500
dır. ‘Doğu’nun insanları gelenekleri aklı ve kaderi vs hak-
kında özcü ifadelerde bulunan özcü yazı oryantalisttir. Son
olarak oryantalizm Doğu ile uğraşan ortak bir kurumdur ve
bu kabaca 18.yy sonları takiben gelen sömürge çağında Do-
ğu’ya egemen olan Doğu’yu yeniden yapılandıran ve onun
üzerinde otoriter olan gücü elinde bulundurur”.
Konu bu eksende değerlendirildiğinde oryantalist nite-
likli çalışmaların Doğu’yu Batı’nın kendi perspektifinden
yeniden üretime tabii tutmaktadır. Bu yeniden üretim
sürecinin belki de en yoğun yaşandığı alanlardan birinin
resim sanatı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Dolayısıyla, hem Batılı ressamların hem de Doğulu
ressamların Doğu’yu resmetme biçimleri bu çalışma
kapsamında büyük önem taşımaktadır. Bu bağlam-
da öncelikle Batı’nın oryantalist nitelikli resimlerine
ardından Doğulu ressamların resimlerindeki oryantalist
öğelerin analiz edilmesi gerekmektedir.
Oryantalist ressamlar üslup açısından incelendiğinde
bu resimlerin en önemli ortak yönü güçlü ve parlak
renkler olarak değerlendirilebilir. Bu durumun Doğu
ülkelerinde ki ışığa bağlı olduğu iddia edilebilir. Or-
yantalist resimler 19. yüzyıl başlarında büyük ölçüde
hayalidir. Ancak ilerleyen süreçte, Doğu daha yakından
tanınmaya çalışılmış ve artık hayalden ziyade daha
gerçekçi nitelikli resimler yapılmaya başlanmıştır.
(İnankur, 1997) . Oryantalist resimler figürlü kompozis-
yonlar ve manzaralar olarak iki başlıkta toplanabilir. Av,
harem, hamam ve dans, günlük yaşam, portre, İslam
dini ile ilgili ibadet sahneleri gibi konuların yer aldığı
figürlü kompozisyonlar ve İslam mimarlığı etkisindeki
kent görünümleri, anıt ve arkeolojik alanların yer aldığı
manzara resimleri oryantalist sanatçıların konularını
oluşturmaktadır.
Bu resimlerde her ne kadar bir üsluptan söz edilemese
de oryantalist ressamların pek çoğu genelde dönem-
lerin akademik tarzında çalışmaktadır. Dolayısıyla bu
resimlerin büyük bölümünde akademi önemini yitirmiş
olmasına rağmen 1970’lerden bu yana yeniden ilgi odağı
olmuştur. Diğer taraftan oryantalist yaklaşımda kadın
ve kadına ilişkin resimler önemli bir yer tuttuğu görül-
mektedir. Bunun belki de en önemli nedeni “harem”
olgusudur. (http://wowturkey.com /forum/viewtopic.
php?p=656446). Bu arada, ilk olarak İtalya’da kullanıl-
mış olan Doğu tarzı kıyafetlerin tüm Avrupa’ya yayıldığı
ve hatta Bazı İtalyan ustalarının figürlerin de kullandığı
basmakalıp Memluk, Bizans ve Moğollara ait öğelerin
Batı’nın tanıştığı ilk oryantalist öğeleri oluşturduğu da
bilinmektedir. Resim alanında ise Doğu, Batı resmine ilk
olarak Bellini’ nin çalışmaları ile girmiştir. Bellini İstan-
bul’a gelip Fatih Sultan Mehmet’in portresini yapmıştır.
Osmanlı imparatoru Kanuni Sultan Süleyman’ın 1521’de
Belgrat’ı Fethetmesi Avrupalılarda Osmanlı’ya karşı
büyük korku gelişmesine neden olmuş ve kendi varlıkla-
rı açısından ciddi bir tehdit olarak görülmeye başlan-
mıştır. Bu tehdit unsuru barbar, zalim, eli kanlı olarak
görülmüştür. Bu durum 1571 yılında İnebahtı’ nda Haçlı
Seferlerinin Osmanlı’ya karşı galibiyetine kadar devam
etmiştir. Bu galibiyet Batı’nın siyasal anlamda Osmanlı
Devletine karşı bir üstünlük yarışına girmesini cesa-
retlendirmiştir. 17.yüzyıldaki Türk korkusu, Osmanlı
İmparatorluğunun topraklarını genişletme isteği, iç
huzursuzluk, mali açık gibi nedenlerle sarsılan düzen
1699 Karlofça Antlaşması ile Türk tehdidinden kurtulan
Batı dünyası için Doğu ile daha rahat ilişki kurulmasına
neden olmuştur. Avrupa’ya gönderilen Türk elçileri ve
Osmanlı İmparatorluğuna gelen elçi heyetleri sayesinde
ilişkiler daha da gelişmiştir. Bunun yanı sıra 28. Çelebi
Mehmet Efendi’nin Paris’e gidişi Osmanlı önyargısını
değiştirmiştir. Son derece iyi eğitimli, nazik, zarif, aydın
bir insan olarak Osmanlı’yı temsil etmiştir ve Paris’ de
duvar halıları, gravür ve tablolar yapmıştır. 21 yıl sonra
oğlu Said Efendi Paris’e gider ve XV. Lui’ nin sevgilisi
Madam de Pompadour’u sulltan pozunda Türköri moda-
sı ile resmeder (https://www.youtube.com/watch?v=hz-
zi7m8vmEA).
2013 yılında Sakıp Sabancı Müzesi «Oryantalizm›in
1001 Yüzü» adlı sergi nedeniyle düzenlenen konferans-
ta İnankur’ un sözleri hatırlanacak olursa; Avrupa’ya
götürülen Doğu antikiteleri Doğu hakkında bilgiler verir.
Avrupa’ya açılan İslam eserleri Batılıya Avrupa kül-
türü dışında başka bir kültürün de olduğunu gösterir.
Farklı tarzlar beğeni modası gelişmiştir. Tek bir binada
sergiler yapılırken o ülkelere özgü mekanlarda sergiler
düzenlenmeye başlanmıştır ve bu evrensel sergilerin
ilki 1798 yılında Fransa da milyonlarca insanın katılımı
ile gerçekleşmiştir. 1867 yılında Paris evrensel sergisin-
de Leon Parviye tarafından Osmanlı pavyonda resmedil-
miş, çeşme, cami gibi konulu resimler sıklıkla yapılmış-
tır (https://www.youtube .com/watch?v=hzzi7m8vmEA).
Oryantalizmi politik olarak değerlendirdiğimiz koşul-
da temel olarak gösterilmek istenen vahşet, savaş ve
erotizm gibi unsurlarla karşılaşırız. Batılı gözünde,
Doğulu kadının ahlaki yönden zayıf olduğu kabul edilip
resimlerde de çıplak göstermelerinin ya da erotik unsur
olarak görünmelerinde herhangi bir kaygı duyulmadığı
kolayca tespit edilir. İslam dünyasını Batıya tanıtmak
amaçlı günlük yaşamı konu alınmıştır. Arkeoloji ile
ilgilenip, Avrupa’da kurulan müzelere yeni eserler ka-
zandırılıştır. Bu durumu da ele geçirilen eserlerin daha
iyi koşullarda saklanıp muhafaza edileceği inancıyla
gerçekleşmiştir. Batı dünyasında Doğu’yu ve Osmanlı’yı
resmeden oryantalist ressamlar oldukça fazladır. Ancak
bu çalışma kapsamında incelenecek olan kişi Fausto
Zonaro’ dur. Kendisi Osmanlı’yı bizzat gidip görerek res-
metmiş olması ve son oryantalist saray ressamı olması
bağlamında önem taşımaktadır.