83
Daha ileri motor gelişimin temelleri, temel motor becerilerin
gelişiminde yattığından (Gallahue&Ozmun, 1998), bu periyotta
motor müdahalenin yer alması tercih edilir. DS’lu çocukların motor
davranışının limitlerinin ortaya çıkışındaki başlangıç,
postürlerin stabilize edilmesindeki yetersizliktir. Fizyoterapi tedavisi
bağlamında bu; yüzüstü pozisyonda başın kaldırılması,
emekleme postürü ya da ayakta durma postürü gibi her temel
becerinin gelişiminde birincil postürün stimüle edilmesi gerektiği
anlamına gelir. Yeterli stabilizasyonu, eklemler etrafındaki kas
gruplarının miyojenik kontraksiyonlarını teşvik ederek
(ko-kontraksiyonlar), bir postürün stabilize edilmesini teşvik
etmek çok önemlidir. Motor gelişiminde her zaman olduğu gibi,
kullanım simetrik temel postürlerin ilkinde yapılır ve ihtiyaç olan
yerde destek verilir. Zorluk seviyesinin arttığı durumda, motor
aktivite birincil olarak statik yapıda olabilir. Bir sonraki basamakta
çocuğun daha önce belirtilen simetrik postürlerden hareket etmeye
başlaması teşvik edilir ve mümkünse destek verilmez. Böylelikle,
postüral kontrol sisteminin artan kapsamda kullanılması talep
edilir. Çocuğun örneğin oturma ya da ayakta durma
pozisyonunda ağırlığını yan taraflara transfer etmesi kolaylaştırılır
ki bu şekilde; gövde motor aktivitesi (gövde rotasyonu ve lat-
eral gövde fleksiyonu), postüral tepki (denge), hareket dağılımı
ve hareketin çeşitliliği talep edilir. Son olarak hareket dağılımı
asimetrik temel pozisyonlarda daha kolaylaştırılır, postüral
tepkilerin seviyelerinin geliştirilmesi için çaba gösterilir ve daha
kapsamlı hareket çeşitliliği stimüle edilir. Her çocuğun farklı
geliştiği ortadadır. Fizyoterapi tedavisi bireysel amaçların
temelinde gerçekleştirilir. Burada zihinsel engelli küçük çocukların
egzersiz terapisi söz konusu olduğundan, çocuğun çevresine uyan
anlamlı durumların oluşturulması tercih edilir. Motor akitivite
fonksiyonel olmalıdır ve geniş anlamda çocuğun gelişimini
desteklemelidir. Pratik bir bakış açısından bakıldığında telafi
edici motor davranış pozitif olarak geliştirilir; daha bölünmüş ve
çeşitlenmiş motor davranışın gelişimine doğru bir ara basamak
olarak kullanılır. Arzu edilen motor davranış, fonksiyonel
kapsamda teşvik edilir. Anne-babanın katılımı çocuğu, çeşitli
durumlarda yeni elde edilen motor becerileri uygulamaya teşvik
eder. Ebeveynlerden, bu entegre edilmiş becerileri çocuklarıyla
gündelik birlikteliklerindeki oyun ve bakım zamanlarında teşvik
etmeleri istenir; böylece motor davranışlara uygulanması
gerçekleştirilir.
4.3.6 Fizyoterapi tedavi sistemi
84
Kazanılan postüral kontrolün seviyesi çocuğun motor
davranışındaki uygunlukta gösterilir. Motor beceriler için bir
ölçüm aracı oluşturulması açısından bakıldığında ortaya çıkan
fikir, Harris’in örneğini takip ederek (1980), bazı ardaşık evre
seviyesinde birkaç temel motor becerinin gelişiminin tarifidir.
Tanımlanan gelişimsel evrelerin sırasal bir tutarlılığı vardır.
Motor beceri başına gelişimsel evre aracılığıyla, postürü
denetleme becerisinin gelişimi pratiğe yerleştirilmelidir. Ancak
bundan sonra bu gelişimsel yolun spesifik evrelerini tanımlamak
için tarifler kullanılabilir. Bir çocuğun motor gelişimi sonradan, o
çocuğun görülen motor davranışı ile tanımlanan altbölümlerin
karşılaştırılmasıyla değerlendirilebilir. Her temel motor
becerinin altbölümlerinin şartları, düzenli çizgiler üzerine
kurulabilir çünkü böyle bir gelişimde, artan seviyedeki postüral
kontrol karşılaştırabilir biçimde ortaya konur. Tanımlanan son evre
seviyesi, postüral kontrolün uygulanabilir seviyesindeki motor
davranışı temsil eder. Temel motor beceri ancak bundan sonra
postür ve hareket yönünde yeterli şekilde uygulanabilir. Orta
derecede kalan evre seviyeleri gelişimsel seyri, artan postür
kontrol becerisinin etkisi altındaymış gibi gösterir.
Her bir temel motor beceri için tarif edilmesi gereken ilk
motor davranış, bir postür sağlama becerisinin simetrik olarak
kaydedilebildiği motor davranış olmalıdır. Daha sonra motor
davranış, simetrik postürün dışına çıkabilme becerisinden, arttığı
belli olan bir postüral kontrolle tanımlanır. Üçüncü safhada, her bir
beceri için, postüral tepkilerin kullanılması becerisinde hangi motor
davranışın temsilcilik ettiğinin (örneğin denge tepkileri) bir tanımı
vardır. Bununla birlikte motor davranış, postüral tepkilerin artan
gelişiminin ilerleme kaydederek artan bir seviyede postüre
girebilme becerisiyle tanımlanabilir. Hareket çeşitliliği ve
dolayısıyla motor davranışın yeterliliği pekişir. Buna ek olarak,
DS’un tipik postüral ve hareket paternlerinin de tanımlamalara
dahil edilmesi önemlidir.
Bir çocuğun motor davranışını safha spesifikasyonuyla
karşılaştırarak bir safha sınıflandırması yapılabilir. Bir
çocuktan spesifik davranış temin etmenin ve gözlemlenen
davranışın kaydedilip değerlendirilmesinin standardize edilmiş
metodu, ölçüm aracının bir bileşeni olmalıdır. Aynı kural şurada da
4.3.7 Motor becerileri için ölçüm aracı
85
uygulanmalıdır: Değerlendirilecek olan motor davranışın çocuk için
anlamlı olması ve pratik bir kapsamda stimüle edilmesi gerekir.
Ölçüm aracının geçerliliği ve fizyoterapi sisteminin etkinliği daha
fazla incelenmelidir.
Öğrenme engeli olan diğer çocuklarla karşılaştırıldıklarında, DS’lu
çocuklarda belli spesifik motor problemler vardır. Her çocukta
görülen azalmış postüral tonus, bu durumda başrol oynar. Azalmış
postüral tonus ko-kontraksiyonlardaki yetersizlik, yetersiz denge
reaksiyonları, postür ve harekette kusurlu propriyoseptif
geribildirim ve eklemlerin hipermobilitesi ile bağlantılıdır.
Özetle, DS’lu çocukların motor gelişimi, postüral kontrol
sistemlerindeki bozukluklar yoluyla olumsuz olarak etkilenir.
Sonucunda, postür ve hareket sağlama ile adapte etmede
problemler oluşur ki bu yüzden hareketin kalitatif şekillerinin
yetersiz gelişimi ortaya çıkar. Gelişim sırasında bir araya gelen
statik ve simetrik postür ve hareket paternleri, telafi edici hareket
stratejileri ve çeşitlilik eksikliği buna örnek olarak verilebilir.
Gelişimsel bir safhada meydana gelen motor problemler tek bir
şekilde ortaya çıkmaz. Bu problemler daha önceki safhaların
sonuçlarıdır ve takip eden safhalar üzerinde de etkileri vardır.
DS’lu çocukların postüral tonusu zaman içinde artar ama temel
motor becerilerin gelişimi, azalmış postüral tonusun etkisi altında
gerçekleşir. Bu motor problemleri hesaba katarak, gelişen
motor paternleri etkilemek hem arzu edilir hem de anlamlıdır.
Bu bölümde, problemler gelişimsel bir perspektife oturtulmuştur.
Bu teorik sistemin temelinde müdahale, geçerli bir opsiyon
olarak görünmektedir. Postüral tonustaki artış; müdahale yoluyla
düzeltilmiş postür ve hareket paternlerinin sonunda, hareket
sağlamak için daha iyi bir temel kazanıldığı anlamına gelebilir. Bir
tedavi genel olarak, motor gelişimin her bir safhasında eklemler
etrafındaki stabilitenin geliştirilmesine odaklanmalı; bunun sonucu
olarak da bir çocuğun postür oluşturması mümkün kılınmalıdır.
Birincil olarak, çocuk bunu gerekirse destek ile simetrik olarak
yapacak ama artan postüral kontrol ile asimetrik postürlere doğru
çalışacak ve destek kademeli olarak azaltılacaktır. Postüral kontrol
sisteminin etkinliği için artan bir talep oluşmuştur. Nihayetinde,
hareket dağılımı, asimetrik birincil pozisyonlarda mümkün kılınmış,
postüral kontrolün seviyesini ve hareket çeşitliliğini geliştirmek için
çaba sarfedilmiş, sonucunda da stimüle edilmiştir. DS’lu çocuğun
4.4 Sonuçlar ve tavsiyeler
Dostları ilə paylaş: |