Tck tanitim semineri notlari



Yüklə 4,78 Mb.
səhifə47/127
tarix29.05.2018
ölçüsü4,78 Mb.
#46542
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   127

3. Maddi Öge


Suçun maddi ögesini oluşturan hareketler Eski TCK’da 1) yıkma, 2) yoketme, 3) bozma, 4) mala zarar verme; Yeni TCK’da ise 1) yıkma, 2) tahrip etme, 3) yoketme, 4) bozma, 5) kullanılamaz hale getirme veya 6) kirletme biçiminde seçimlik olarak sayılmıştı. Yıkma, yalnızca taşınmazlar açısından söz konusu olup, taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade etmekteydi. Yok etme, suça konu olan şeyin maddi varlığını ortadan kaldırma anlamına geliyordu. Bozma ile ifade edilmek istenen, suça konu şeyin özgülendiği amaca uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldıracak veya güçleştirecek biçimde o mal üzerinde tasarrufta bulunmaktı. Bu açıdan bakıldığında “bozma” deyimi “tahrip etme”yi de kapsadığından YTCK’da bu deyime ayrıca yer verilmesi gereksiz olmuştur. Sayılan seçimlik hareketler dışında kalan ve eşyanın değerinde azalmaya yol açacak biçimde her türlü tasarruf ise, zarar verme deyimi içinde ele alınmalıdır. Öte yandan eşyanın “kullanılmaz hale getirilmesi” ve “kirletilmesi” yerine, Eski TCK’da olduğu gibi genel olarak “zarar verme” deyimine yer verilmesi daha isabetli olurdu. Kaldı ki, suça konu olan şeyin durumunda meydana getirilen değişikliğin önemsiz olmaması da gerekir. Bu konuda malın önceki duruma getirilmesi için gösterilen çaba belirleyici olmaktadır. Durum böyle olunca malın önemsiz olmayan derecede “kirletilmiş” olması da, mala zarar verme suçu çerçevesinde cezalandırılabileceği için bunu ayrıca belirtmeye gerek yoktur.

Öte yandan suçun oluşması için verilen zararın süreklilik göstermesi aranmadığı gibi, tamir gereksiniminin ortaya çıkmış olması da gerekmez. Bu yüzden sözgelimi zarar verilen hayvanın kendiliğinden iyileşmesi durumunda da bu suçun oluştuğu kabul edilmektedir.

Buna karşılık suçun konusunu bir hayvanın oluşturması durumunda suçun maddi ögesini oluşturan seçimlik hareketler, 1) öldürme, 2) işe yaramayacak hale getirme veya 3) değerinin azalmasına neden olma olarak belirtilmiştir. “İşe yaramaz hale getirme”, başkasına ait bir kuşun serbest bırakılması örneğinde olduğu gibi, o mal üzerinde sahibinin fiili egemenlik kurmasını engelleme sonucuna yol açmaması gerekir. Aksi takdirde oluşan suç, mala zarar verme değil, hırsızlıktır.

4. Manevi Öge


Suçun manevi ögesini genel kast oluşturur. Özel kastın bulunması aranmaz. Bununla birlikte Yargıtay bazı kararlarında bu suçta ızrar kastının bulunmasını aramaktadır. Suç olası kastla da işlenebilir; bu durumda ceza indirilir (YTCK m. 21/2).

Ortaya çıkan zararı karşılamak veya üçüncü bir kişiye (örneğin sigortaya) karşılatmak yönündeki irade kastı ortadan kaldırmaz.

Mala zarar verme suçunun failinde yarar sağlama kastı yoktur, olmamalıdır. Bu suçu, hırsızlık, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçundan ayıran bu husustur.

5. Mala Zarar Vermenin Nitelikli Halleri;


A. m. 152/1’de Yazılı Nitelikli Haller :

a) Suçun kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında işlenmesi:

Eski TCK m. 516/2 b. 3’de öngörülen bu nitelikli hal, daha sınırlı biçimde Yeni TCK’ya aktarılmış; ibadethane ve mezarlıklara zarar verme YTCK’da mala zarar verme suçunun nitelikli hali olmaktan çıkarılarak bağımsız suç haline getirilmiştir. Bu nitelikli halin konusunu “kamu kurum ve kuruluşlarına ait” veya “kamu hizmetine” veya “kamunun yararlanmasına” özgülenmiş bulunan eşya oluşturmaktadır. Bu konuda hırsızlık suçunun nitelikli hali ile ilgili olarak yapılan açıklamalara bakılmalıdır. Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında işlenmesi nitelikli bir haldir. Burada malın mülkiyetinin önemi yoktur. Önemli olan eşyanın kamu hizmetine veya kamunun yararlanmasına sunulmasıdır. Örneğin; kanalizasyon boru ve mazgalları, trafik işaret levhaları (m.179 kapsamında bir eylem olmamak şartıyla), parklarda yer alan banklar, kaydırak ve salıncak gibi oyun malzemeleri, otobüs durakları, ankesörlü telefonlar, tüm resmi binalar vb. mallar bu kapsama girer.



b) Suçun felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında işlenmesi:

Eski TCK m. 516/2 b. 4’te yer alan bu nitelikli hali, daha açık ve sade biçimde düzenleyen bu bentte, nitelikli halin konusunu “felaketlere karşı korunmaya özgülenmiş” eşya oluşturmaktadır. Kanun, “yangın, sel ve taşkın, kaza ve diğer felaketler”den söz etmek suretiyle “felaket” durumlarını “örnekleyici” olarak göstermiştir. Eşya ve tesisin bu tür felaketlere karşı korunma amacına özgülenmiş olması da gerekir. Eşya veya tesisin devlete veya özel kişilere ait olması bakımından fark gözetilmemiştir.



c) Suçun her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında işlenmesi:

Bentte yer alan nitelikli halin gerçekleşmesi bakımından “dikili ağaç”, “fidan” veya “bağ çubuğu”nun bulunduğu yer önem taşımamakla birlikte, bunların “devlet ormanı statüsünde” bir yerde bulunmaması şarttır. Bu gibi yerlerde bulunan ağaç ve fidanlara zarar verilmesi, Orman Kanunu’nda ayrı suçlar olarak düzenlendiği için esasen mala zarar verme suçunun oluşması da söz konusu değildir.

Böylece çevrenin ve bitki örtüsünün korunması istenmiştir. Yeni düzenlemede; ağaç, fidan ve bağ çubuklarının DİKİLİ OLMASI yeterli görülmüş, bunların ayrıca meyve veriyor olması şartı aranmamıştır. Söz konusu ağaçların sahipli olup olmamalarının, bir özel mülkün içinde veya dışında olmalarının önemi yoktur. Kişilerin özel mülkünde olan yerlerdeki ağaçlara, yol kenarlarına dikilen ağaçlara, park ve bahçelerdeki ağaçlara, kamuya ait diğer yerlerdeki ağaçlara zarar verme halinde de bu madde uygulanacaktır.

d) Suçun sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında işlenmesi:

Eski TCK’da “kanal veya sulamaya ait her türlü doğal veya yapay su yatakları ve bu tür diğer yapılar” nitelikli halin konusunu oluştururken; Yeni TCK’da “sulamaya”, “içme sularının sağlanmasına” veya “afetlerden korunmaya yarayan” tesisler oluşturmaktadır. Yeni TCK m. 154/1 b. b)’de felaketlere karşı korunmaya özgülenmiş eşyadan söz edildikten sonra, burada ayrıca bir de “afetlerden korunmaya yarayan” tesislerden söz edilmiş olması gereksizdir. Burada sayılan malların kamu için yararı dikkate alınmıştır. Buna göre; su borularına, içme suyu veya sulama amaçlı yapılmış depolara, kanallara, bentlere yönelik eylemler ile afetlerden korunma amacı ile yapılan set vb ne yönelik eylemler bu madde kapsamında mala zarar vermenin nitelikli hali olarak ele alınacaktır.



e) Suçun grev veya lokavt durumlarında işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında işlenmesi:

