Selçuk iletiŞİM



Yüklə 2,4 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/110
tarix15.10.2018
ölçüsü2,4 Mb.
#74210
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   110

Sağlık İletişimi: Yaşlıların Televizyonda Yayınlanan Sağlık… (5-17)
7
nır. Kişiler, kendilerinin bir hastalığa yakalana-
cağına ve hastalığın bazı ciddi sonuçları olaca-
ğına, yapılacak bazı uygulamaların hastalığa
duyarlılığı veya neden olacağı zararları azalta-
cağına, bu uygulama ya da eylemin faydasının
maliyetinden fazla olacağına inanırlarsa, hasta-
lıkları anlama ya da önleme çarelerini araştır-
maktadırlar (Çam ve Bilge 2007: 217, Çınarlı
2008: 129).
Nedenli Eylem (Reasoned Actionve Plan-
lanmış Davranış (Planned Behavior): Fishbein
ve Ajzen tarafından davranışlar, niyetler ve
tutumlar arasındaki ilişkiyi açıklamak amacıyla
geliştirilmiştir. Modele göre; özel bir davranışı
yapma olasılığının belirleyici unsurları, bireyin
motivasyonel özellikleridir (akt. Montaño ve
Kasprzyk 2008: 68-69). Buna göre davranışın,
ortaya çıkmasında iki varsayım söz konusudur:
bunlardan ilki, davranışa yönelik var olan
inançlar ve tutumlardır;  her  bir  inanç,  bir  öz
değerlendirmenin sonucunun güçlü veya hafif
şekilde hissedilmesi ile bağlantılı olarak ortaya
çıkar. Bireyler bir davranışı gösterme sürecinde
birbiriyle bağlantısız pek çok inanışa sahip
olabilirler. Davranış, inanışlar, tutumlar ve
algıların bir toplamıdır. Davranış üzerinde
etkili olan ikinci unsur, kişisel normlardır;
kişisel normlar, bireylerin belirli bir davranışı
göstermeleri durumunda diğerlerinin ne düşü-
neceği konusuna verdiği önemin öznel olarak
algılanmasıdır (Redding 2000: 183). Planlan-
mış Davranış Kuramı, Nedenli Eylem Kuramı-
nın varsayımlarını kabul etmenin yanı sıra
insanların mantıklarıyla hareket ettiklerini
varsaymaktadır. Bireylerin mevcut bilgilerini
ve onların gösterdikleri davranışlarında ortaya
çıkan açık veya örtülü anlamları açıklamaya
çalışmaktadır. Teoriye göre niyetler veya dav-
ranışlar, kişinin doğası, toplumsal etkinin bir
yansıması ve kontrol mekanizmasının bir sonu-
cu olarak ortaya çıkmaktadır (Ajzen 2005:
117).
Sosyal Biliş Teorisi  (Social Cognitive
Theory): Sosyal Biliş Teorisi sağlık davranışı-
nın saptanmasında bireysel faktörlerin ötesine
geçerek, çevresel ve sosyal faktörleri de göz
önünde bulundurmaktadır. Davranış, çevresel
ve sosyal faktörlerle bilişsel süreçlerin etkile-
