T. C. Sakarya üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ



Yüklə 1,36 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/82
tarix08.09.2018
ölçüsü1,36 Mb.
#67106
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   82

devirlerde askeri alanda başlayan yenilik teşebbüsleri zamanla diğer alanlarda ortaya 
çıkan yenilik hareketlerini de etkilemiştir. Yani diğer bir deyişle, ilk defa askeri alanda 
ortaya çıkan yenileşme hareketleri siyasal ve toplumsal yenileşme hareketlerine öncülük 
etmiştir. Bu nedenle, Osmanlı modernleşme hareketlerinin karakterinin anlaşılabilmesi 
için öncelikle askeri yeniliklerin ortaya çıkış sürecinin ve toplumsal grupların yenilikler 
karşısındaki tutumlarının incelenmesi gerekmektedir. 
Çalışmanın Önemi 
Günümüz toplumlarının devlet, siyaset ve yönetim anlayışlarının, yapılanmalarının 
geçmişin mirasından etkilenmediğini söylemek mümkün değildir. Bu anlamda 
toplumlar, önceki nesillerden miras olarak aldıkları kurumların, değerlerin ve davranış 
biçimlerinin izlerini de taşımaktadır.  İşte bu nedenle Cumhuriyet sonrası Türk 
modernleşme hareketlerinin ve ordunun siyasal konumunun anlamlandırılabilmesi için 
Osmanlı modernleşme hareketlerinde ordunun rolünün iyi bilinmesi gereklidir. 
18 ve 19. yüzyıllarda Osmanlı ordusunda yapılan yenilik hareketleri temelinde, Osmanlı 
modernleşmesinin incelendiği bu çalışma, genel anlamıyla bir toplumun modernleşme 
serüveninin önemli bir aşamasına ışık tutmayı amaçlamaktadır. Bugünün Türkiye’sine 
uzanan bu sürecin başlangıcında yer alan tarihsel veriler, kavramlar, kişi ve kurumların 
değerlendirilmesiyle, bir tarih bilincine ulaşılarak; süregelen yanlışlıkların, eksikliklerin 
ve kronikleşmiş sorunların nedenleri anlaşılmaya çalışacaktır. Öte yandan, Osmanlı 
modernleşmesinin kendine özgü yanları ve çelişkileriyle ortaya konulmasına önem 
verilmiş; konuyla bağlantılı olarak Osmanlı – Avrupa ilişkileri ve yabancı uzmanların 
çalışmaları da ele alınmıştır. 
Çalışmanın Metodolojisi 
Çalışmamızda konuların ele alınma yönteminde tarihsel gelişim çizgisi izlenmiştir. 
Ayrıca geleneksel Osmanlı yapısı anlaşılmadan konunun sağlıklı ele alınmasının 
mümkün olmayacağı düşüncesiyle, konuyla doğrudan ilintili olan ve 18. yüzyıldan 
itibaren işleyen sürecin öncesine de değinilmiştir. Böylece kapsam, konunun kendisiyle 
sınırlı kalmamış, temeli sağlam tutulmaya çalışılmıştır. Çalışmamızda, Osmanlı 
geleneksel yapısında ordunun konumu, bu yapıdaki değişim ihtiyaçlarının doğması, 
yenilik arayışları ve yenilikler, yeniliklerin uygulanmasında Avrupa devletlerinin ve 
 
2


yabancı uzmanların rolleri, Osmanlının son dönemine kadar uzanan kronolojik bir 
sırayla ele alınacaktır. 
Genel olarak tarih sahasında incelenecek sosyolojik bir süreç, ulaşılması gereken tarihi 
verilerin çokluğu ve anlaşılması gereken olaylar nedeniyle oldukça karmaşıktır. Bu 
nedenle tarihi problemlerin anlaşılmasında ve olayların nedenlerinin çözümlenmesinde 
takip edilecek yöntem kadar, temel doğru verilerin belirlenmesi de önem taşımaktadır. 
Ayrıca, tarihi olayları hâkim bir pozitif bilim yöntemiyle veya bugünün siyasi 
anlayışıyla açıklama girişimleri de yanlış sonuçlar verebilmektedir. Yani tarihi 
gerçekliği bazı hipotezler ya da ön kabuller ile açıklamak yetersiz 
kalabilmektedir.(Özkul,2005) 
Çalışmalar sırasında askeri arşiv belgelerinden akademik araştırmalara kadar uzanan 
geniş bir kaynak taraması yapılmıştır. Ancak akademik araştırmaların genellikle 
birbirinin tekrarı  şeklinde olması ve çoğunlukla kapsamının dar tutulması bu konuda 
bizi oldukça zorlamıştır. Osmanlı ordusu hakkında tarihi verilere ulaşmaktaki bu zorluk, 
askeri kütüphanelerde yapılan araştırmalarla aşılmaya çalışılmış ve bu konuda yapılmış 
diğer çalışmalara oranla daha geniş bir kaynakça kullanılmıştır. Ayrıca yaklaşık ikiyüz 
yıllık tarihi bir sürecin, bu çalışmanın kapsamına sığdırılmasında önemli zorluklarla 
karşılaşılmıştır.   
Bu çalışmanın birinci bölümünde, Osmanlı ordusunun yapısı ve tarihsel gelişimi ele 
alınmıştır. Bu bağlamda Kapıkulu Ocaklarının yapısı incelenmiş; Acemi ocağı teşkilatı 
anlatılırken devşirme sistemine ve pencik kanununa da değinilmiştir. Yeniçeri Ocağının 
kuruluşundan yıkılışına kadar geçirdiği aşamalar tarihsel ve toplumsal boyutlarıyla 
aktarılmaya çalışılmış, ileriki dönemde yenilik teşebbüslerinin yapıldığı Humbaracı, 
Topçu ve Lağımcı Ocaklarının teşkilatları ve görevleri hakkında bilgiler verilmiştir. 
Eyalet askerlerinin yapısı incelenirken de Timar sisteminin özelliklerine değinilmiş ve 
bu sayede ordu millet anlayışının nasıl  şekillendiği açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca 
Osmanlı donanma teşkilatının kuruluşundan itibaren 18. yüzyıla kadar geçirdiği 
evrelere kısaca değinilerek, donanmada yapılan yenilikler öncesi gelişim süreci 
incelenmiştir. 
Çalışmanın ikinci bölümünde ise Osmanlı ordusunda yapılan  ıslahatların ortaya çıkış 
nedenleri ve Osmanlı Devleti ile Avrupa devletleri arasındaki siyasi ilişkilerin gelişimi 
 
3


ayrıntılarıyla ele alınmıştır. Islahatları gerektiren nedenler; ordudaki bozulmaların 
içeriği ve yol açtığı sonuçlar, silah teknolojisindeki gelişmelerin takip edilemeyişi ve dış 
etkenler alt başlıkları altında incelenmiştir. Bu bölümde yenilik teşebbüslerini 
gerektiren sebepler incelenirken Avrupa devletleri ile Osmanlı ordularının 
karşılaştırmaları yapılmış, bu konuda yabancı uzmanların görüşlerine de yer verilmiştir. 
Yüzyıllardır Avrupa’yı titreten bir ordunun nasıl olup ta işe yaramaz bir güruh haline 
geldiği nedenleriyle birlikte tarihsel süreç içerisinde özetlenmeye çalışılmıştır. Bunun 
yanı  sıra geliştirilen üstünlük kompleksi nedeniyle Avrupa silah teknolojilerinde 
meydana gelen gelişmelerin farkına varılamayışı ve savaş meydanlarında ardarda 
uğranılan yenilgiler sonucunda ortaya çıkan çözüm arayışı da açıklanmaya çalışılmıştır. 
Ayrıca  ıslahatların ortaya çıkışını doğrudan etkilediğini düşündüğümüz devletlerin 
Osmanlı ile ilişkileri incelenmiştir. Bu anlamda gerek Deli Petro tarafında 
gerçekleştirilen reformlar aracılığıyla, gerekse açık denizlere inme sevdasıyla Osmanlı 
devleti ile sürekli savaş halinde bulunan Rusya ‘nın askeri yenilik hareketlerinin ortaya 
çıkışında oynadığı rol açıklanmaya çalışılmıştır. Buna ilave olarak Osmanlı devletinin 
18. yüzyıl yenilik teşebbüslerinin merkezinde olan Fransa ile ilişkileri ve 19. yüzyıl 
yenilik teşebbüslerinde büyük etkisi bulunan Almanya ile ilişkileri de bu bölümde 
anlatılmaya çalışılmıştır. 
Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise Osmanlı Devletinde 18. yüzyılda meydana gelen 
askeri yenileşme hareketleri incelenmiştir. Osmanlı modernleşmesinin başlangıç 
devresini oluşturan bu dönem incelenirken tarihsel gelişim süreci dikkate alınarak 
hükümdarların saltanat devirleri ayrı ayrı ele alınmıştır. Ancak yeniliklerin gelişimi 
açısından 18. yüzyıldaki hareketler üç devreye ayrılarak incelenmiştir. Buna göre Lale 
Devri; İlk teşebbüsler devresi, I. Mahmut, III Mustafa ve I. Abdülhamit’in saltanatında 
geçen dönem; Geçiş devresi ve III. Selim dönemi, Köklü reformlar devresi olarak 
nitelendirilmiştir. 
18. yüzyıl yenilik hareketleri açısından ilk teşebbüsler devresi olarak nitelendirdiğimiz 
Lale Devri, Osmanlının batılı kurumlara, yaşam tarzına ve yeniliklere doğru yönelişinin 
başlangıç dönemi sayılmaktadır. Bu nedenle Lale devri incelenirken yeniliklerin ortaya 
çıkışında etkisi olan bütün etmenler göz önüne alınmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda 
dönemin sadrazamı Damat İbrahim Paşa’nın kişiliği ve yetiştirilme tarzı, Paris’e elçi 
 
4


Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   82




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə