Paul karl feyerabend 13 Ocak 1924'te Viyana'da doğdu. Avusturya asıllı abd'li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini yadsımasıyla sağlanabileceğini ileri



Yüklə 8,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə108/135
tarix24.12.2017
ölçüsü8,94 Kb.
#17198
1   ...   104   105   106   107   108   109   110   111   ...   135

anında   kendi   boyutlarına   eşit   bir   yer   işgal   ettiğini,   dolayısıyla   yol-
culuğunun   herhangi  bir  anında  hareketsiz   olduğunu,   sonuç  olarak  da,
tüm yolculuğu boyunca hareketsiz kaldığını söyler. Bu paradoks Önerme
4 ve 14’e başvurularak çözümlenir.
Yorumlanması en zor olan dördüncü paradoksun, “yarım birim zamanın
iki birim zamana eşit olduğu”nu gösterdiğine inanılır. A,
B ve C gibi iiç dizi kütle vardır (Şekil 10). A hareketsizdir; B sağa, C
sola doğru eşit hızda hareket ederler. C tüm B’lerden geçtiğinde
B, A’lann   yalnızca   yansından   geçmiştir.   İki  kütlenin   geçiş  sürecinin,
kütlelerin hareketli ya da hareketsiz olduğuna bakılmaksızın aynı zaman
aldığı   varsayılırsa,   şöyle   söylemek   mümkündür:   B,   A’larm   yansını
geçerken   C’lerin   tamamını   geçmiştir,   dolayısıyla   geçiş   süreci   yanm
birim zaman alır; oysa C’ler A’ların iki katı B’lerden geçmiştir, onun
için   aynı   süreç   iki   katı   zaman   alır.   Aristoteles,   kullanılan   varsayımı
reddederek paradoksu çözümler.
Şekil 10
Rafael Ferber, ilginç ve kışkırtıcı kitabında 
ÇZenons Pa- radoxigen 
der Bewegung,
 Münih 1981), bu paradoksla, büyüklükleri ne olursa olsun 
sonsuzca bölünebilir şeylerin aynı sayıda bölünemez şeylere sahip olduğu
düşüncesinin bazı ilk biçimleri arasında bir bağlantı olabileceğini 
söylüyor. Bugün söz konusu düşünce Şekil 11’deki gibi bir şekille 
açıklanır. CD’de, AB’deki her noktaya karşılık bir ve yalnızca bir nokta 
vardır ve her iki doğru parçası eşit sayıda nokta içerir. Ferber’in alıntı 
yaptığı Arpad Szabo’ya göre (
Anfânge der Griechischen Mathematik, 
Budapeşte 1969) Euclid’in 
Elemanlar
 i’de verdiği 8. Aksiyom: Bütün 
parçadan büyüktür (ki ispatlarda yerini, “aksi takdirde küçük büyüğe eşit 
olur ki bu imkansızdır” şeklindeki klişe ifadeye bırakır), bazıları bunu 
reddettiği için özellikle getirilmiştir (böy-


leşine apaçık bir ilkenin formüle edilmiş olması için pek başka bir neden de
akla gelmiyor), tikeyi reddedenlerden biri Anak- sagoras’tı (Diels-Kranz, B3).
Şekil 11
M P S
Şekil 12 .
Çünkü her küçük şeyin daha kUçüğü vardır -çünkü varlığın varlıktan
kesilmesi imkansızdır. Fakat her büyük şeyin de hep daha büyüğü vardır
ve bu büyük, miktar olarak küçüğe eşittir.
 Bununla birlikte kendi başına
her şey hem büyük hem küçüktür.


Anaksagoras’m, herhangi bir madde parçasının içinde diğer her şeyden
öğeler barındırdığı -metalde et, havada metal, kemikte hava, vb.- yolundaki
düşüncesinin   altında   yatan   bu   iddianın,   Par-   menides’teki   yukarda   16’da
verdiğimiz   Bir’in   homojenliği   varsayımıyla   da   bağlantılı   olduğunu
düşünebiliriz.  Eğer Bir her yerinde homojense, onun en küçük parçası  da
bütünle, tamı tamına aynı yapıya sahiptir; demek ki, onunla aynı sayıda parça
(alt- bölüm) içerir.
2
 Dördüncü paradoksu aynı sonuca çıkacak şekilde
2. Şüphesiz   Parmenides’teki   Birin   hiçbir   parçası   yoktur,   dolayısıyla   homojen   olmaktan
başka bir yapıya sahip değildir. Fakat Parmenides’le çelişmek pahasına Bir'e böyle bir yapı
ilâve   edersek,   homojenlik   bize   tüm   parçalarda   bütünle   eşit   sayıda   parça   olduğunun
güvencesini verecektir.


yorumlamak mümkün mü? Evet! (bkz. Şekil 12). C sürekli olsun ve C
üzerinde   herhangi   bir   nokta   alalım.   Bu   O   noktası   B’nin   sağ   ucunu
oluşturan R’den geçtiğinde R, P’nin altına düşecektir (R ile O arasında
yan   yolda),   dolayısıyla   P,   O’ya   karşılık   gelecektir.   Tersinden,   A
üzerindeki her S noktasına karşılık C üzerinde bir ve yalnızca bir nokta
vardır, demek ki, N’nin sağ tarafında 2 MS olan bir nokta. Modern bir
şema (Şekil 13) üzerinde gösterecek olursak karşılıklı eşleş(tir)meler
iyice açığa çıkar: bütün kendi yarısı üzerine eşlenir (map upon). 15’teki
tanımı dikkate alarak, Aristoteles’in bu sonucu kabul etmiş olabileceği
tahmininde bulunabiliriz,  
ancak bir şartla
, eşleme işlemi önceden var
olan noktalar arasında değil, noktalan meydana çıkaran kesmeler ara-
sında olacaktır. Onun bundan ne tür sonuçlar çıkartabileceği ise farklı
bir sorundur.


IX. GALİLE VE DOĞRULUĞUN TÎRANLIĞ1
Metnin ilk hali Krakow’daki (Polonya) Papalık Akademisi' nde
kasetten   sunulmuş   bir   konuşmadır.   Daha   sonra   büyük   bir
kısmını yeniden kaleme aldım, fakat orijinal üslûbu olduğu gibi
bıraktım. Konuşmanın sansürlü bir versiyonu C.V. Coyne, M.
Heller ve J. Zyciııski tarafından yayımlanan The Galileo Affair:
A   Meeting   of   Faith   and   Science  (Vatikan  1985)  içinde
yayımlandı.
Konferansın saygıdeğer üyeleri! İlkönce kendim gelemediğim ve yerime
elektronik   bir   temsilci   gönderdiğim   için   sizlerden   özür   dilemeliyim.
Temsilcim -şu anda sizler için hazırlamakta olduğum kaset- konferans
konusuyla ilgili birtakım görüşlerimi size aktaracak fakat, ne yazık ki,
sorularınıza   ya   da   itirazlarınıza   cevap   veremeyecek.   Gelemeyişimin
nedeni bir dizi terslik yüzünden zamanında vize alamayışım. Şimdi dev
bir   binanın   en   üst   katında   küçük   bir   odada   tek   başıma   oturuyorum,
önümde İsviçre Alpleri, yeşil tepeler ve Zürih Gölü uzanıyor. Manzara
olağanüstü fakat, kör talih, etrafımda bakabileceğim bir tek insan yüssü
bile yok -ve bu, bir konuşma yapması beklenen birisi için pek hoş bir
durum değil. Yine de anlatacaklarımı hoş ve ilginç kılmayı umuyor ve


Yüklə 8,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   104   105   106   107   108   109   110   111   ...   135




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə