34
temsil eder gözükürler. Gazca zengin ve gazca fakir sıvı kapanımların birarada aynı anda
bulunması, kapanlanma anında sıvıların kaynadı
ğına iyi bir delildir.
3.Tip ; halit (NaCl minerali) içeren kapanımlar olup %50’den daha fazla tuzluluklar
civarındadırlar. Bu tipler iyi
şekillenmiş kübik halit kristalleri ve genellikle diğer ikincil
(daughter) mineraller olarak silvit (KCl) ve anhidrit (CaSO
4
) içerirler.
4.Tip ; CO
2
’ce zengin kapanımlar olup CO
2
/H
2
O oranı %3 ile %30’dan fazla
arasında de
ğişmektedir. Bu tip 2.Tip kapanımlara geçişlidir ve gerçekte çoğu kez sıvı
kapanımlarının yaygın tipleri arasında genel bir geçi
ş vardır.
Şekil 29: Dört önemli sıvı kapanım tipinin şematize şekli. L=sıvı,
V=buhar. L
CO2
=sıvı Co
2
Yan Kayaç Alterasyonu (Wall Rock Alteration)
Damarların boyunca ve düzensiz
şekilli cevher kütlelerinin etrafında çoğunlukla,
çevre (yan) kayaçların alterasyonunu görürüz. Bunlar renk, doku, mineroloji ve kimya
de
ğişiklikleri ve bunların herhangi bir kombinasyonu biçimini alabilir. Alterasyon
herzaman mevcut de
ğildir, fakat mevcut ise alterasyon küçük renk değişiklikleri ile yaygın
mineralojik dönü
şümler ve tamamen rekristalizasyon arasında değişebilir. Genel anlamda,
cevher minerallerinin birikme sıcaklıkları ne kadar yüksekse alterasyon o derecede yo
ğundur
fakat alterasyonun daha yaygın olması gerekmez. Cevher yataklarına yersel ve genellikle
yakın zamansal ili
şkiler gösteren bu alterasyona yan kayaç alterasyonu denir.
Alterasyonun alansal yayılımı oldukça de
ğişebilir, bazen bir damarın herhangi bir
tarafında birkaç cm ile sınırlanmı
ş olabileceği gibi bir cevher kütlesinin etrafında kalın bir
hale olabilir. Bu kalın hale sondaj hedefini arttırır ve alterasyon arama açısından de
ğer taşır.
Farklı yan kayaç alterasyon mineral toplulukları metamorfik fasiyes ile
kar
şılaştırılabilir. Metamorfik fasiyesler gibi bunlarda çeşitli P, T ve bileşimsel değişikliklere
35
yanıt olarak olu
şurlar. Fakat bunlara “alterasyon fasiyesleri” denmez, “yan kayaç
alterasyonları” denir. Bazı sahalarda örne
ğin kloritleşme gibi yan kayaç alterasyonunu, düşük
mertebeli bölgesel ve kontakt metamorfizma etkilerinden ayırd etmek zor olabilir. Fakat her
iki tip olu
şum esasen birbirinden ayrılmak zorundadır, aksi taktirde arama çalışmalarının
çabalarının geni
şletilmesi çıkmaza girer.
Yan kayaç alterasyonunun iki ana sınıfı hipojen ve süperjen alterasyondur. Hipojen
alterasyon alttan üste do
ğru yükselen (assendent) hidrotermal sıvılarca yaratılırken, süperjen
alterasyon a
şağı süzülmekte olan (dessendent) meteorik sularca daha önceki cevherleşmiş
alanlarda olu
şur. Üçüncü tip mekanizmada, yan kayaç alterasyon oluşumunun artmasına yol
açan sülfid kütlelerinin metamorfizmasıdır. Bu bölümde biz, özellikle hipojen alterasyon ile
ilgilenece
ğiz. Hidrotermal sıvılar üzerinde yapılan çalışmalar, bu sıvıların genellikle zayıf
asidik oldu
ğunu ve yan kayaçlarla reaksiyon (veya diğer sularla (yer altı suyu) karışarak)
sonucu nötral ve hafif (zayıf) alkalin özelli
ğe döndüğünü göstermiştir. Çözeltiler, iyon
de
ğişim reaksiyonları için önemli olan çözünmüş iyonlar içerir ve bir hidrotermal çözeltinin
bile
şimi, içinden geçmesine izin veren yan kayaç alterasyonunun karakteri üzerinde önemli
bir unsur olu
şturur. Yan kayaçların kimyasının, bu kayaçların petrografilerine göre çok büyük
de
ğişik olabildiğinden, yan kayaç alterasyon reaksiyonlarının önceden bilinmesinin
güçlüklerle dolu oldu
ğu açıktır. Yine de, kontrol eden faktör çeşitliliğine rağmen, yan kayaç
alterasyon tiplerinin oldukça monoton olması bu alterasyonların çalı
şılması ve sınıflanmasını
kolayla
ştırır.Yan kayaç alterasyonlarının kontrolleri ; kayaçların karakteri ve cevher oluşturan
çözeltilerin karakterinden olu
şan iki grubça yönetilir. Kayaçların kimyasından başka, diğer
önemli faktörler : tane boyu, fiziksel durum (örne
ğin kayaçların makaslanmış veya
makaslanmamı
ş olup olmadıkları) ve geçirgenliktir. Hidrotermal çözeltiler için önemli
özellikler ise basınç (P), sıcaklık (T), kimyaları, pH ve Eh.
Pek çok kayaç olu
şturan mineral asit çözeltilerin etkisine çok duyarlı olmasına rağmen
karbonatlar, zeolitler, feldispatoidler ve klasik plajioklaslar en az dayanıklı minerallerdir.
Piroksen, amfiboller ve biyotitler orta derecede dayanıklı minerallerdir. Kuvars genellikle
etkilenmeden kalır.
Modern jeotermal alanlar, 300ºC’a kadar olan sıcaklıklar da yan kayaç alterasyon
çalı
şmaları için doğal bir laboratuvar oluştururlar. Böyle alanlarda sondajlar, alterasyon için
sorumlu olan sulu çözeltileri verirler. Bunlardan biz bu sıvıların kimyalarını çalı
şabiliriz,
fiziksel özelliklerini ölçebiliriz ve yan kayaç içindeki mineral topluluklarına karar verebiliriz.
YAN KAYAÇ ALTERASYON T
ĐPLERĐ
Bu alterasyon tipleri Meyer ve Henley (1967) ve Rose Burt (1979) tarafından ayrıntılı
şekilde anlatılmıştır.
a)
Đleri arjilik alterasyon : Bu alterasyon dikit, kaolinit (her ikisi de Al
2
Si
2
O
5
(OH)
4
)
formülüne sahiptir, pirofillit (Al
2
Si
4
O
10
(OH)
2
) ve kuvars ile karakterize olunur. Serisit
genellikle mevcuttur ve ço
ğunlukla alunit, pirit, turmalin, topaz, zunyit ve amorf kil
mineralleri de vardır. Bu en yo
ğun alterasyon şekillerinden birisidir. Butte, Montano ve
Peru’da Cerro de Pasco’da oldu
ğu gibi asit plütonik stoklarca eşlik olunan çoğu baz metal
damarları veya baca yataklarına ba
ğlı en iç zonda yer alırlar. Bu alterasyon keza “hot spring
(sıcak su kaynakları)” ortamlarda ve teleskoplanmı
ş sığ kıymetli metal yataklarında bulunur.