388
bağışlasın!’ deyimi, aynı kökenli yakın anlamların açıklamalı-aktarmalı bağlamında eşsesli-
çokanlamlı dil birimi olarak seçilmektedir.
Allah başına daş salsın!: var. Başına taş düşmek (veya yağmak). Başına taş yağsın!
Allah bәla(sını) versin! kar. Allah belasını versin!
Allah bәndәsi: var. Allah kulu.
Allah bilir: var. Allah bilir.
Allah canını alsın!... Allah canını alsın!
Allah cәzasını versin!... kar. Allah cezanı vermesin/versin!
Allah elәmәmiş; Allah elәmәyә; Allah elәmәsin: kar. Allah etmesin.
Allah elәsin (ki): var. İnşallah; Allah izin verirse…
Allah әtini töksün! açık. ve var. Ayıp günah değil mi?; Allah belanı vermesin!
Allah göstәrmәsin! kar. Allah göstermesin!
Allah qoysa: var. Allah izin verirse…
Allah qüvvәt versin! kar. Allah kuvvet versin!
Allah saxlasın!: var. Allah korusun!
Allah şeytana lәnәt elәsin!: var. Kör şeytana lanet!
Allah tәrәfi...: açık. Doğrusunu söylemek lazım gelirse (veya gerekirse).
Allah uzaq elәsin! kar. Allah uzak etsin!
Allah üzümә (üzünә) baxdı (baxıb): açık. Allah esirgemiş.
Allah vergisi: kar. Allah vergisi.
Allah vurmuşdu: açık. Onun işi değil; Hak etmiyor.
Allah vursun…: var. Allah belanı versin!
Allaha bax! açık ve var. Allah'ın işine bak!
Allahçına buraxmaq: açık. Allah'ın merhametine bırakmak; oluruna bırakmak.
Allahdan olan kimi: var. Ne mutlu ki.
Allahı sevәrsәn: kar. Allah'ı seversen!
Allahın bәlası: kar. Allah'ın belası!
Allahın dilsiz heyvanı: açık. Allah'ın zavallı kulu.
Allahın heyvanı: açık. Allah'ın zavallı kulu; Budala.
Allahın tәnbәli: açık. Tembel; çalışma gücü varken çalışmayan, aylaklık eden.
Allahın verәn (var) günü: kar. Allah'ın/Tanrının günü.
389
Allahın verdiyindәn: var. Allah'ın ne verdiyse.
Allahın yazıq bәndәsi: açık. Allah'ın fakir kulu.
Allahından olmaq: açık. ve var. Şansı yaver gitmek; Allah yürü ya kulum demiş…
Allahü әkbәrin eşidilmәyәn (çatmayan) yeri: açık. ve var. Issız yer; kuş uçmaz kervan
geçmez...
Alnı pak: kar. Alnı pâk, alnı açık.
Alnında yazılmaq; alnında yazılıb: var. Alnına yazılmak; alnına yazılmış.
Alnında yazılmayıb ki...: açık. Alnında yazmıyor ki…
Alnının tәri ilә: kar. Alnının teriyle…
Alt-altda, üst-üstdә: açık. Her şey eskisi gibi…
Alt dodağı yer süpürür: var. Suratı yer süpürmek.
Alt-üst etmәk: kar. Alt üst etmek. Bu deyim, Azerbaycan Türkçesinde ‘herhangi bir ciddi
arama işinin yapılması’ ve eleştirmek, yıkmak’ anlamında kullanılmaktadır. Türkiye Türkçesinde
ise söz konusu deyimin, ‘alt yüzünü üst yüzüne getirmek ve çok karışık duruma getirmek,
düzenini pozmak’ anlamında kullanıldığı gözlemlenmektedir. Bu bakımdan ‘Alt-üst etmәk: kar.
Alt üst etmek’ deyimi, aynı kökenli yakın anlamların aktarmalı-açıklamalı bağlamında eşsesli-
çokanlamlı dil birimi olarak seçilmektedir.
Alt-üst olmaq: kar. Alt üst olmak.
Altdan geyinib üstdәn qıfıllanmaq: açık. ve var. Bürünmek, sarınmak, örtünmek; giyinip
kuşanmak.
Altdan su yeritmәk: var. Saman altından su yürütmek.
Altdan yuxarı baxmaq (süzmәk): var. Tepeden tırnağa bakmak süzmek.
Altına od qoymaq: var. Yangına körükle gitmek.
Altına vurmaq: Bkz. Altını doldurmaq
Altından çıxmaq: var. Altından kalkmak, üstesinden gelmek.
Altından girib üstündәn çıxmaq: açık. Altından girib üstündәn çıkmak. Bu deyim,
Azerbaycan Türkçesinde ‘her yere sokulabilen, kurnaz veya becerikli, eli uzun bir kimse’
anlamında kullanılmaktadır. Türkiye Türkçesinde ise söz konusu deyimin, ‘her serveti gereksiz
yere ve düşüncesizcesine harcayarak kısa zamanda bitirmek’ anlamında kullanıldığı
gözlemlenmektedir. Bu bakımdan ‘Altından girib üstündәn çıxmaq: açık. Altından girib üstündәn
390
çıkmak’ deyimi, aynı kökenli yakın anlamların aktarmalı-açıklamalı bağlamında eşsesli-
çokanlamlı dil birimi olarak seçilmektedir.
Altını çәkmәk: açık. ve var. Sonuçlarına katlanmak; cezasını çekmek.
Altını doldurmaq: var. Küpünü doldurmak.
Altını üstünә çevirmәk: var. Altını üstüne getirmek.
Amanı kәsilmәk: var. Amanı kesilmek; dermanı kesilmek (veya dermandan kesilmek).
Amanını kәsmәk: açık. Dermanını kesmek.
Amerika kәşf etmәk: kar. Amerika'yı yeniden keşfetmek
Amin demәk: kar. Amin demek.
Ana-bala etmәk (elәmәk): açık. Mevcut olan bir şeyden bir tane daha bulundurmak
durumunda söylenen alaycı laf.
Ana xәttini tәşkil etmәk: açık. Ana hattını oluşturmak.
Ana südü kimi (halal): açık. ve var. Ana sütü gibi helal; Ananın ak südü kimi (helal
olsun).
Anadan (anasından) әmdiyi süd burnundan gәlmәk (tökülmәk): kar. Anasından emdiği süt
burnundan (fitil fitil) gelmek.
Anadan әmdiyi südü burnundan gәtirmәk: kar. Anasından emdiği sütü burnundan
getirmek.
Anan ölsün!: açık. ve var. Annenin kötü durumda olan çocuğuna söylediği acıma sözü;
Bana gelsin!.
Anası mәlәr qalmaq: açık. Çocuğu ölen anne.
Anası ölmüş (olsun): açık. Öksüz, fakir.
Anasını ağlar (mәlәr) qoymaq: açık. Anasını gözü yaşlı koymak.
Anasını ağlatmaq: kar. Anasını ağlatmak.
Anasının әmçәyini kәsәn: açık ve var. Hileci, düzenbaz, dolandırıcı, kaltaban, alçak;
Anasının gözü.
Anasının oğlu: açık. ve var. Piç; anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya
gelen çocuk; piç kurusu.
Anasının südü ilә әmmәk: açık. Anasının sütü gibi helal.
Anasının südü ilә dolanmaq: açık. Helâl parayla yaşamak.
Ancaq adı qalıb: açık. Kendisi yok adı var.
Dostları ilə paylaş: |