125
ZİYA GÖKALP: TURANCILIKTAN TÜRKÇÜLÜĞE
Sayı: 84
mıştır. Garaşova, Akçura’nın 1928 yılında Türk Eli dergisinde yazdığı bir yazıya
referans vererek kendisinin, Hüseyinzade’nin üçlü formülünü geliştiren Gökalp’e
takdirle baktığını yazmaktadır.
89
Gökalp’e göre, bu üçlü formüldeki Türk ulu-
su, kültürün tüm öğelerini, özellikle de Türklüğün hissî ve ahlakî değerlerini
kapsamaktadır. İslam ümmeti ise Müslümanlığın siyasi ve hukuki boyutunu
değil, sadece dinî inançlarını kapsamaktadır. Avrupa medeniyeti ise Batı’nın
maddi ve bilimsel metodlarını içermektedir. Gökalp’e göre, bu üç alan birbiri-
ni tamamlamaktadır.
90
Gökalp, Ali Bey Hüseyinzade’nin yukarıda sözü edilen
üçlü programını daha da geliştirerek popülarize etmiştir. 1913-1914 dönemin-
de Türk Yurdu’nda yazdığı makaleleri, 1918 yılında Türkleşmek, İslamlaşmak,
Muasırlaşmak isimli bir kitap olarak yayımlamıştır. Kitabın başlığındaki bu
kavramları doğrudan Ali Bey Hüseyinzade’nin 1907’de Füyuzat’ta geliştirdiği
Türkleşmek, İslamlaşmak, Avrupalılaşmak sloganından almıştır.
91
Gökalp, bu ki-
tapta dönemin iki önemli akımı olan Panislamizm ve Osmanlıcılığa karşı Türk-
çülük ve Batıcılığı vurgulamıştır. Aslında, Türkçülük adı verilen bu ideoloji,
Osmanlıcılık, İslamcılık ve Pantürkçülük (Turancılık) akımlarının milliyetçilik
vurgusu temelinde bir tür sentezidir.
92
Heyd, Ülken’e referans vererek Gökalp’in
Durkheim’la 1912’den sonra ilgilenmeye başladığını ve bu konuda da arkadaşı
Ali Bey Hüseyinzade’nin etkisi olduğunu söylemektedir.
93
Gökalp’in 1913 yı-
lında kaleme aldığı “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” adlı yazısı aynı
zamanda Akçura’nın 1904 yılında yazdığı “Üç Tarz-ı Siyaset” yazısındaki tez
ile Hüseyinzade’nin 1907 yılında ortaya koyduğu Türk milliyetçiliği, İslam ve
Avrupa medeniyeti sentezini uzlaştırma girişimidir.
94
Diğer bir ifadeyle İslamcı-
89 Sevil Garaşova, “XX. Yüzyıl Azerbaycan Fikir Tarihinde Ali Bey Hüseyinzâde’nin Yeri”,
Sel-
çuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi
, Sayı 16, Güz 2004, s. 312.
90 Hostler,
a.g.e.,
s. 108.
91 Bayat,
a.g.e.,
s. 32; Deniz, a.g.m., s. 47; Swietochowski, a.g.e., s. 59; Tadeusz Swietochowski,
“National Consciousness and Political Orientations in Azerbaijan, 1905-1920”, Transcauca-
sia, Nationalism, and Social Change: Essays in the History of Armenia, Azerbaijan, and
Georgia,
Derleyen Ronald Grigor Suny, The University of Michigan Press, Ann Arbor 1996,
s. 219; Uriel Heyd, Foundations of Turkish Nationalism: The Life and Teaching of Ziya
Gökalp,
Luzac and Company Ltd, London 1950, s. 149.
92 Heyd,
a.g.e.,
s. 71.
93 Heyd,
a.g.e.,
s. 32.
94 Hanioğlu, Şükrü M., “II. Meşrutiyet Dönemi ‘Garbcılığı’nın Kavramsallaştırılmasındaki Üç
Temel Sorun Üzerine Not”, Doğu Batı, Sayı 31, 2005, s. 56.
126
CEYLAN TOKLUOĞLU
Kasım - 2012
ların gerçek İslamlaşma fikirlerini, çoğu Rusya’dan göçen Türkçülerin Türkçü-
lüğünü ve laik bir toplum isteyen Garpçıların muasırlaşma tezlerini uzlaştırma
girişiminde bulunmuştur.
95
Heyd’e göre, bilimsel Türkçülük Batı etkisiyle, siyasi Türkçülük ise Rus-
ya’daki Türk entellektüellerinin çabalarıyla oluşmuştur.
96
Heyd, Gökalp’in bu
hareketin temsilcilerinden biri olan İsmail Bey Gaspıralı’ya değindiğini, fakat
aslında Ali Bey Hüseyinzade’nin Gökalp üzerinde daha doğrudan etkisi oldu-
ğunu belirtmektedir. Buna örnek olarak Gökalp’in Genç Kalemler dergisinde
1911yılında yayımlanan Turan isimli şiirinden önce Ali Bey Hüseyinzade’nin
aynı isimli şiirinin, 1906 yılında, Bakü’de çıkardığı Füyuzat adlı dergide yayım-
lanmasını göstermektedir. Heyd, Ali Bey Hüseyinzade’nin şiirinin Türklerin
birliği konusundaki ilk şiirsel çağrı olduğunu söylemektedir.
97
Mardin de, Türk-
lerarası bir birlik meydana getirmekten ve Turan’dan ilk söz eden düşünürün Ali
Bey Hüseyinzade olduğunu yazmaktadır.
98
Gökalp’in bu etkiler altında yazdığı
Turan isimli şiiri, onun Türkçülük hakkındaki görüşlerinin oluşumunda bir dö-
nüm noktasına işaret etmektedir.
99
Gökalp, Türkçülüğün Esasları adlı kitabında
Turan şiirini yazma nedenini şöyle açıklamaktadır;
...ben lisan meselesini kâfi görmiyerek Türkçülüğü bütün mefkûreleriyle,
bütün programiyle ortaya atmak lâzımgeldiğini düşündüm. Bütün bu fikirleri
ihtiva eden <> manzumesini yazarak Genç Kalemler’de neşrettim. Bu
manzume, tam zamanında intişar etmişti. Çünkü, Osmanlıcılıktan da, İslâm
ittihatçılığından da memleket için tehlikeler doğacağını gören genç ruhlar kur-
tarıcı bir mefkûre arıyorlardı. Turan manzumesi bu mefkûrenin ilk kıvılcımı
idi. Ondan sonra, mütemadiyen bu manzumedeki esasları şerh ve tefsir etmekle
uğraştım.
100
Gökalp’in Türkçülük ideolojisinin temelinde
dünyadaki bütün Türkleri tek
bir lider etrafında birleştirmeyi amaçlayan irredantist bir Turancılık fikri bulun-
95 İnalcık,
a.g.m.,
s. 14.
96 Heyd,
a.g.e.,
s. 106-107.
97 Heyd,
a.g.e.,
107. Ayrıca bk. Hostler, a.g.e., s. 142.
98 Mardin,
a.g.e.,
s. 199.
99 Karakaş,
a.g.m.,
s. 452.
100 Gökalp,
a.g.e., s. 15.