Hz. Peygamber'in gönderdiği seriyyelerin karakteristik özellikleri ve Sîfülbahr seriyyesi
21
düşmanları cezalandırmak için gönderdiği seriyyelerdir. Hz. Peygamber bu amaçla 3
ayrı seriyye
22
göndermiştir
23
.
Hz. Peygamber zekat vermeyi reddedenleri cezalandırmak amacıyla 1 seriyye
24
,
gerek düşmanı gâfil avlamak ve gerekse fazla kan dökülmeden
istenilen sonuca ulaş-
mak için varmak istediği hedefi şaşırtmak gayesiyle de 1 seriyye
25
göndermiştir.
Bu seriyyelerin yanında müslümanlara düşmanlık besleyen kabilelerin kötülük-
lerinden emin olmak ve düşman hakkında gerekli bilgiler edinmek için istihbarat
(haber toplamak) amaçlı seriyyeler gönderilmiştir. Bu amaçla Hz. Peygamber'in 9
seriyye
26
gönderdiği bilinmektedir
27
.
Rasûlullâh (s.a.v.), İslâm’ı tebliğ için yola çıkan, ancak saldırı ve ihanete uğrayan
Bi’rimaûne ve Recî‘ Seriyyelerine rağmen İslâm’ı tebliğ ve dinin yayılması için her
fırsatı değerlendirmiş ve bu amaçla bir çok seriyye
28
göndermiştir. Ayrıca
bu dinin
yayılmasının önündeki en büyük engellerden biri olan puta tapıcılığın kökünü Arap
yarımadasından kazımak için de putların imhasına yönelik seriyyeler
29
göndermiştir.
Böylece Hz. Peygamber başta gazveler olmak üzere gönderdiği seriyyelerle
Arap yarımadasının büyük kısmında İslâm’a ve müslümanlara karşı düşmanca hare-
ket edenlerin direnişini kırmış, putperestliği yoketmiş, İslâmî tebliğin önündeki
engelleri kaldırmayı başarmış ve bölgede müslümanların siyasî hakimiyetini tesis
etmiştir
30
.
22
Zeyd b. Hârise komutanlığında Mûte ve Benî Cüzâm Seriyyeleri ile Dahhâk b. Süfyân komutanlı-
ğında Kuratâ Seriyyeleri.
23
Mahmudov, “Sebep ve Sonuçları Bağlamında Hz. Peygamber’in Savaşları”, s. 63.
24
Uyeyne b. Hısn komutanlığında Benî Temîm Seriyyesi.
25
Ebû Katâde el-Ensârî komutanlığında Batn-ı İdam Seriyyesi.
26
Tespit ettiğimiz istihbarat amaçlı gönderilen bu seriyyeler: Muhammed b. Mesleme komutanlığında
Zülkassa Seriyyesi, Besbes b. Amr komutanlığında
Bedir Seriyyesi, Abdullah b. Cahş komutanlığın-
da Batn-ı Nahle Seriyyesi, Büreyde b. Husayb komutanlığında Benî Mustalik Seriyyesi, Zübeyr b.
Avvâm komutanlığında Benî Kureyza Seriyyesi, Abdullah b. Revâha komutanlığında Hayber
Seriyyesi, Havvât b. Cübeyr komutanlığında Benî Kureyza Seriyyesi, Abbâd b. Bişr komutanlığında
Hayber (2 defa) ve Hudeybiye Seriyyeleridir.
27
Mahmudov, “Sebep ve Sonuçları Bağlamında Hz. Peygamber’in Savaşları”, s. 63.
28
Münzir b. Amr başkanlığındaki Bi’rimaûne ve Âsım b. Sâbit başkanlığındaki Recî‘ Seriyyeleri'ne ek
olarak Hâlid b. Velîd başkanlığında Benî Cezîme ve Benî Hâris Seriyyeleri, Ali b. Ebû Tâlib
başkan-
lığında Yemen Seriyyesi, Kâ‘b b. Ümeyr başkanlığında Zâtüatlâh Seriyyesi, Hâlid b. Saîd b. Âs
başkanlığında ‘Urene Seriyyeleri bu gaye için gönderilen seriyyeler arasındadır.
29
Bu seriyyeler: Uzzâ ve Vedd putlarının yokedilmesi için ayrı ayrı 2 defa gönderilen Hâlid b. Velîd
Seriyyeleri, Füls putunun imhâsı için Ali b. Ebû Tâlib Seriyyesi, Menât putunun imhâsı için Sa‘d b.
Zeyd Seriyyesi, Zülhalasa putunun imhâsı için Cerîr b. Abdullah Seriyyesi, Suvâ‘ putunun imhâsı
için Amr b. el-Âs Seriyyesi, Zülkeffeyn Putunun imhâsı için Tüfeyl b. Amr ed-Devsî Seriyyesi ve Lât
Putunun imhâsı için Ebû Süfyân b. Harb - Muğîre b. Şu‘be komutanlığındaki Seriyyelerdir.
30
Bkz. Mahmudov, “Sebep ve Sonuçları Bağlamında Hz. Peygamber’in Savaşları”, s. 69.
