İstanbul’da sosyo‐KÜLTÜrel heleniZM’İn temsiLCİSİ Bİr cemiyet: "syllogos" (1861‐1923)



Yüklə 0,57 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/12
tarix22.10.2018
ölçüsü0,57 Mb.
#75365
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

104 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13 

 

Ulus inşasında önemi yadsınamayacak etkenlerden biri dildir. Yunanis‐



tan’da bu etkeni yakından etkileyen ve hatta şekillendiren olgu, 19. yüzyılın 

başlarında hız kazanan Yunan aydınlanması olmuştur. Batı dünyasına açık 

Yunanlar arasında  görülen aydınlanma, temelde Avrupa’daki  gelişmelerin 

belli bir gecikme ile benimsenmesi olarak da belirtilebilir.

5

 Batıdaki gelişme‐



leri  izleyen  aydın  ya  da  entelektüel  Yunanlar,  Yunanistan’da  okullar  kur‐

muş,  kitaplar  basmış  ve  kültürel  yaşamla  etkileşime  geçmiş  laik  kesimdir. 

Bu insanların öncülük ettiği Yunan aydınlanması, beraberinde Antik Yuna‐

nın  keşfi,  araştırılması  ve  hatta  taklit  edilmesi  gibi  eğilimleri  getirmiştir. 

Ancak zaman içinde dil konusunda, halk dilinin en üstün dil sayılması ve 

kökene  yönelen  Antik  Yunancanın  savunulması  şeklinde  iki  ayrım  ortaya 

çıkmıştır.

6

 



Helenizm’in tarihindeki önemli ögelerden biri olan dil,  tarihsel sürecin 

her döneminde etkisini korumuştur. Ulus bilincinin bireylere yerleştirilme‐

sinde  kullanılarak,  özellikle  Türk  egemenliği  (Türkokratya)  döneminde  de 

Osmanlı idaresi altında yaşayan Rumların ulusal kimliklerini bulmalarında 

başyardımcı  olarak  görev  görmüştür.  Yunan  Devletinin  kuruluşundan  iti‐

baren  genç  krallığın  ilk  elli  yılı,  Yunan  dilinin  Helenleştirilmesi  ile  geçer‐

ken,

7

 aynı uygulama 19.  yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı coğrafyasındaki 



Rum cemaat içinde etkinlik  kazanmıştır. Yunanistan ile  yaşanan bu etkile‐

şim,  Osmanlı  coğrafyasında  yalnızca  Yunan  dilinin  Helenleştirilmesi  ile 

kalmamış, bağlantılı olarak eğitimin, kültürün ve hatta sosyal yaşamın dahi 

Helenleştirilmesi noktasına kadar varmıştır. 

Hemen her alanda Helenleşen Rumlar, zaman içinde ulusal kimliklerini 

kuşanmış bireyler haline gelmişlerdir. Aynı bağlamda Yunanistan’da yaşa‐

nan  Yunan  aydınlanması,  İstanbul’da  da  aynı  şekilde,  aydın  ve  varlıklı 

Rumlar aracılığıyla vücut bulmuş, ancak bu aydınlanma zamanlama açısın‐

dan daha ileriki bir dönemde gerçekleştiği için gecikmiş bir Rönesans niteli‐

ği taşımıştır. Gerek Yunanistan’da gerekse İstanbul’da yaşanan aydınlanma, 

farklı zaman dilimlerinde, ancak aynı doğrultuda seyrederken, Yunan dili‐

nin ve kültürünün  genç bireylere öğretilmesi ve  yayılması konusunda eği‐

tim  kurumları  öncelenmiş,  bu  zincir  sosyal  yaşamın  birçok  alanına  kadar 

nüfuz ederek Helenizm’in ve Rum cemaatinin bütünleşmesine zemin hazır‐

lamıştır. 

İlk aşamada  kültürel olarak ortaya çıkan, ama  ulusal bir öz de taşıyan 

Helenizm’in diğer önemli bir aracı ise, bu olguyu siyasal bir kimliğe sokan 

                                                                         

5

  

Herkül Millas, Yunan Ulusu’nun Doğuşu, İletişim Yayınları, İstanbul, 2006, s. 42. 



6

  

Millas, age., s. 43-44. 



7

  

Antonis Liakos, “Helenism and the Making of Modern Greece: Time, Language, Space”, Katerina Zacharia (Editör), 



Helenism: Culture, Identity and Ethnicity From Antiquity to Modernity, Aldershot, Ashgate, 2008, s. 224. 


7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 105 

 

Megali  İdea  olmuştur.  Siyasal  özgürlüklerini  1830’da  resmen  kazanan  Yu‐

nanlar, yeni Krallığın özellikle eğitim alanında kalkınmasına önem verirken, 

egemen  oldukları  toprak  alanını  genişletmek  gibi  bir  eğilim  de  sergilemiş‐

lerdir. Bu bağlamda 1844’te Yunan Parlamentosu’nda Fransız Partisi vekili 

İoannis Kolettis

8

 tarafından ilk defa Megali İdea adı altında bir kavram or‐



taya atılmış

9

 ve söylem bağlamında siyasi bir görüntü çizen bu ideoloji, kısa 



sürede teorik anlamda da güçlendirilmiştir. 

Pek çok açıdan bakıldığında aynı gibi görünen Helenizm ve Megali İdea 

arasında  bir  ayrıma  gidilecek  olduğunda,  Helenizm’in  daha  kapsayıcı  bir 

kavram,  Megali  İdea’nın  ise  sonradan  üretilmiş  bir  söylem,  bir  ideoloji  ol‐

duğu ifade edilebilir. Bu bağlamda Helenizm Megali İdea’yı içinde barındı‐

ran bir kavramdır. 

Başka bir deyişle, Helenizm’i yaymak için Atina, İstanbul ve Makedon‐

ya olmak üzere üç merkezin seçildiğini,

10

 bunlardan İstanbul’un da Megali 



İdea’nın öznesi olduğu ifade edilebilir. Dolayısıyla İstanbul’da başlayan ve 

süregelen Helenizm, Megali İdea ile zaman zaman kesişmiş, en son nokta‐

sında ise birleşmiştir. 

Bu bağlamda kültürel bir kalkınma dönemi yaşayan Yunanistan’da kısa 

sürede sınır anlamında da  genişleme arzusu başlamıştır. Fransız tarihçi ve 

yazar  Ubicini,  Yunanistan’ın  sınır  genişletme  politikasına  yönelik  olarak, 

Osmanlı Devletinin halefi olabilmesi  için üç aşamadan geçmesi gerektiğini 

vurgulamıştır.  Bunlar  sırasıyla;  Bağımsız  Yunan  Devletinin  kurulması;  ku‐

rulan  bu  devletin  bir  Hıristiyan  imparatorluğuna  dönüşmesi  ve  Atina’nın 

eğitimcilerinin  Osmanlı  Rumlarını  geliştirmesidir.

11

  Bundan  da  anlaşıldığı 



gibi, Yunanistan’ın büyük bir Helen İmparatorluğu’na dönüşmesinin anah‐

tar ülkesi Osmanlı coğrafyasıdır. Bu ideale ulaşmak arzusu, Osmanlı Devle‐

tini, hem sınırları hem de bünyesinde barındırdığı Rum nüfus açısından bir 

hedef durumuna getirmiştir. Yine Ubicini, 1856 yılında kaleme aldığı Letters 



on Turkey adlı kitabında, Helenizm’in o dönemde yalnızca teorik bir nitelik 

taşıdığına  ve  Atinalı  profesörlerce  Osmanlı  Rumlarına  empoze  edilen  bir 

düşünce  olduğuna  işaret  etmiştir.  Yunan  ve  Osmanlı  coğrafyasıyla  yakın‐

dan  ilgili  olan  bu  Fransız  tarihçi,  sosyal  ve  edebi  hayat  sınırlarından  taşan 

                                                                         

8

  



İoannis Kolettis bir süre sonra Yunanistan Başbakanı olacaktır. Damla Demirözü, “Megali İdea’dan Ankara Antlaşma-

sı’na (1930) Eleftherios Venizelos”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S. 35-36, 

Mayıs-Kasım 2005, s. 296. 

9

  



Megali İdea, ilk olarak 1844 yılında Meclis’teki Anayasa görüşmeleri esnasında Kolettis tarafından ortaya atılmış ve 

Kolettis yapmış olduğu konuşmada Yunanistan Krallığı’nı Yunanistan’ın en küçük ve en yoksul parçası olarak nitele-

miş, Yunanları da yalnızca Krallık içinde yaşayanlar değil, Yanya, Selanik, Serez, Trabzon, Edirne, İstanbul, Girit, Si-

sam’da yaşayanlar ve Yunan ırkına bağlı başka yerlerde oturanlar olarak tanımlamıştır. Michael Llewellyn Smith, Yu-



nan Düşü, Ayraç Yayınevi, Ankara, 2002, s.17. 

10

  



Anastasia  Karakasidou,  Buğday Tarlaları Kan Tepeleri, Yunan Makedonya’sında Millet Olma Aşamasına Geçiş 

Süreçleri 1870-1990, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2010, s. 120. 

11

  



T. Dimaras, Ellinikos Romantismos, Ermis, Athina, 2009, s. 393. 


Yüklə 0,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə