42
Karl Marks
Kapital I
sahtekârlýðý da gizlemiþ oluyordu, ya da bu tartýþmayý okumadýðý için
susmalýydý. Her iki durumda da þurasý kesindi ki, dostu Brentano nun,
Marxýn uydurma ekleme yaptýðý suçlamasýna bir an bile katýlmaya
cesaret edemedi.
[sayfa 45]
Tersine, þimdi anlaþýlan, Marx uydurma ekleme yapmak þöyle
dursun, önemli bir tümceyi atlýyordu. Oysa bu ayný tümce Açýþ
Konuþmasýnýn 5. sayfasýnda, uydurma eklemeden birkaç satýr önce
verilmiþtir. Gladstoneun konuþmasýndaki çeliþkiye gelince, Kapital
in 618. sayfasýnda (3. baský, s. 672),. dipnot 105de [bu baskýda, s. 669-
670, dipnot 113], Gladstoneun 1863 ve 1864 bütçe konuþmalarýndaki
sürekli ve apaçýk çeliþkilerine iþaret eden Marxýn kendisi deðil midir?
Ne var ki, o, bunlarý, Bay Sedley Taylorvari liberal duygularý okþayacak
biçimde çözümlemek cesaretini göstermiyordu. Eleanor Marx, yanýtý-
nýn sonunda durumu þöyle özetliyordu:
Marx, aktarýlmaya deðer hiç bir þeyi atlamadýðý gibi uydurma
hiç bir þey de eklememiþtir. Ama o, Bay Gladstoneun konuþmasýndaki
belirli bir tümceyi, söylendiðine hiç kuþku bulunmayan, ama her nasýl-
sa bir yolunu bulup Hansarddan çýkýp giden bir tümceyi yerine
yerleþtirmiþ, yokolup gitmekten kurtarmýþtýr.
Bay Sedley Taylor da böylece aðzýnýn payýný aldý ve bütün bu
profesörsel dalaverenin sonucu, yirmi yýl boyunca ve iki büyük ülke
arasýnda uzun uzun konuþuldu, o günden bu yana, hiç kimse, Marxýn
bilimsel dürüstlüðüne dil uzatmak cesaretini gösteremedi; bir de, kuþ-
kusuz Bay Sedley Taylor, bundan böyle, Bay Brentanonun yazýnsal sa-
vaþ bildirilerine, týpký Bay Brentanonun, Hansardýn kutsal yanýlmazlýðýna
duyduðu güven kadar inanacaktýr.
[sayfa 46]
Londra, 25 Haziran 1890
FRÝEDRÝCH ENGELS
45
Karl Marks
Kapital I
1
Karl Marx, Zur Kritik der Politischen Ökonomie, Berlin 1859, s. 3. [Ekonomi Politiðin
Eleþtirisine Katký, s. 45]
2
Ýstek, gereksinme demektir; o, ruhun iþtahýdýr ve týpký vücudun açlýðý gibi doðaldýr. ...
Þeylerin çok büyük kýsmý, ruhun gereksinmelerini karþýladýðý için deðerlidir. Nicolas Barbon, A
Discourse Concerning Coining the New Money Lighter. In Answer to Mr. Lockes Conside-rations,
etc.. London 1696, s. 2. 3.
BÝRÝNCÝ KISIM
META VE PARA
BÝRÝNCÝ BÖLÜM
M E T A
BÝRÝNCÝ KESIM. METAIN ÝKÝ ÖÐESÝ
KULLANIM-DEÐERÝ VE DEÐER
(DEÐERÝN ÖZÜ VE DEÐERÝN BÜYÜKLÜÐÜ)
Kapitalist üretim tarzýnýn egemen olduðu toplumlarýn zenginliði,
muazzam bir meta birikimi
1
olarak kendini gösterir, bunun birimi tek
bir metadýr. Araþtýrmalarýmýzýn, bu nedenle, metaýn tahlili ile baþlamasý
gerekir.
Meta, her þeyden önce, bizim dýþýmýzda bir nesnedir ve, taþýdýðý
özellikleriyle, þu ya da bu türden insan gereksinmelerini gideren bir
þeydir. Bu gereksinmelerin niteliði, örneðin ister mideden, ister hayalden
çýkmýþ olsun, bir þey deðiþtirmez.
2
Burada nesnenin, bu gereksinmeleri,
geçim aracý olarak doðrudan doðruya
[sayfa 49]
mý, yoksa üretim aracý
olarak dolaylý yoldan mý, nasýl giderdiði de bizi ilgilendirmemektedir.
