İSTANBUL’DA SOSYO‐KÜLTÜREL HELENİZM’İN TEMSİLCİSİ BİR
CEMİYET: “SYLLOGOS” (1861‐1923)
Çağla D. TAĞMAT
*
Özet
19. yüzyılın ilk yarısında reform hareketlerine hız veren Osmanlı Devletinde, 1839’da
Tanzimat Fermanı’nın ve ardından 1856’da Islahat Fermanı’nın ilan edilmesi, Osmanlı
ülkesinde yaşayan Gayrimüslim topluluklar açısından önemli yenilik ve değişimleri
beraberinde getirmiştir. Tanzimat dönemi olarak adlandırılan bu dönemde Gayrimüslim‐
ler arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip olan Rumlar da önemli değişimler geçirmiş,
özellikle Yunanistan Krallığı ile etkileşimleri sayesinde, eğitim ve kültürün gelişimine
daha çok önem vermişlerdir.
Bu gelişmeler ışığında İstanbul’da Rumlar tarafından 1861 yılında kurulan İstanbul Rum
Edebiyat Cemiyeti (Ellinikos Filologikos Syllogos Konstantinupoleos), Tanzimat döne‐
minden Mütareke dönemine kadar Osmanlı Rumlarının Eğitim Bakanlığı gibi çalışarak,
Rum okullarının organize edilmesi ve Yunancanın, tüm Osmanlı Rumlarına öğretilmesi‐
ni görev edinen bir kurum olarak faaliyet göstermiştir.
İlk aşamada tamamen sosyo‐kültürel amaçlı kurulan Syllogos, Mütareke döneminin
siyasal konjonktüründen etkilenmiş ve bu dönemde sosyo‐kültürel faaliyetlerini geri
plana atarak siyasal bir kimlik kuşanmıştır.
Anahtar Kelimeler
Helenizm, İstanbul, Rum, sosyo‐kültürel, Syllogos
A REPRESENTATIVE ASSOCIATION OF SOCIO‐CULTURAL HELLENISM IN
ISTANBUL: SYLLOGOS (1861‐1923)
Abstract
In Ottoman Empire who speeded up the reform movements in the first eve of 19th century, declara‐
tion of Tanzimat Decree in 1839 and Islahat Decree in 1856 has brought important innovations
and changes to non‐muslims living in Ottoman land. Ottoman Greeks, who have a privileged
position among non‐muslims, have passed through important changes as well, particularly focu‐
*
Arş Gör. Dr., Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Elemanı. Ankara/Türkiye.
tagmat@ankara.edu.tr
TARİHİN PEŞİNDE
‐ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ‐
Yıl: 2015, Sayı: 13
Sayfa: 101‐128
THE PURSUIT OF HISTORY
‐INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH‐
Year: 2015, Issue: 13
Page: 101‐128
7/13 •
ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE •
103
GİRİŞ
Helenizm’i, İstanbul ve Rumları görmezden gelerek anlamak ve anlat‐
mak mümkün değildir. Yunanların
1
kendilerini tanımladıkları Helen söz‐
cüğünden gelen, Yunancada Ellinismos (Ελληνισμός) olarak kullanılan
Helenizm’i tek bir cümleyle açıklamak ise oldukça zordur. Yunanca sözlüğe
bakıldığında, “tüm dünyada yaşayan Yunanların hepsi, Yunan ulusu olarak ta‐
nımlanan”
2
Helenizm’in Türkçe’de kullanılan anlamı ise bir ideolojiyi ifade
etmektedir. Sözlükte belirtilen anlam ile birleştirildiğinde bahsi geçen kav‐
ramı, dünyada yaşayan Yunanların yaşam alanının genişletilmesi ve yay‐
gınlaştırılması olarak yorumlamak mümkündür. Öte yandan Helenizm’in
yardımcı öğeleri de mevcuttur. Zira bu yardımcı öğeler, Helenizm’in niteli‐
ğinin, sosyal, siyasal ya da kültürel şekil almasında belirleyici olmuştur. Bu
bağlamda Helenizm, Yunan tarih yazımı, dil, din, gibi etkili araçlarla farklı
şekillerde yorumlanmıştır. Dolayısıyla her araca göre yeniden yazılan Hele‐
nizm, arka planı güçlü bir kavram haline getirilmeye çalışılmıştır.
Yunan Devletinin kurulmasıyla Helenizm’in gündeme gelmesi, Yunan
tarihinin resmileştirilmesi zorunluluğunu da beraberinde getirmiştir. Bu
bağlamda 19. yüzyılın ikinci yarısında teorik bağlamda sağlam bir zemin
hazırlanmaya çalışıldığı söylenebilir. Bu zeminin oluşturucularından ilki
Jcob Philipp Fallmerayer’dir. Fallmerayer, Yunan ve Yunanistan’a dair fark‐
lı bir tez ortaya koymuştur. Ona göre, Yunan halkı Slavlaşmıştır ve Avrupa‐
lı kimlikleri de yok olmuştur.
3
Fallmerayer’in ortaya attığı “yok olmuş Yunan‐
lık” tezi aslında Yunanlığın bir kimlik olarak yeniden kuşanılmasında tetik‐
leyici bir etken olmuş ve bu tez geçmişle kurulan sıkı bağlar ile yeniden inşa
edilmeye başlanmıştır. Yunanların geçmişiyle kurulan, başka deyişle yeni‐
den inşa edilen bağları sayesinde, bu etnik kökene dair tarihsel süreç Helen‐
leştirilmiş/Yunanlaştırılmıştır. Bu görevi üstlenen ve hatta tarihsel zincire
Bizans’ı da katarak kesintisiz bir dizgi yaratan Konstantinos Paparigopou‐
los, Bizans’a sahip çıkarak beş Helenistik dönemi
4
kesintisiz birbirine bağ‐
lamış ve tarihsel sürekliliği yakalamayı başarmıştır.
Dolayısıyla tarihsel bir süreç ya da Helen kimliğine dair yaratılan Hele‐
nizm, bir öz haline getirilmiştir. Bundan sonraki süreçte bu öz, dil ve alt
ideolojiler ile desteklenmiş ve ulusun inşası tamamlanmıştır.
1
Bu çalışmada Yunanlı ifadesi yerine Yunan ifadesi tercih edilmiştir.
2
Babinyiotis
G. Leksiko tis Neas Ellinikis Glossas, me Sholia gia tin Sosti Hrisi ton Lekseon, (Kelimelerin Doğru Kullanı-
mı İçin Yeni Yunanca Sözlük) G. Ektosi, Athina Ellinismos maddesi s.589
3
Elli Skopetea, To Prototipo Basileio Kai İ Megali İdea: Opseis Tou Ethnikou Provlimatos Stin Ellada, Polytypo, Athina,
1988, s. 175.
4
1-Antik Helenizm, 2- Makedonya Helenizm’i, 3- Orta Çağ (Bizans) Helenizm’i, 4- Neo Helenizm (Türkokratya), 5-Son
dönem Helenizm. Outkou Kirli Ntokme, “Ulus Devlet Oluşumunda Yunanistan Örneği: Büyük Ülkü Megali İdea”, Anka-
ra Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Degisi, Ankara, Sayı 46, Kasım 2010, s. 411.