Osman Aydınlı
22
C- Sîfülbahr (Habat) Seriyyesi
31
Seriyye kavramı, seriyyelerin karakteristik özellikleri ve
genel olarak gönderiliş
sebepleri üzerinde özetle durduktan sonra, bunlar içinde, gerek ismi ve gönderiliş
tarihi gerekse komutanı ve gönderiliş sebebi hakkındaki tartışmaların yanında çok
ilginç olaylara sahne olan “
Sîfülbahr Seriyyesi”ni incelemeye çalışacağız.
Öncelikle bu seriyyenin İslâm tarih kaynaklarında iki isimle kaydedildiğini gör-
mekteyiz. Bazı kaynaklarda seriyye Kızıldeniz sahilinde
bir mevkiye gönderilmesin-
den dolayı “
Sîfülbahr Seriyyesi” veya “
Sâhilülbahr Seriyyesi”diye isimlendirilir-
ken
32
, bir takım kaynaklarda ise sefer esnasında vuku bulan açlık sebebiyle birliğin
ağaç yaprağı (habat) yiyerek hayatta kalmaya çalışmasından dolayı “
Habat Seriyye-
si”
diye isimlendirilmiştir
33
.
Seriyyenin komutanı olarak siyer ve meğazî müellifleri neredeyse ittifakla, muha-
cirlerden ve Hz. Peygamber'in en yakın ashabından Ebû Ubeyde b. el-Cerrah (r.a.)’ı
işaret ederken
34
, Taberî bu seriyyenin komutanı olarak birinci rivayetinde Ebû Ubeyde
b. el-Cerrah’ı, ikinci rivayetinde ise ensardan Kays b. Sa‘d’ı göstermektedir
35
.
Taberî’deki bu farklı rivayeti nakleden İbn Hacer’in de işaret ettiği gibi, bu birliğin
komutanının Kays b. Sa‘d olduğu şeklindeki anlayış, haberi nakleden kişinin, seriyyenin
31
Bu bölüm, “Habat Seriyyesi”,
İLAM Araştırma Dergisi, c. I, sa. 1, s. 141-151 (Ocak-Haziran 1996)
İstanbul 1996. ünvanlı çalışmamızın tekrar gözden geçirilmiş ve geliştirilmiş şeklidir.
32
Mesela bkz. İbn Hişâm, II, 632. Bu arada bizim söz konusu ettiğimiz
bu seriyyeden önce, aynı şekilde
Cüheyne kabilesinin deniz sahili arazisindeki ‘Îs mevkisine hicretin 1.yılında Hz. Peygamber’in Hamza b.
Abdülmuttalib komutasında Mekke ticaret kervanını sıkıştırmak için ilk olarak gönderdiği seriyyenin adı
da kaynaklarda “
Sîfülbahr Seriyyesi”olarak geçmektedir (Bkz. Vâkıdî, I, 9-10; Taberî, II, 402). Dolayısıyla
bu seriyye, hem yer hem de ad olarak aynı ismi taşıyan, ancak hicri 8. yılda gönderilen bizim
bahsedeceğimiz seriyye ile karıştırılmamalıdır. Ayrıca Hudeybiye Antlaşması’nda, müslüman olup
Medine’ye sığınanların Mekke’ye iade edilmesini öngören maddesi gereğince hicri 6. yılda Mekke’de
müşrik zulmünden kaçan, ancak anlaşma gereği Medine’ye giremeyen Ebû Basîr’in Sîfülbahr’de
mevzilenerek Kureyş kervanları için bir tehdit unsuru olduğunu da (Elşad Mahmudov, “Sîfülbahr
Seriyyesi”,
DİA, XXXVII, İstanbul 2009, s. 156) belirtmek isteriz.
33
Bkz. Vâkıdî, II, 774; İbn Sa‘d, II, 132. Habat’ın bir yer ismi olduğunu söyleyen Yâkût el-Hamevî,
bu yerin Cüheyne kabilesinin deniz tarafına gelen topraklarında Kabaliyye bölgesinde bulunduğunu
ve Medine’ye 5 günlük uzaklıkta olduğunu kaydeder (
Mu‘cemü’l-büldân, II, 344). Yani Yâkût bu se-
riyyenin vuku bulan
bir olay sebebiyle değil de, gittiği yerin ismine nisbetle böyle bir isimlendirmeye
tabi tutulduğunu ifade etmektedir. Ancak biz konu ile ilgili rivayetleri incelediğimizde seriyyenin
Habat isminde bir yere gitmesinden değil, orada vuku bulan olaydan dolayı bu isimle anıldığı, daha
sonra olayın geçtiği bu yerin, seferin ismine nispetle “Habat” diye meşhur olup bu şekilde isimlendi-
rilmeye başladığı sonucuna vardık (Bkz. Aydınlı, s. 64).
34
Bkz. Vâkıdî, II, 774; İbn Hişâm, II, 632; İbn Sa‘d, III, 411; Ahmed b. Hanbel,
Müsned, III, 311; Buhârî,
Meğâzî, 65; Müslim,
Sayd ve Zebâih, 19; Belâzûrî,
Ensâbü’l-eşrâf, I, 381; İbn Seyyidinnâs,
Uyûnü’l-
eser fî fünûni’l-meğâzî ve’ş-şemâil ve’s-siyer, II, 216; İbn Kesîr,
es-Sîratü’n-nebeviyye, III, 522.
35
Taberî,
Târîhu’r-rusûl ve’l-mülûk, III, 32-33.