Selçuk iletiŞİM



Yüklə 2,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə97/120
tarix15.10.2018
ölçüsü2,6 Mb.
#74209
1   ...   93   94   95   96   97   98   99   100   ...   120

Düşünce mi, Eğlence mi? Türkiye’de Televizyon Belgesellerine… (196-204)
199
labilecek ifadeleri, olayları yerli yerine koyarak
sonuç çıkarılmasına yardımcı olması gerektiği-
ni vurgulamaktadır.
Belgeselin işlevlerini “kaydetmek, açığa çı-
karmak, korumak; ikna etmek ya da tanıtmak;
analiz etmek ya da sorgulamak; anlatmak”
(Renov 1993: 21) şeklinde dört temel başlık
altında toplayan Michael Renov da, belgeselin
tarihsel gerçeği kopyalayarak, istenilen şekilde
yeni bir yaratıma olanak vermesi niteliğine
özellikle vurgu yaparak, böylece ölümün oyuna
getirildiğine, zamanın durdurulduğuna ve ka-
yıpların yerine konulabildiğine (Renov 1993:
25) dikkat çekmektedir. Zaman’la girişilen
mücadele, kitle iletişim araçları aracılığıyla
egemen kültürlerin ve yaşam stillerinin dünya-
sallaştığı ve giderek özgünlüğün yerini tekbi-
çimliliğe terk ettiği günümüzde daha da anlam-
lı hale gelmiştir. İnsana dair olan bütün değer-
lerin ve bu arada sanatın da metalaştığı bu
süreçte belgesel sinemayı kültürel belleği canlı
tutması açısından bir direniş alanı olarak değer-
lendirmek mümkündür.
Muhalif gücünü “insan gerçekliği”ni problem
alanı olarak seçmesinden (Aslankara 2003a:
32), “insana taraf” olmasından ve “araçla siya-
sal mesajı birleştirebilme” (Abisel 1974: 360)
olanağından alan, öte yandan “kültürel sürekli-
liğin, kültürel yenilenmenin, tarihi kavramanın,
bir toplumun kendini yeniden üretebilmesinin,
insanlığın özgüvenini kazanabilmesinin imkanı
olarak belgesel sinema, dünya ile ortak ve eşit
bir dili konuşmanın olmazsa olmaz koşuludur”
(Deklarasyon-Belgesel Sinemacılar Birliği
2002: 72).
Belgesel film sözü edilen toplumsal sorumlu-
lukları ve muhalif tavrı yaşama geçirirken
fevri, yüzeysel bir tavırdan uzak durmalı, iddia-
larını ve önerilerini belgelere ve bilimsel veri-
lere dayandırmalıdır. Belgesel film elbette
bilimsel bir çalışma değildir. Ancak gerçeği
anlattığı yönünde yaygın bir düşünce söz konu-
sudur ve bu yüzden inandırıcılığı oldukça yük-
sektir. Belgesel film yönetmenine güçlü bir
manipülasyon imkanı sunan bu durum aynı
zamanda her bir ayrıntıyı aslına sadık kalarak,
belgelerin ve bilimsel verilerin desteğiyle ak-
tarma şeklinde etik sorumluluklar da yükle-
mektedir. Bu yönüyle belgesel sinema bilimle
sıkı bir ilişki içerisindedir. Öte yandan bilim-
den ödünç alınan malzemeler, sanatsal bir
duyarlılıkla, estetik bir tarzla ve sinema sanatı-
nın kodlarıyla bütünlüklü bir anlam ve değer
kazanmaktadır. Böylece Suha Arın’ın deyişiy-
le, “sanatın ve bilimin kesiştiği yerde ortaya
çıkan ve bilimsel yönüyle doğruyu, sanatsal
yönüyle de estetiği yansıtan” (aktaran Oktan
2005: 79) belgesel sinema, bilim ve sanatın
birbirinin içine yuvalandığı bir “dokuma” ey-
lemidir (Aslankara 2003b: 20). Bu dokuma
eyleminden elde edilen eser, hem duygulara
seslenerek insani bir duyarlılık yaratabilmeli
hem de insanların aklına seslenerek, onları
harekete geçirebilmelidir (Rabiger 1998: 33).
Duygusal yanı ağır basan belgeselin gerçeklik-
ten uzaklaşma ya da eleştirel tavrını kaybetme
tehlikesi söz konusuyken, duygusal ve estetik
yönü eksik bırakılan belgeselin de kuru ve
didaktik olması muhtemeldir. Her iki durumda
da belgesel film amacından uzaklaşmaktadır.
Yukarıda yer verdiğimiz görüşlerden de hare-
ketle, belgesel filmi; yaşanmış veya yaşanmak-
ta olan bir gerçekliği konu alan, işlediği konu-
yu gerçek mekanlarda ve gerçek kişilerle, aslı-
na sadık kalarak, bilimsel verilere ve belgelere
dayanarak, estetik bir tavırla ve sanatsal bir
duyarlılıkla yorumlayarak, çağına tanıklık
eden, insana dair bir değer üretmeye, insanların
hayata dair düşünmelerini, yaşamı sorgulama-
larını sağlamaya çalışan, film türü olarak özet-
lemek mümkündür. Bu noktada belgesel sine-
ma diğer sanat dallarından esas olarak insana
dair bir mesaj verme sorumluluğuyla farklılaş-
makta ve bağlantılı olarak, “bireysel hafızayı
sürdürmek, toplumsal bilinç, algılama ve hafıza
oluşumunun kanallarını açmak, bilim dalları ile
doğrudan ilişkiler kurmak, belge, bilgi ve bi-
limsel araştırmalardan yararlanarak tüm verile-
re eşit mesafede durmak, etik değerleri kavra-
mak, önyargısız hayatı yorumlamak, toplumun
kendi ile hesaplaşmasının dinamiklerini oluş-
turmak, kültürel sürekliliği sağlamak”
(Şeremetli 2002: 14) gibi görevleri kendine
kaygı edinmektedir.
2. BULGULAR VE YORUM:
TELEVİZYONLARIN BELGESEL FİLME
YAKLAŞIMI
Televizyonla, 1950’li yıllarda Edward
Murrow’un “See It Now” adlı programıyla
buluşan belgesel sinema, 1960’larda büyük


Selçuk İletişim, 5, 3, 2008
200
ölçüde televizyona göç etmiş ve böylece varlı-
ğı, ticari, politik, manevi vb. yönlerden her
zaman baskıya açık olan dev televizyon ağları-
nın insafına kalmıştır (Rabiger 1998: 29). Za-
manla varlığını sürdürebilmek için hem biçim
hem de içerik yönünden televizyonun gerekle-
rine göre yeniden şekillenerek büyük ölçüde
televizyonun genel görünümünü tamamlayan
bir unsur haline gelmiştir. Bu arada belgeselle-
rin ortaya çıktığı yıllardan itibaren taşıdı eleşti-
rel tavır da büyük ölçüde törpülenmiştir.
Türkiye’de, 1990’lı yılların başına kadar belge-
sel sinemacıların bir bölümü TRT bünyesinde
ekonomik ve idari açılardan kısıtlı olanaklarla
ve bir taraftan da sansürle baş etmeye çalışarak
üretimlerini sürdürürken, diğer bazı belgeselci-
ler de çok daha kısıtlanmış koşullarda, özel
desteklerle varlık mücadelesi vermekteydiler.
Özel televizyonların birbiri ardısıra yayın haya-
tına katılmasıyla belgesel sinemanın canlana-
cağı umudunu besleyen belgesel sinemacıları,
ilerleyen yıllar büyük oranda haksız çıkarmış-
tır. Huriye Kuruoğlu’nun 1998 yılında 14 ulu-
sal kanal ve Discovery Channel’de yayınlanan
belgeselleri bir haftalık süreyle incelediği ça-
lışma da bu iddiamızı doğrulamaktadır. Sözü
edilen çalışmadan on yıl sonra gerçekleştirilen
bu incelemede de, Kuruoğlu’nun bulgularına
benzer bir tablo ortaya koymuştur.
Tablo 1: Belgesel programların kanallara ve türlere göre dağılımı
  Ka
nal Ad
ı
Do
ğa
Ge
zi
Biyog
rafi
To
pl
umsa
l İ
.
Tan
ıtı
m
Spor
Bil
imse
l
H
aber
Tari
h
Arkeol
ojik
Toplam
Kanal D
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
0
Atv
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
0
CNN Türk
-
4+4  2+2 2+4 -
-
-
1+2 1+2 -
10+14
Fox TV
1
-
-
-
-
-
-
-
-
-
1
Kanal 1
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
0
Ntv
-
-
1+2 -
-
1
-
1
1+1 -
4+3
Kanal 7
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
0
Stv
2
2+2 -
-
-
-
-
-
-
-
4+2
Show TV
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
0
Tv8
-
1
-
-
-
-
-
-
1+2 -
2+2
Star TV
-
2+1 -
-
-
-
-
-
-
-
2+1
Cine 5
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
0
Kanaltürk
-
1
1
-
-
-
-
-
-
-
2
Flash TV
-
1
-
-
-
-
-
-
-
-
1
TRT 1
-
1
-
2
2+2 -
-
4+2 -
-
9+4
TRT 2
4+3 -
6+6 3+3 9+9  4
4
2+3 4+1 3+2 38+27
TOPLAM  7+3 12+7 10+10 7+7 11+11 
5
4
8+7 7+6 3+2 73+53
Televizyon yayınlarının incelendiği bir haftalık
sürede hemen dikkati çeken bulgulardan birisi,
toplam yayın akışı içerisinde belgesel filme
ayrılan payın azlığıdır. Ulusal ölçekte yayın
yapan 16 kanalda bir haftada yayınlanan belge-
sel sayısı, 73 ilk yayın, 53 tekrar olmak üzere
toplam 126’dır. Bu sayı televizyon ekranlarına
yansıyan toplam program sayısıyla oranlandı-
ğında yok denecek kadar azdır. Nitekim altı
kanalda bir haftalık sürede hiç belgesel filme
yer verilmemiş, iki tanesindeyse sadece birer
belgesel yayınlanmıştır. Bu tablo, belgesel film
açısından bakıldığında, 1998 yılından da kötü
bir görünüm sunmaktadır. Kuruoğlu’nun ça-
lışmasında kanal başına düşen belgesel film
sayısı  daha  fazladır  ve  her  kanalda  en  az  iki
belgesel film yayınlandığı görülmektedir. Öte
yandan yayına konulan belgesellerin çoğunluğu
neredeyse hiç kimsenin izlemeyeceği saatlerde
izleyiciye sunulmaktadır. Belgesellerin sadece


Yüklə 2,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   93   94   95   96   97   98   99   100   ...   120




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə