Cihad Şiddete Referans Olabilir mi?
61
hakkı tanımaktadır. Bu sebeple Kur’ân-ı Kerîm savaş sebeplerinin başında
meşru savunmayı sayar:
“Allâh sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan
çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adâletli davranmaktan
menetmez. Çünkü Allâh, adâlet yapanları sever. Allâh sizi, ancak sizinle din
hakkında savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanıza yardım eden
kimselerle dost olmaktan meneder. Kim onlarla dost olursa, işte zâlimler
onlardır
.”
137
B-Barış Antlaşmalarının Bozulması
Ahde vefa uluslar arası hukukun en temel ilkesidir. Kur’ân-ı Kerîm ve
hadisler hem günlük hayatta bireylerin hem de uluslar arası ilişkilerde
devletlerin bu ilkeye riayet etmelerini zorunlu bir görev olarak kabul eder ve
bu ilkeye aykırı davranmayı oldukça ağır bir suç olarak nitelendirir.
138
Bu
hassasiyet dolayısıyla Hz. Peygamber hiçbir zaman bir antlaşmayı ilk defa
bozan olmamış, hatta sıkıntı çektiği zamanlarda bile bundan taviz vermemiş,
karşı taraftan da aynı hassasiyeti beklemiştir. Aksi takdirde bir toplumun en
temel ihtiyacı olan güven içinde yaşama hali tehlikeye girmekte ve huzur
kalmamaktadır. Bu sebeple antlaşmanın bozulması, taraf ülkenin güvenliğini
tehlikeye düşürmenin de ötesinde arkadan vurma gibi ahlak kurallarına
yakışmayan bir anlam da taşımaktadır. Kur’ân-ı Kerîm bu tür davranışları
savaş sebebi saymıştır. Hz. Peygamber’in de savaşma sebeplerinden birisi
antlaşma yaptığı bazı kabile ve toplulukların aynı ölçüde hassasiyet
göstermeyip, Müslümanların zayıf olduğunu düşündüğü anlarda
antlaşmaları bozarak Müslümanları arkadan vurmasıdır. Mesela Mekke’nin
fethine sebep olan olay Kureyş’in Hudeybiye antlaşmasını bozmasıdır.
Kureyş, Mute harbinden sonra Müslümanların yıprandığını görünce
Müslümanların müttefiki olan Huzâa kabilesine saldıran Benû Bekir
kabilesini antlaşmaya aykırı olarak desteklemiştir. Hz. Peygamber
Kureyş’ten maktullerin diyetini ödemesini ve Benû Bekir’le ittifaktan
vazgeçmesini aksi takdirde Hudeybiye antlaşmasının sona ereceğini bir elçi
vasıtasıyla kendilerine bildirmiş, Kureyş bunu reddedince de Mekke üzerine
yürümüş ve orayı fethetmiştir (Ramazan 8/ Aralık 629).
139
Kur’ân-ı Kerîm antlaşmaların bozulmasının savaş sebebi olduğunu şu
şekilde ayetlerinde belirtir:
137
Mümtahine (60), 8-9.
138
Bk. M. Fuâd Abdüllbâkî, Mu‘cem, “a.h.d” md.; Wensinck, Mu‘cem, “a.h.d” md.
139
İbn Hişâm, es-Sire, Kahire 1415/1994, IV, 267; Taberî, Târîh (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl), Kahire 1960-70, III, 38-61;
İbnü’l-Esîr,
el-Kâmil (nşr. C.J. Tornberg), Beyrut 1399/1979, II, 239-255; İbn Kesîr,
es-Siretü’n- Nebeviye (nşr.
Mustafa
Abdülvahid), Beyrut 1411/1990, III, 526; M. Hamidullah, Hz. Peygamberin Savaşları (trc. Salih Tuğ), İstanbul 1981, s.
159-179.
Prof. Dr. Saffet KÖSE
62
“(Ey Muhammedi): Kendileriyle antlaşma yaptığın ve hiç sakınmadan
her defasında antlaşmayı bozanlar var ya, savaşta onları ele geçirecek
olursan, onlardan sonrakilerin düşünüp öğüt almaları için, onları
darmadağın et. Antlaşma yaptığın bir toplumun hiyanet etmesinden
korkarsan, sen de aynı şekilde (antlaşmayı) kendilerine at Allah hainleri
sevmez.”
140
“Eğer sana hainlik etmek isterlerse (üzülme, çünkü) daha önce Allah’a da
hainlik etmişlerdi…”
“... İman edip hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size
onların mirasından hiç bir pay yoktur. Eğer onlar din hususunda sizden
yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine
olmaksızın (o müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur. Allah
yapacaklarınızı hakkıyla görmektedir.”
141
“Allah ve Elçisinden antlaşma yaptığınız putperestlere ihtardır!”
142
“...Ancak, antlaşma yaptığınız putperestlerden size karşı bir eksiklik
yapmayan ve size karşı hiç kimseye arka çıkmayanlarla olan antlaşmalara,
sürelerinin sonuna kadar riayet edin.”
143
“Onlar size dürüst davrandıkça sizde onlara dürüst davranın.”
144
“Onlar bir mü’mine karşı ne söz, ne de sözleşme gözetirler. İşte bunlar
düşmanlıkta aşırı gidenlerdir.”
145
“Antlaşmalarından sonra yemini bozarlar ve dininize dil uzatırlarsa,
bu durumda inkarcılığın önderleriyle savaşın. Çünkü onların yeminlerine
güvenilmez.”
146
“Yeminlerini bozan, elçiyi sürgün etmeye yeltenen ve ilk önce sizinle
uğraşmaya başlayan bir toplulukla savaşmalı değilmi siniz? Yoksa
onlardan mı korkuyorsunuz? Eğer inanıyorsanız korkmanız gereken
Allah’tır.”
147
C-Elçilerin Öldürülmesi
Uluslar arası hukukun en temel ihlallerinden birisi ve bir ülkeye
saldırmanın diğer bir çeşidi de
o ülkeyi temsil eden elçinin öldürülmesidir. İlk
140
Enfâl (8), 56-58.
141
Enfâl (8), 71-72.
142
Tevbe (9), 1.
143
Tevbe (9), 4.
144
Tevbe (9), 7.
145
Tevbe (9), 10.
146
Tevbe (9), 2.
147
Tevbe (9), 13.