5
ifade etmektedir ve bu vesileyle kişinin nihai kurtuluşu garantilemiş olduğu
düşünülmektedir. Benzer şekilde ekmek- şarap ayini ile Mesih ile birlik olma
durumu tekrarlanmış olur ve böylece Hıristiyanlar Mesih’in dirilişine katılmış
olurlar.
14
İslam’da kurtuluş ise Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed’in hak
peygamber olduğuna iman etmek olarak özetlenebilecek esasları kabul etmekle
mümkündür. Kısaca İslam’ın bütün inanç esaslarını tasdik eden ve ibadetlerini de
eksiksiz olarak yerine getiren kişinin kurtuluşa ulaşması mümkündür.
15
Çeşitli dinlerdeki kurtuluş fikirlerine de böylece yer verdikten sonra, konumuz
olan Hint kökenli dinlerin kurtuluş anlayışlarını incelemeye geçebiliriz.
14
Smart, C. XIII, s. 420.
15
Rousseau, s. 113-114.
I. BÖLÜM
HİNDUİZM’DE KURTULUŞ
Hinduizm, bin yıllarla ifade edilen bir zamanda ve birçok farklı kültürün etkisi
ile oluşmuş, çeşitli inanç yapılarını içinde barındıran bir dinin adıdır. Hinduizm’in
oluşmasında, M.Ö. 2000- 1500 yılları arasında Hindistan’ı işgal eden Arilerin önemli
rolü vardır. Nitekim bu dinin en önemli kutsal metinleri olan Vedalar’ı büyük ölçüde
Arilerin oluşturduğu, genel kabul gören görüştür.
16
Bu anlayışa göre Hindistan’ın
yerli halklarına hâkim olan Ariler, kendi dinsel inanışlarını bu halklara telkin etmiş,
zamanla bu yerli halkın inançlarından da belli oranda etkilenmiştir. Bu etkileşim
sonucunda oluşan yapı, günümüze kadar değişerek ve gelişerek gelmiş, sonuçta ise
Hinduizm adını almıştır. Hinduizm adı bu dinin inanırları tarafından değil, Batılılar
tarafından kullanılan bir isimdir. Hindular ise kendi dinlerine “Sanatana Dharma”
(Ezeli- Ebedi Yol)
17
veya “Arya Dharma” (Ari Yolu)
18
adını vermişlerdir.
Daha önce de belirtildiği gibi, Hinduizm’in oluşum ve gelişim aşaması bin
yıllarla ifade edilmektedir. Bu bağlamda Hinduizm’in gelişim süreci üç ana döneme
ayrılmıştır. Bunlar: Klasik Hinduizm, Orta Çağ Hinduizm’i ve Modern
Hinduizm’dir. Klasik dönem, Hindu kutsal metinlerinin tamamının oluştuğu ve
yazıya geçirildiği dönemdir ve tahminen M.Ö. 2000 veya 1500’lerden başlayıp, M.S.
9. yüzyıla kadar devam etmiştir. Orta Çağ Hinduizm’i, M.S. 10. yüzyıldan 17.
yüzyıla kadar süren devredir. Bu dönemde, İslam’ın Hinduizm üzerine etkisi söz
konusu olmuştur. Modern dönem ise, 1830’lu yıllarda başlayıp günümüzde de devam
16
Kürşat Demirci, Vedalar, İstanbul 1991, s. 35.
17
Tümer – Küçük, s. 64.
18
P.T. Raju vd., s. 24.
7
eden devredir. Bu dönemde Hinduizm’i politeizmden kurtarmayı amaçlayan, büyük
ölçüde Hıristiyanlıktan etkilenen akımlar ortaya çıkmıştır.
19
Hinduizm yukarıda belirtilen bu uzun gelişim sürecinde çok büyük
farklılaşmalar göstermiştir. Bu çerçevede Klasik dönemde çok önemli olan tanrılar
yahut ritüeller günümüzde önemini kaybetmiş görünmektedir. Mesela: Vedalar’ın
İndra, Varuna, Surya, Agni gibi çok önemli tanrılarından bugünkü Hinduizm’de söz
edilmez. Ancak Vedalar’da ikinci derecede önem arz eden Vişnu, Şiva gibi tanrılar,
modern Hinduizm’in üçlü tanrı anlayışında önemli bir yer almışlardır.
20
A) HİNDUİZM’DE KURTULUŞ İFADE EDEN KAVRAMLAR
Daha önce de belirttiğimiz gibi Hinduizm, uzun bir zaman sürecinde
değişiklikler göstererek bugünkü halini almıştır. Hinduizm’de kurtuluş denildiğinde
karma- tenasüh (tekrar tekrar bedenlenme) çemberinden kurtulmak anlaşılır. Hint
dini düşüncesinin temel inançlarından biri olan karma-tenasüh, ileride daha ayrıntılı
bir biçimde ele alınacaktır. Burada ise bu çemberden kurtulmayı ifade eden çeşitli
kavramlar ve bunların tarihi gelişimine yer verilecektir. Günümüzde Hinduizm’de
kurtuluşu ifade etmek için özgürlük, kurtuluş gibi anlamlara gelen “mokşa” kelimesi
kullanılmaktadır. Kurtulan kişiyi ifade etmek için ise “jivanmukta” kelimesi
kullanılır.
19
Ali İhsan Yitik, Hint Dinleri, İzmir 2005, s. 11-13.
20
Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Çev. Ali Berktay, İstanbul 2003, C. I,
s. 253.
8
1- Mokşa
Mokşa kelimesi, Sanskritçe eril bir isim olup, “muk” kökünden türetilmiştir.
Mukti kelimesi de mokşa ile aynı anlamda kullanılmaktadır ve onun dişil
versiyonudur.
21
Mokşa ve mukti her ikisi de “serbest bırakmak” , “özgürleşmek”,
“kurtulmak”, “bağımsızlık”, “özgürlük”, “kurtuluş” gibi anlamlara gelmektedir.
22
Terim olarak ise mokşa, bütün Hint kökenli dinlerde ortak olarak inanılan, acı ve
ıstırap dolu, sürekli doğum ve ölüm çemberinden (samsara) kurtulmayı ifade eder.
23
Hint dini düşüncesinde ilk olarak en eski Upanişad’da ve erken dönem
Budizm’de görülen mokşa fikri, Veda literatüründe ve Brahmanalar’da yer
bulmamıştır. Çünkü Veda metinleri dünyadan kurtulmaktan çok, onun zevklerini
elde etmekle ilgilenmiştir.
24
Sonraki dönemlerde karma- tenasüh inancının
yerleşmesi sonucu, bu inanç ve bundan kurtuluş fikri de o dönemde ortaya çıkan
kutsal metinlere, yani Upanişadlar’a yansımıştır. Chandogya Upanişad’da evinden
gözleri bağlı bir şekilde çöle getirilen bir kişinin hikâyesi anlatılır. Bu kişi gözleri
açılınca evine gitmenin yollarını aramaya başlar ve sonunda gerçek bilgiye ulaşarak
özgürlüğüne kavuşana kadar, yani kurtuluşa ulaşıncaya kadar, samsara çarkına
21
A. M. Esnoul, “Mokşa” The Encyclopedia of Religion (ER), Ed. by Mircea Eliade, New
York 1987, C. X, s. 28; A.S. Geden, “Salvation”, Encyclopedia of Religion and Ethics (ERE),
Ed. by James Hastings, New York 1951, C. XI, s. 132.
22
Esnoul, C. X, s. 28; Rhys Davids, “Mokşa”, ERE, C. VIII, s. 770; The Penguin Dictionary of
Religions, Ed. by John R. Hinnels, Londra 1997, s. 320; Fuat Aydın, Hint Dini Düşüncesinde
İnsanın Özgürlük Arayışı, İstanbul 2005, s. 55.
23
Esnoul, ER, C. X, s. 28; Penguin Dictionary of Religions, s. 320; Aydın, s. 55.
24
Esnoul, ER, C. X, s. 28.
Dostları ilə paylaş: |