Eski TCK’da yer almayan bu nitelikli halin gerçekleşmesi, “grev veya lokavt” durumlarına özgü olup, kanun, grev veya lokavtın yasal veya yasadışı olması bakımından bir ayırım gözetmemiştir. Failin, grev veya lokavt uygulanan işyerinde çalışan birisi olması zorunlu değildir. Bununla birlikte nitelikli hal, grev veya lokavt durumunda herhangi bir eşyaya değil, yalnızca işçi, işveren veya bunların sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullandığı eşyaya zarar verilmesi durumunda uygulama alanı bulur. Greve yandaş olanlarla karşı olanlar arasında çıkacak arbede sırasında yapılacak zarar verme eylemleri (kasten olmak şartıyla), işyerini işgali, boykot vb. eylemlerde zarar verilmesi halinde de bu bent uygulanacaktır.



f) Suçun siyasal partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında işlenmesi:

Burada söz konusu olan nitelikli hal, suça konu olan malın “siyasal parti”, “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları” ile bunların “üst kuruluşlarına” ait veya bunlar tarafından kullanılıyor olması bakımından kabul edilmiştir. Nitelikli halin gerçekleşmesi için, failin, suça konu malın bu kuruluşlara ait olduğunu bilmesi gerekir.



g) Suçun öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak işlenmesi: Suçun kamu görevlisinin görevini yerine getirmiş olması nedeniyle işlenmesi yeterli olmayıp aynı zamanda hükümde suçun “kamu görevlisinin zararına” işlenmiş olmasından söz edildiği için suça konu olan şeyin kamu görevlisine ait olması da gerekir. Suçun, kamu görevlisinin görevi gereği yaptığı veya yapmadığı bir işe tepki olarak işlenmesi, başka bir anlatımla işlenen suçla kamu görevlisinin yerine getirdiği görev arasında bir bağlantı bulunması gerektiği için, kamu görevlisinin görevini kötüye kullanması nedeniyle failde öç alma amacı ortaya çıkmışsa, bu nitelikli hal uygulanmayacağı gibi, bu durum haksız tahrik de (YTCK m. 29) oluşturabilir.

B. m. 152/2’de Yazılı Nitelikli Haller

a) Suçun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak işlenmesi:

Eski TCK m. 516/2 b. 7’de yakıcı ve patlayıcı madde kullanılması, yalnızca “motorlu taşıt araçları” bakımından nitelikli hal olarak kabul edilmişken, Yeni TCK uyarınca nitelikli halin konusunu herhangi bir mal oluşturabilir. Bundan başka Yeni TCK’da “yakıcı veya patlayıcı madde” yanında ayrıca bir de suçun “yakarak” işlenmesinden söz edilmiştir. Suçun yakarak işlenmesi, mutlaka yakıcı bir madde kullanılmasını da gerektirdiğine göre, bu deyim gereksiz görünmektedir.



b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle işlenmesi:

Bu nitelikli halin gerçekleşmesi için, “toprak kayması”, “çığ düşmesi”, “sel” veya “taşkın” ile mala yönelik zarar arasında nedensellik ilişkisi kurulması ve failin kastının da bunun sonucu olarak mala zarar vermeye yönelik olduğunun belirlenebilmesi gerekir. Burada YTCK m. 154/1 b)’de öngörülen “felaketlere karşı korunmaya özgülenmiş” mal üzerinde işlenen zarar verme suçundan farklı olarak toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkına neden olma durumlarının fiilen gerçekleşmesi gerekir. Oysa YTCK m. 154/1 b)’de öngörülen durumda, malın felakete karşı korunma amacına özgülenmiş olması yeterli olup, felaket durumunun fiilen ortaya çıkmış olması aranmaz. Şayet “sel ve taşkın”a, bundan korunma amacına özgülenmiş bir mala zarar vermek suretiyle neden olunmuş ise, bu takdirde yalnızca YTCK m. 154/2 b)’nin uygulanmasıyla yetinilir.



c) Suçun radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak işlenmesi:

Eski TCK’da yer almayan bu nitelikli halin gerçekleşmesi bakımından silahın suça konu olan malın sahibine karşı kullanılması aranmaz; doğrudan mala yönelik nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanılması durumunda da nitelikli halin kabulü gerekir.



Yüklə 4,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə