilâç tatbik ediyordu. Gürültücülüğünü iyice artırdı:

Şuna bak Reis bey, şuna bak; bu kurt kocadığını nihayet anlamış 



değil mi?

Ali Emmi biraz kendine gelir gibi olmuştu: 

Doğru… senin gibi… bi … köpeğin…



Minas bir kahkaha atarak tamamladı:

Maskarası olunca anladın ha?. Oh olsun. Fakat ben sana işin doğ-



rusunu diyeyim mi? Sana asıl ağır gelen bir gâvura muhtaç olmak. 

Sus dedim ülen… zorlama kendini gâvur olmak için.. Bi kalkayın 



seni sünnet ettirmezsem bana da Ali…

Öksürmeğe başladı. 

Yorma kendini



5

.

Minas, Ali Emmi’nin ilâçlarını eczaneden kendisi alıp getirir: 



Sedirden aldığı ot yastıkları arkasına koyup doğrulttu:

Şimdi ben gidip ilâç getireceğim. O zamana kadar da pek konuş-



ma. 

Küçük Hacı biraz itiraz edecek oldu. Fakat Minas dinlemedi:

İçinizde en genç benim. Sonra eczacıyı da benden başkası kaldıra-



maz. 

Çıktı. Ali Emmi bitkinlikten çok, içliliğin titrettiği bir sesle:

Bu da gâvur, dedi, töbe töbe. 



ve Reis bey, Akşehir’de tam bir minyatürünü bulan büyük trajediyi 

düşündü:

Bir vakitler (…) aynı hava, aynı su ve aynı nimetler, aynı haklarla 

eşit olarak, hem de aynı selâmlaşmalar, aynı gülümseyişlerle paylaşılıyor-

du. Gelenek, görenek, inanç ayrılıkları için, dağsal köylerin giyim kuşam, 

5 Buğra, a.g.e., s.496.




124

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER



ağız ve oturup kalkma özelliklerine gösterilen hoşgörürlük, hattâ fazlasıy-

la vardı. Asıl doğru söylenişi ile bu ayrılıklar mesele değildi. Eşsiz İslâm 

kalbinin ve kafasının yarattığı Osmanlı düzeni içinde bütün münasebetler 

insana yakışan halini buluyordu

6

.

Durumu giderek ağırlaşan Ali Emmi vefatından önce yakınlarına vasi-

yette bulunurken sözlerinin başında Doktor Minas’a yer verir:

… Dinlen beni gaari: Bu doktor gâvuruna sahap çıkın. Hacım, sen de 

Leylâma da anasına da göz kulak olun gaari. Kendi torunlarından ayırma 

emi. Biz gün gösteremedik bahtsızlara

7

.

Bölücülük aleyhtarı ve Osmanlılık değerlerine bağlı bu Ermeni dok-

tor, Rum manifaturacı Eftim ve Vasilâki ile birlikte, romandaki müspet üç 

azınlık ferdinden biridir. Yazara göre, onlar gibi dürüst ve devlet şuuruna 

sahip daha pek çok Rum ve Ermeni vardır. Nitekim bu grup, Müslüman 

mahallesine yapılacak bir gece baskınını da kararlılıkları sayesinde engel-

leyebilmiştir. Fakat bu insanlar büyük sosyal çalkantılar ve savaş hengâ-

mesi içinde ne İsa’ya, ne de Musa’ya yaranabilmişlerdir. 

Tarık Buğra’nın, kadro olarak pek zengin romanında çeşitli şahıslar 

arasında yer verdiği farklı bir tip de işte bu müspet azınlık tipidir. Ondan 

önceki Millî Mücadele romanlarında bu hacimde yer verilmiş müspet azın-

lık tipine rastlamıyoruz. Bu yaklaşımda yazarın objektif olma ve objektif 

kalma gayretiyle insan sevgisini buluyoruz. 

Behçet Necatigil, Ermeni Doktor Minas’ı Osmanlı ruhunun güzel ör-



neği olarak niteler ve yazarı da böyle bir tip yaratmakla başarılı bulur

8

.



