“(Hazar) Kapının ötesinde kendi dillerini konuşan Bur(l)garlar yaşıyorlar. Putperest
ve barbar bir halktırlar. Onların bir şehri Alanların ise beş şehri var. Dadu
62
sınırlarındaki
dağlarda yaşıyorlar. Kaleleri vardır. Avangur çadırlarda yaşayan bir halktır; Avgar, Sabir,
Burgar, Alankurtarger, Avar, Hasar, Dirmar, Sirurgur, Bagrasik, Kulas, Abdal, Eftalit bu on
üç halk çadırlarda yaşıyorlar (bunlar) sığır, balık ve vahşi hayvanların
etleriyle beslenen,
silahları olan halklardır”
63
.
Zahariya Ritor’un bu haberinden Onogur, Ugor, Savir, Bulgar, Kutrigur,
Avar, Hazar, Saragur ve Eftalitleri tespit etmek mümkündür
64
. Bu kayıtta
Bulgarlardan “şehirleri bulunan” ve “çadırlarda yaşayan” tanımlamasıyla
iki kez
bahsedilmesi ilginçtir. Belki de farklı Bulgar boylarına işaret edilmiştir.
VI. yüzyılın ikinci yarısında yeni bir Bulgar kitlesinin Kuzey Kafkasya’da
bulunduklarına dair Antakya Patriği Suriyeli Mihail de haber vermektedir. Onun
ifadelerine göre Bulgarlar İmeon dağlarından çıkarak Barsaliya olarak adlandırılan
Alan ülkesine geldiler
65
.
VI. yüzyıl Suriye kaynağının (Zahariya Ritor) şahadeti bugünkü Çeçenistan-
İnguşedya’dan batıya doğru Kuzey Kafkasya, Kuzey Don bölgesi ve Aşağı Don
bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan kalıntılarla
desteklenmektedir
66
. Don Nehri’nin aşağı kesimlerindeki
eski şehir yerleşimlerinde
çadır şeklinde ilkel ocaklarıyla konut kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Araştırmacılar
adilane olarak bu kalıntıların kısmen yerleşik hayata geçmiş Bulgarlara ait olduğunu
belirlemişlerdir. Don Nehri’nin aşağı kesimlerinde ve Kuzey Kafkasya’daki bazı
toprak altı mezarlar ve aynı şekilde açık ocak üzerine koymak için tacı üzerinde içi
delikli kazan tipinde kapların keramiklerinin bulunduğu yerleşimler de Bulgarlara
aittir
67
.
VI. yüzyıla ait yukarda bahsettiğimiz rivayetlerden Karadeniz’in kuzeyinde
ve Kuzey Kafkasya’da Bulgar varlığının bulunuşu belgelenmektedir.
Muhtemelen
bu bölgelerde farklı Bulgar boyları mevcuttu. Bulgar boylarının kaderlerinde VI.
yüzyılın ikinci yarısının başlarında Orta Asya’da meydana gelen değişiklikler
62
YA. F. Fedorov ve G. F. Fedorov “Dadu”nun Dağıstan olduğunu belirtmişlerdir; Fedorov, Fedorov,
Rannie Turki Na Severnom Kavkaze, s. 55.
63
Pigulevskaya,
Siriyskie İstoçniki, s.165.
64
Artamanov,
Hazar Tarihi, s.113.
65
A. e., s.172.
66
S. A. Pletneva,
Ot Koçeviy K Gorodam, Moskova, İzd. Nauka, 1967, s.91-100.
67
Fedorov, Fedorov,
Rannie Turki Na Severnom Kavkaze, s. 67.
29
belirleyici rol oynamıştır. Zira Gök-Türklerin önderi Bumın A-na-kui’nin Juan-
juanlarını 552 yılında yenilgiye uğratarak Gök-Türk Kağanlığı’nı kurmuştu. Juan-
juanların büyük kısmı Kuzey Ch’i Devleti’ne sığınmışlardı. Bunlar da 555 yılında
Mukan Kağan tarafından ortadan kaldırıldılar
68
.
Gök-Türk Kağanlığı’nın batı kanadını idare eden İstemi Yabgu ise Töles ve
Onogur boylarını itaat altına almış ve Akhunları ortadan kaldırmıştı
69
. Bu arada bazı
tarihçilerin Juan-juanlarla karıştırdıkları Pseudo-Avarlar yani Ugorlar Gök-Türk
Kağanlığı’nın hâkimiyetine girmemek için İtil Nehri’nden batıya hareket etmişlerdi.
Asıl Avarlar Gök-Türklerin hâkimiyetine giren ve daha önce Priskos’un 463 yılı
rivayetinde okyanus sahillerine yerleşmiş düşmanlar
olarak tasvir edilen halk
olmalıydı
70
. Burada bahsi geçen Ugorlar ise Uar ve Hunni adlı eski
kumandanlarının adlarına istinaden boylarına Uar ve Hunni adını vermişlerdi.
Bunlar muhtemelen Uar isminin Avara benzerliğinden faydalanarak daha önce
Avarların darbeleriyle yurtlarını terk eden Savir, Barsil ve Onogurlar tarafından
gerçek Avarlar olarak düşünülüp hürmet görünce kendilerini Avar olarak
tanıtmışlardı ve Bizans ile münasebet tesis etmişlerdi. Bu durumdan rahatsız olan
İstemi Yabgu Bizans elçisine Akhunların işini bitirince bunlara saldıracağını
bildiriy
yorumu oldukça tatmin edici ve yukarıdaki
görüşü tasdik edici
niteliktedir:
Sonuçta hakiki bir Avar olmayana isnat edilmiş zikredilen şahıs isimlerinin biri veya diğeri
ordu
71
.
Burada zikrettiğimiz Avarların kökeniyle alakalı olarak Samuel Szadeczky-
Kardoss’un
“Theophylact Simocattes Bayan’ın (Avar Kağanı) idaresi altındaki insanların
yalnızca asıl Avarların korku telkin eden adlarını kabul ettiklerini öne sürmüştür. Bu
Pseudo-Avarların (Sahte Avarlar) Var ile Hunni adında iki boyları vardı. Bu boylar aynı
kökendendi ve aynı dili konuşuyorlardı. Bunlar daha sonra birleşmişlerdi.
Büyük bir
ihtimalle Altay veya daha kesin olarak Bulgar Türk lehçesini konuşan Ogur (Ogor, Ugor)
etnik grubuna dâhildiler. Ancak, Theophylact’ın Bayan’ın halkının Pseudo-Avarlar olduğu
şeklindeki ifadesini kabul etmesek bile her ikisi de Altay dili kullanan Avarlar ve onlara
katılan Ogurların ayrı ayrı olarak kullandıkları asıl adları birbirinden ayırmak imkânsızdır.
68
Ahmet Taşağıl,
Gök-Türkler I, Ankara, AKDTYK TTK Yayınları, 2003, s.17-20; E. Chavannes,
Çin Kaynaklarına Göre Batı Türkleri, Çev. Mustafa Koç, İstanbul, Selenge Yayınları. 2007,
s.284; Vernadsky,
Ancient Russia, p.178-179.
69
Taşağıl,
Gök-Türkler I, s.31.
70
L. Gumilev asıl Avarları Türgişlerle özdeşleştirmektedir; Artamanov,
Hazar Tarihi, s.144.
71
A. e., s.142-146.
30