şiminin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır
(Redding 2000: 184, McClelland ve Rees
2000: 70, Gard 2000: 70). Kurama göre insan-
lar, sadece tepkisel organizmalar değil aynı
zamanda kendilerini, içinde yaşadıkları grupla-
rını,  çevrelerini düzenleyebilen ve çevresini
yansıtan, kendi iç güçlerinden ve çevresel fak-
törlerden de etkilenen varlıklardır. İnsanlar,
içinde yaşadıkları toplumsal sistemin hem
üreticisi hem de ürünü konumundadırlar. İçeri-
sinde yaşadıkları sisteme uyum sağlamak ama-
cıyla kendilerini değiştirir ve geliştirirler. İn-
sanlar geniş bir sosyo-kültürel etkiler ağı içinde
yaşamaktadırlar. Bireyin psiko-sosyal unsurla-
rının  yanı  sıra  çevresel  unsurlar  ve  bireyin
yakın çevresi onun davranışlarının değişmesi
ve gelişmesi üzerinde etkili olmaktadır
(Bandura 2001: 121).
Korunma Motivasyonu Teorisi  (Protection
Motivation Theory): Bireyde mevcut bir sağlık
tehdidi hakkında korku oluşturmak suretiyle
belirli bir davranışı göstermesi yönünde güdü-
leme anlayışına dayanan bu teori, sağlık riski
ve bu riskin sonuçları hakkında tehditler kulla-
narak, olumlu sağlık davranışı geliştirme amacı
taşımaktadır (Gorin 2006: 41, Murphy ve
Bennett, 2002: 33). Televizyonlarda sıklıkla
şahit olduğumuz sigara içen ve içmeyen kişile-
rin akciğerlerinin gösterilmesi korku yaratma
çabasına örnek olarak verilebilir.
1.2. Sağlık İletişimi ve Sağlık İletişimi Dü-
zeyleri
Sağlıkta ve hastalıkta, iletişim insan deneyim-
lerinin en hayati boyutunu oluşturmaktadır.
Hiçbir insani olgu hastalık ve sağlık kadar
temel nitelikte değildir ve hiçbir olgu bizim iç
dünyamızdaki isteklerimizi, arzularımızı bu
denli etkilemez. İnsanın vücudu, zihni ve için-
de yaşadığı toplum arasında kurulan ilişki bu
dinamikleri harekete geçirici niteliktedir. Sağ-
lık iletişimi de bu ilişkinin kurulmasında anah-
tar rol oynamaktadır (Ratzan 1994: 225,
Babrow ve Mattson 2003: 39, Mittelmark
2007: 98). Sağlık iletişimi, sağlığın geliştiril-
mesi maksadıyla bireyler arasında sağlıkla
ilgili olarak oluşan, etkileşim ve işlemlere
iletişim kavram ve kuramlarının uygulanması-
dır (Tabak 2003: 29, Schiavo 2007: 5). Healthy
People 2010 sağlık iletişimini, “önemli sağlık
sorunları hakkında, kamunun, bireylerin ve
kurumların bilgilendirilmesi, etkilenmesi ve
harekete geçirilmesi sanat ve tekniği” şeklinde
tanımlamaktadır (Parrott 2004: 751, Schiavo


Selçuk İletişim, 6, 3, 2010
8
2007: 5). Sağlık iletişimi, bugün hastalıkların
önlenmesi, sağlığa ilişkin önemli bazı noktala-
rın savunulması, sağlık hizmetlerinin üretilmesi
ve pazarlanması, sağlık hizmeti tüketicilerinin
tedavi süreçleri, tedavi seçenekleri ve sağlık
bakım kalitesi ile ilgili olarak bilgilendirilmesi
ve eğitilmesi gibi çeşitli prensipleri sıklıkla
kullanmaktadır.  Aynı zamanda sağlık bilgisine
erişimde bilgisayar temelli yeni teknolojilere
erişimin yaygınlaştırılması, bu yeni teknolojile-
rin etkili kullanımı ve eşit erişim imkanının
sağlanması gibi konularda sağlık iletişiminin
kapsamı içerisinde yer almaktadır.  Bir sağlık
sorununa ve sorunun çözümüne ilişkin
farkındalık yaratma ve bilgi sağlama, olumlu
sağlık davranışı hakkında bireyleri güdüleme,
sağlık hizmetlerinde etkinliği artırma gibi bazı
unsurlar sağlık iletişimin hedefleri olarak sayı-
labilir.
Sağlık iletişimi, bireysel ve toplumsal sağlığın
geliştirilmesinde ve sağlık hizmetlerinin kalite-
sinin artırılmasında önemli rollere sahiptir.
Bireysel ve toplumsal düzeyde farkındalık
yaratarak hastalıkların önlenmesi, sağlık eğiti-
mi ve sağlığın korunması yoluyla sağlığın
geliştirilmesine katkıda bulunan sağlık iletişimi
çeşitli düzeylerde gerçekleşmektedir.  Bu dü-
zeyler:
Hekim – Hasta İletişimi: Hekim ile hastanın
yüz yüze, aracısız ve karşılıklı etkileşimini
içeren iletişim düzeyidir. Sağlık iletişimi ala-
nında etkileşim çoğunlukla yüz yüze gerçek-
leşmekte, davranışsal değişim amacı taşımak-
tadır. Hastanın sağlık hizmetini alması sırasın-
da hekim tarafından verilen direktifleri dinle-
mesi, hekimin hastaya rahatsızlığa ilişkin de-
tayları açıklaması, tedavi sürecinin bu paylaşım
sırasında yönlendirilmesi ve iki taraf arasında u
yolla bir güven ağının oluşumu, sağlık iletişi-
minin bu boyutuyla ilişkilidir.
Grup İletişimi: Sağlık iletişiminde öğrenme,
tutum değişikliği, benimseme ve uygulama
süreçleri çeşitli büyüklüklerdeki gruplarda
oluşmaktadır. Özellikle ortak karar alma du-
rumlarında grupsal özellikler ve grup iletişimi
önemlidir (Tabak 2003: 45). Gruplar, sağlık
iletilerini kendi üyelerine aktarabilmekte, sağ-
lığın geliştirilmesine yönelik çabalarla üyeleri-
nin yaşam biçimini değiştirebilmektedirler. Bu
gruplara örnek olarak belirli bir hastalığı olan
bireylerin oluşturmuş oldukları LÖSEV, diya-
liz ve diyabet hastalarının kurmuş oldukları
dernekler verilebilir. Bu gruplar, kendi üyesi
olan hastalara yardım ve dayanışma anlamında
desteklerde bulunurlarken, verdikleri mesajlar-
la hem grup içinde bireysel, hem de toplumsal
sağlık bilincinin oluşmasında etkin rol oyna-
maktadırlar.
Kitle İletişimi: Sağlık konusundaki iletişim,
teknolojinin de hızlı deviniminin bir sonucu
olarak büyük oranda kitle iletişim araçları üze-
rinden yapılır duruma gelmiştir. Sağlığa ilişkin
bir sorunun kamuoyuna duyurulması, istenilen
bir sağlık davranışının geniş kitlelere benimse-
tilmesi, kitle iletişim araçları üzerinden yürütü-
lecek kampanya ile mümkündür. Bireyler arası
sağlık iletişimi, kitle iletişim araçları üzerinden
yürütülen kampanyalara göre bazı önemli
avantajlara sahip olmasının yanında geniş kitle-
lerin hedeflendiği kampanyalarda olanakları
çoğunlukla sınırlıdır. Özellikle televizyonun ve
sonrasında internetin hızla yaygınlaşması,
sağlık bilgisinin bu mecralardan elde edilmesi-
ni kolaylaştırmıştır. Bugün artık sağlık iletişi-
min en önemli boyutu kitle iletişim araçları
üzerinden gerçekleşen sağlıksal etkileşimdir.
Milio (1986) kitle iletişim araçlarının, sağlık
davranışını, bireysel ve toplumsal olmak üzere
iki düzlemde etkilediğini belirtmiştir. Ona
göre; bireysel düzlemde bu araçlar, sağlığa
ilişkin tutum ve davranışların pozitif veya ne-
gatif yönde değişimini tetikleyebilmektedir.
Toplumsal düzlemde de politika yapıcıların,
sağlık sorunlarından haberdar olma seviyelerini
ve hızını artırabilmekte ve kamusal sağlığın
geliştirilmesine ve değiştirilmesine katkı sağla-
yabilmektedir (akt. Brown ve Walsh-Childers
2002: 453). Kitle iletişim araçları, tek başına
sağlık davranışının değiştirilmesi üzerinde
doğrudan etkili olmayabilir. Ancak, bu araçlar
üzerinden yürütülen sağlık kampanyaları, bi-
reylerin farkındalığının yaratılmasını ve sağlık
sorunlarına ilişkin gündemin yapılandırılmasını
sağlayabilecek nitelik taşımaktadır (Ratzan
1994: 224, Wallner1997: 22, MacDonald 1998:
110). Özellikle toplumsal bir sağlık riski hak-
kında tasarlanan sağlık kampanyasında hedef-
lenen sağlık davranışının ortaya çıkması üze-
rinde, kitle iletişim araçlarının oldukça etkili
olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konulmuş-
tur.


Yüklə 2,4 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   110




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə