Bulgarların kökeniyle ilgili olarak çeşitli görüşler öne sürülmüştür.
Bizans
tarihçisi Nikephoros Gregor eserinde Bulgarlardan bir İskit kabilesi olarak
bahsetmektedir:
“Şimdi Bulgarya ismini nereden aldıklarını açıklayacağım. Volga (İtil) Nehri’ne
akan İstr’den daha kuzeyde bulunan bir ülke vardır, ondan ve aynı yerli insanlardan Bulgar
ismini aldılar. Onlar önceleri İskitlerdi. Yaralı, yerleşmiş geleneklere karşı çıkanlar
dindarlar üzerine saldırdıklarında oradan çocukları ve karılarıyla buraya göç ettiler. Onlar
muazzam bir kalabalıkla İstr Nehri’ni geçtiler ve Miziya’nın her iki yakasında yurtlandılar.
Çekirgeler veya şimşek gibi İlliriya tarafında bulunan Makedonya’ya yayıldılar, buradaki
rahatlıklar onların hoşuna gitti. Bu ülke ve halkın adı Bulgarya olarak yayıldı”.
Gregor daha
sonra İskitlerden bahsederek şöyle yazıyordu: “eski bilginler onların adını farklı olarak
vermektedirler: Gomer onları Kimmerler olarak adlandırmaktadır. Heredot ise Kimvar ve
Tevtona olarak belirtmektedir…”
5
.
Bulgarların kökenine dair bu en eski görüş olarak durmaktadır. Fakat
Bulgarların Karadeniz’in kuzeyine göçleri Hunlarla alakalı olsa gerektir. Buna
rağmen, N. YA. Merpert eski Bulgarların Asya’dan gelerek Karadeniz’in
kuzeyindeki bozkırlara henüz Hun istilasından önce yerleşen Türk dilli boylar
grubunda oldukları görüşündedir
6
. Bu görüşün kaynakları büyük ihtimalle Ermeni
ve Suriyeli tarihçilerdir. Gerçekten de Bulgarlarla ilgili
ilk haberler Kafkasya ile
bağlantılıdır. VIII. yüzyıl Ermeni yazarı Horenli Moises “Ermeni Tarihi” adlı
eserinde Suriyeli yazarlar Mar Abas Kotina ve Zahariya Ritor’dan faydalanmıştır.
Horenli Moises’in aktardığına göre III. yüzyılda yaşamış olan Mar Abas Kotina M.
Ö. 153-131 yıllarında hüküm süren Kral Vaharşak zamanında meydana gelen
olayları şöyle rivayet etmiştir:
“Burada Vaharşak, yüce Kafkas dağlarının tabanında kuzeydeki ovada, güney
dağlardan yüce ovanın ağzına
kadar derelerde, derin ve uzunlama çukur alanlarda yaşayan,
yabani yeni gelenleri çağırır, onlara eşkıyalıktan vazgeçmelerini ve insan kaçırmamalarını,
Kral’a itaat etmelerini ve ona vergi ödemelerini emreder. Batı ülkelerinin insanlarını
bırakarak kendisi eskilerin yukarı ve ormansız Basen diye adlandırdıkları Şaray sınırları
yakınındaki çimenlik topraklara kadar iner; (o toprak ki) daha sonra Vhndur Bulkar Vunda
5
A. P. Smirnov, “O Vozniknovenii Gosudarstva Voljskih Bulgar”,
Vestnik Drevney İstorii, 2(3),
Moskova, Gosudarstvennoe Sotsialno-Ekonomiçeskoe İzd., 1938, s.101.
6
N. YA. Merpert,
K Voprosu O Drevneyşih Bolgarskih Plemenah, Kazan, İzd. KFAN SSSR,
1957, s.7.
19
göçebeleri ile meskûn edilmiş ve onun adına göre de Vanand diye adlandırılmıştır. (Bu
göçebelerin) yerleşimleri onun kardeş ve varislerinin ismi ile adlandırılır”
7
.
Mar Abas Kotina’nın ikinci bir haberinde ise Vaharşak’ın oğlu Kral Arşak’ın
(M. Ö. 131-118 yılları) hükümdarlık zamanında Bulgarlardan bahsedilir: “Onun
zamanında Kafkas sıra dağlarında Bulgarların topraklarında büyük karışıklıklar
çıkmış, bunların çoğu ayrılıp bizim toprağımıza gelmişler ve uzun süre Koh’un
güneyinde meyve ve tahıl açısından verimli yerlerde iskan olmuşlar”
8
. Bu kayıtları
değerlendiren A. P. Smirnov Bulgarların yaklaşık M. Ö. 149-127 yıllarında
Ermenistan’a yöneldiklerini ifade etmiş ve bu bilgileri
tamamen gerçek olarak kabul
etmiştir
9
. A. P. Smirnov daha sonra Bulgarların Azak yanı bozkırlarında göçebe
yaşayan bir halk olduğunu ve daha önce literatürde İskitler olarak adlandırılan Alan-
Sarmat kabileleri içerisinden çıktıklarını da belirtmiştir
10
. A. P. Smirnov’un
dayanak noktalarını arz eden bu bilgilerin VIII. yüzyılda yaşamış Ermeni yazar
Horenli Moises tarafından verilmesi A. N. Kurat’a göre her iki yazar arasında uzun
süre olması ve bu kayıtları destekleyen başka kaynakların olmayışı nedeniyle
araştırmacıları doğru bilgiler olduğu noktasında tereddüte düşürmüştür
11
. Ayrıca
Moises Horen tarihini yazdığı sıralarda Karadeniz yanında
büyük bir güç olarak
Bulgarlar artık ortaya çıkmıştı. A. H. Halikov ve V. F. Gening’e göre:
“Şu pek mümkündür ki, Kuzey Kafkasya’da yer almış olan gerçek olayları tasvir
ederken Ermeni tarihçiler göçlerin çalkantılı döneminde silinen, çoktan unutulan soyların
isimlerini es geçmiş olup metne kendilerinin de pekiyi bildiği isimleri koymuş olabilirler.
Kaynaklarda benzer şekilde bir ismin başka bir isimle değiştirilmesine dair olaylar çokça
tespit edilebilir… M. Ö. II-I. yüzyılların antik yazarları Kuzey Kafkasya soyları hakkında
iyi bilgi edinmiş olup bunların arasında bir defa dahi Bulgarların adlarını anmamaktadırlar...
Ayrıca Vaharşak döneminde Ermenistan’a Hazar ve Barsil yığınlarının girdiğinin de haber
verilmesi tarihi hakikatlere uymamaktadır”
12
.
7
Moisey Horenskiy,
İstoriya Armenii, Perevod N. Emina, Moskova, 1893, s.55-56; N. V.
Pigulevskaya,
Siriyskie İstoçniki Po İstorii Narodov SSSR. Hronika Zahariya Ritora, Moskova-
Leningrad, İzd. AN SSSR, 1941, s.165.
8
Horenskiy,
İstoriya Armenii, s.62.
9
Smirnov,
O Vozniknovenii Gosudarstva Voljskih Bulgar, s.99.
10
A. P. Smirnov,
Voljskie Bulgarı, Trudı GİM, Vıp. XIX, Moskova, 1951, s.10.
11
Akdes Nimet Kurat,
IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve
Devletleri, Ankara, A.Ü. DTCF Yayınları, 1972, s.108.
12
V. F. Geninig, A. H. Halikov,
Rannie Bolgarı Na Volge (Bolşe-Tarhanskiy Mogilnik), Moskova,
İzd. Nauka, 1964, s.105.
20