24
Y
akın
D
oğu
Ü
nİversİtesİ
İ
lahİYat
F
akÜltesİ
D
ergİsİ
Tarakçı, Muhammed, “Hıristiyan Düşüncesinde Apoloji ve St. Thomas Aquinas”, Uludağ
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
, Cilt: 14, Sayı 2,2005
Ülken, Hilmi Ziya, Varlık ve Oluş. Ankara, 1968, s. 119-120;
Vorlander, Karl, Felsefe Tarihi, Çev.: Yüksel Kanar, İz Yayıncılık, İstanbul 2004
Y
akın
D
oğu
Ü
nİversİtesİ
İ
lahİYat
F
akÜltesİ
D
ergİsİ
,
Yıl 2, Cilt 2, Sayı 2, Güz 2016 (25-56)
c
ahİlİYe
D
önemİnDe
l
ât
k
ÜltÜ
Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ
*
Öz
Cahiliye Arapları Allah’ı kabul etmekle birlikte kendileri ile Allah
arasına bazı aracılar koyarları. Bu aracılardan biri de Lât’tır. Han-
gi kelimeden türediği ve menşeinin neresi olduğu tartışılan Lât’ın
nebati tanrıçası olduğu bilinmektedir. Petra’nın koruyucu tanrı-
çası olan Lât nebatiler döneminde Hicaz’a geçtiği sanılmaktadır.
Hicaz’da adına bazı mabetler inşa edilmiştir. Bu mabetlerin so-
nuncusu Taif’te bulunuyordu. Hz. Peygamber tarafından gönderi-
len Muğire b. Şu’be ile Ebu Süfyan tarafından yıkılmıştır.
Arahtar kavramlar: Lât, Putperestler, Nebatiler, Taif, İslam ön-
cesi,
Abstract
Allat is originated from Nabateans. Nabateans, who believe in it,
had built so many temples for Allat. Lat was resided in the section
as known Baytal. The meaning of this term is “the home of god”.
There was a worldly place for these pagan gods because of their
material character. So, the “baytal” at the Allat temples were the
places of gods in the world. As the celestial link of gods, the “bay-
tal” had inscribed as niches at the wall of temple. These niches
had symbolized the gate of other world. This matter had reflected
as a stone in the Hijaz region. So the stone has accepted as the
baytal of allat at temple and temple as a rock. Therefore some
historians have claimed that the allat is a rock. But the rock or
stone is the baytal of allat, which allat has resided in. There are
some temples for Allat in the different territories. The two of them
were at Hijaz. The small of them is located at Nahlah and the big
of them is located at Taef. Also there was a grave of man, who is
resident. The biggest temples of Allat which located at Taef had
belonged to Sakef tribe. But, all Arabs had respected to this temp-
le and had come to worship. The prophet after his prophecy has
fought with Manat, Uzza, Allat and other pagan idols. The temple
of Allat at Taef had collapsed by Mughire b. Shube and Abu Suf-
yan and had built the Taef Masjid/mosque instead of it.
Key words: Allat, Nabatiens, Taef, Pagans, Pre-Islamic Periot,
Giriş
Genelde İslâm tarihçileri, çizgisel tarih algısını benimseyen aydın-
lanmacı Batılı düşünürlerin aksine inişli- çıkışlı ve zikzaklarla ilerle-
yen bir tarih tasavvuruna sahiptirler. Bu tasavvura göre her bir pey-
*
Prof. Dr. Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
26
Y
akın
D
oğu
Ü
nİversİtesİ
İ
lahİYat
F
akÜltesİ
D
ergİsİ
gamber insanlığın dibe vurduğu bir noktada, onların yaratılış amacına
uygun bir yaşam sürdürmelerini sağlamak için gönderilmiş ve kendi-
lerini düştükleri esfel-i safilin çukurundan çıkararak yaratılışların en
üstünü olan ahsen-i takvim derecesine yükseltmiştir. Onların misyon-
larını tamamlayıp dâr-ı bekâya irtihalleri insanlığın yeniden yaratılış
amacını unutmasına neden olmuştur. Yeni gelen her bir peygamber
de kendisinden önceki elçiler gibi tevhit bayrağını devralarak mücade-
leye devam etmiştir. Hz. Peygamber ve onun mücadelesi de böyle ol-
muştur. Nitekim Hz. Peygamber de, insanlığın yaratılış amacını unut-
tuğu dönemde peygamberlikle görevlendirilmiş ve tevhidi düşüncenin
egemen olması için mücadele etmiştir.
Hz. Peygamber’in mücadelesini anlayabilmek için yaşadığı döne-
min başat dinî düşüncesini bilmeğe bağlıdır. Bilindiği gibi Cahiliye
mensupları olarak bilinen o dönemin Arap toplumu, bir aşkın var-
lıklar piramidine inanmaktaydı. Bu piramidin tepesinde yüce Allah
bulunuyordu. Allah yaratmayı tamamladıktan sonra evrenden adeta
el etek çekmiş, idaresini piramidin tabanında yer alan sair ilahlara
bırakmıştır.
1
Her biri ayrı bir görev yüklenmiş olan ilahların kimisi
nasip, kimisi kader-kısmet bazısı ise bereket tanrısı, bir başkası ise
doğurganlık tanrısı olarak kabul edilmişti. İşte o döneme ait dinsel
mantaliteyi anlayabilmek için Cahiliye dönemi ilahlarının her birinin
araştırılması icap etmektedir. Bu durum bir taraftan o günü tanıma-
mızı sağlarken diğer taraftan da her zaman geri dönmesi ihtimal dâ-
hilinde olan Cahiliye’den de kaçınmayı mümkün kılacaktır. Elinizdeki
makale bu amaçla yazılmıştır. Makalenin konusu Cahiliye Araplarının
ilahlar panteonunda önemli bir yere sahip olan Lât’tır. Lât, Cahiliye
döneminin en önemli ilah veya ilahelerinden biridir. Klasik kaynakla-
rımızda Uzzâ, Menât ve Hubel putlarına oranla en çelişkili bilgiler Lât
hakkında yer almaktadır. Bu çalışmada temel kaynaklar taranmış,
bir araya getirilen bilgiler modern araştırmalardan da istifade edilerek
harmanlanmıştır. Makaleye Lât’ın anlamı ile başlanmış, kimliği ile ilgi-
li bilgilerle devam edilmiş, tarihi ve asıl kökeni üzerinde durulmuştur.
Daha sonra Lât mabedi, Taif-Lât ilişkisi ve onun için yapılan ritüeller
anlatılmış, en son ise Taif’teki son Lât mebedinin yıkılışı anlatılmıştır.
1. Lat (El-Lat) Kelimesinin Etimolojisi
Bilim adamları arasında Lât isminin ne anlama geldiği ve hangi ke-
limeden türediği hususundaki bazı tartışmalar bulunmaktadır. Konu-
nun daha iyi anlaşılması için bu tartışmaları maddeler halinde şöyle
zikredebiliriz.
1
Konu ile ilgili geniş bilgi için bkz. Mehmet Mahfuz Söylemez, “Cahiliye Arap İnancında
Putların Yeri”, Cahiliye Araplarının Uluhuyiyet Anlayışı, (ed: Mehmet Mahfuz Söylemez”,
Ankara 2015, 9 vd.
Dostları ilə paylaş: |