46
Karl Marks
Kapital I
3
Þeylerin kendilerine özgü bir özellikleri (bu, Barbonun kullaným-deðeri için özel terimidir)
vardýr; týpký mýknatýsýn demiri çekmesi gibi, her yerde bu özellik aynýdýr (l.c., s. 6). Mýknatýsýn
demiri çekme özelliðinden ancak, bu özelliðin yardýmý ile manyetik kutuplaþma bulunduktan
sonra yararlanýlmaya baþlanýlmýþtýr.
4
Herhangi bir þeyin doðal deðeri, zorunlu gereksinmeleri karþýlamaya uygunluðundan, ya
da insan yaþamýna kolaylýk ve rahatlýk saðlayýcý olmasýndan ibarettir. (John Locke, Some
Considerations on the Consequences of the Lowering of Interest. 1691, Worksta Edit. Lond.
1777, v. 2, s. 23.) 17. yüzyýl Ýngiliz yazarlarýnda sýk sýk, worth sözcüðünün kullaným-deðeri,
value sözcüðünün deðiþim-deðeri anlamýnda kullanýldýðýný görürüz. Bu, gerçekten varolan bir
þey için Cermen kökenli, onun zihinde yansýyaný için Latin asýllý bir sözcük kullanmaktan
hoþlanan bir dil anlayýþýna tamamýyla uyan bir durumdur.
5
Burjuva toplumunda, her insanýn alýcý olarak, ansiklopedik meta bilgisine sahip olduðu
yolunda ekonomik bir fictio juris [varsayým -ç.] egemendir.
6
Deðer, bir þey ile diðer bir þey, bir ürün miktari ile diðer bir ürün miktarý arasýndaki
deðiþim oranýndan ibarettir. (Le Trosne, De 1Intérêt Social, Physiocrates[ta] Ed. Daire, Paris
1846, s. 889.)
Demir, kaðýt vb. gibi her yararlý þeye, iki görüþ açýsýndan, nitelik
ve nicelik açýsýndan bakýlabilir. Her yararlý þey, birçok özelliklerin bir
bütünüdür ve bunun için çeþitli yönlerden yararlý olabilir. Þeylerin çeþitli
kullanýmlarýný bulup ortaya çýkarmak tarihin iþidir.
3
Yararlý nesnelerin
niceliðini ölçmek için toplumca benimsenen ölçüleri saptamak da böy-
ledir. Bu ölçülerin farklý oluþunun nedeni, kýsmen ölçülecek nesnelerin
niteliklerinin farklý oluþu, kýsmen de alýþkanlýklardýr.
Bir þeyin yararlýlýðý, onu, bir kullaným-deðeri haline getirir.
4
Ama
bu yararlýlýk, belirsiz bir þey deðildir. Metaýn fiziksel özellikleriyle sýnýrlý
olduðu için, o, metadan ayrý bir varlýða sahip deðildir. Demir olsun, buð-
day olsun ya da elmas olsun, bir meta, bu nedenle, maddi bir þey oldu-
ðu için, bir kullaným-deðeridir, yararlý bir þeydir. Metaýn bu özelliði, o
metaýn yararlý niteliklerinden yararlanmak için gerekli olan emek mik-
tarýna baðýmlý deðildir.
Kullaným-deðeri ele alýnýrken, biz, her zaman, þu kadar düzine
saat, þu kadar metre keten ya da þu kadar ton kömür gibi belirli nice-
liklerden sözettiðimizi varsayarýz . Metalarýn kullaným-deðerleri özel bir
bilgi alanýnýn, metalarýn ticari bilgisinin malzemesini oluþturur.
5
Kulla-
ným-deðerleri, ancak kullaným ya da tüketim ile bir gerçek haline gelir:
bunlar, ayrýca, toplumsal biçimi ne olursa olsun, her türlü servetin özü-
nü oluþtururlar. Ýncelemek üzere olduðumuz toplum biçiminde, bun-
lar, ayrýca, deðiþim-deðerinin maddi taþýyýcýlarýdýr.
Deðiþim-deðeri, ilk bakýþta, bir nicel iliþki olarak birbirleriyle deði-
þilen deðiþik türden kullaným-deðerlerindeki oran olarak
6
[sayfa 50]
zamana
ve yere göre durmadan deðiþen bir iliþki olarak görünür. Böyle olunca
deðiþim-deðeri, raslantýya baðlý, tamamen göreli, ve bunun sonucu me-
taýn özünde bulunan bir deðer olarak görünür; metadan ayrýlamayan
ve onun özünde bulunan bir deðiþim-deðeri ise, terimlerde bir çeliþki
gibi gelir.
7
Konuyu biraz daha yakýndan ele alalým.
Belli bir meta, örneðin bir quarter buðday, x kadar ayakkabý bo-
yasýyla, y kadar ipekle, ya da z kadar altýnla vb., kýsacasý, çok farklý