Ömer Polat’ın asıl konusu itibarıyla, beylerle köylüler arasındaki arazi 

ihtilâfını işleyen Saragöl

9

 romanında, Sinek yaylasında, Ağrı veya Süphan 

dağı eteklerinde, Van gölü kıyısında, Bingöl yaylalarında, Harran ovasında 

göçer olarak yaşarken daha sonra isânı tercih eden bir Kürt obası, eserin 

şahıs kadrosunun ekseriyetini oluşturur. Sayfalarının çoğu, toprak anlaş-

mazlığı ve kavgasına, makinalaşmanın köydeki hayat üzerine etkilerine

10

 



ayrılan romanın üçte birlik bir bölümünde de, uzun bir geriye dönüş halin-

de, Müslüman halk ile Ermenilerin münasebetlerine yer verilir: 

6 Buğra, a.g.e., s.497.

7 Buğra, a.g.e., s.501.

8  Behçet Necatigil, Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü, 2. Baskı, İstanbul 1979, s.311.

9  Ömer Polat, Saragöl, May Yayınları, 1. Baskı, İstanbul 1974.

10  Bkz. Ramazan Kaplan, Türk Romanında Köy, Akçağ Yayınları, 3. Baskı, Ankara 1997, 

s.329-331.




125

Yrd. Doç. Dr. Esat CAN

Oba, göçerlikten yerleşik hayata geçmeye karar verince uygun mekân 

olarak Süphan dağı eteklerinde bir yamaç düşünülür. Burası aynı zamanda 

bir Ermeni köyüne komşudur. Obalılar bundan ayrıca memnuniyet duyar-

lar, çünkü şimdiye kadar bu ellerde bir Ermeniden kötülük görmemişler-

dir

11

. Obanın ileri gelenleri Ermeni köyüne inerler. Burası beyaz badanalı 



evleri, akkavaklı bahçeleri ve kilisesi olan şirin bir yerdir. Ermeniler, ge-

lenleri konuk edip ağarlar, onlara ömürleri boyunca görmedikleri yemek-



ler ikram ederler. Sonraki günlerde göçer köyünün kurulmasına başlanır. 

Evlerini Ermeni ustaların inşâ ettiği köye Milân adı verilir. Ardından Er-

meni köyü ile Milân arasında komşuluk münasebetleri ve geliş gidişler 

başlar. Ermeniler, sosyal yönden, yöredeki Müslüman köylerinden hay-

li ileridirler. O zamana kadar yalnızca hayvancılıkla uğraşan Milân köyü 

halkı, hayvan koşmayı, çift sürmeyi, tırpan çekmeyi ve ekin tırmıklamayı 

Ermenilerden öğrenir. Müslümanlar Ermeni köyünden kız alır, Ermeniler 

Müslüman çocuklarına kirve olurlar. 

Romanın baş kahramanı Mıkko’ya da Ermeni Zadik Usta kirve olur. 

İki aile arasında çok yakın ve dostane münasebetler kurulur. İhtiyaçlarını 

birbirlerinden karşılarlar, sırasında birbirlerine hediyeler verirler. Söz geli-

mi, Mıkko’nun ailesi Zadik Ustalara tereyağı gönderir, Zadikler de onlara 

bal verirler. Her ziyarette mutlaka yemek teklif edilir veya sofra kurulur. 

Zadik Usta Mıkko’nun babasına kardaşlık diye hitap eder. 

Eserin devamında, on beş yaşındaki Mıkko, Zadik Ustanın kızı Siran’a 

âşık olur. Hemen hemen aynı yaştaki iki ergen çocuk, köyde ve kırda çe-

şitli vesilelerle beraber olup gezer dolaşırlar. Bir gün kız, Mıkko’ya Erme-

nice bir türkü söyler. Bu türküde bir Ermeni kızının bir Kürt gencine âşkı 

anlatılır: 

Barzir ağpür Krti diğin çur danim,

Barzir, barzir pegi dığin danim.

Teh, şud barzir pegi dığin çur danim

Barzir, barzir, Han Muratin çur danim

12

.

11  Polat, a.g.e., s.71.

12  Bir Ermeni halk türküsünün Türkçesi.




Yüklə 3,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   189




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə