118
CEYLAN TOKLUOĞLU
Kasım - 2012
tirememişlerdir.
63
Astourian, Swietochowski’yi referans vererek; Azerbaycan’da,
1905 yılında bile, bölgede yaşayanların grup kimliklerinin yalnızca Müslüman
olmalarından hareketle tanımlandığını ve bu grubun ortak bilincinin kendisini
her şeyden önce “evrensel ümmet” açısından ifade ettiğini, birleştirici bağın
İslam olduğunu söylemektedir.
64
1917 Devrimi’nin ardından Müsavat Partisi
Müslümanlar arasında en çok destek gören partiydi.
65
Altstadt’a göre, bu dö-
nemdeki milliyetçilik içerik olarak “Türki” ve “İslami”ydi.
66
Swietochowski, Mehmet Emin Resulzade’nin meclise sunduğu güncel-
leştirilmiş yeni
Müsavat programının içeriğine değinmekte ve bu programda,
partiye yön vermeye devam edecek iki temel ilkenin milliyetçilik ve federalizm
olduğunu söylemektedir. Burada milliyetçilik, Azerbaycanlıların daha geniş bir
Türk ailesinin parçası olmalarına rağmen kendi başlarına bir ulus oluşturduk-
ları gerçeğinin tanınması şeklinde ifade edilmiştir.
67
Genel olarak Ruslara karşı
ortak bir Transkafkasya devletleri cephesi oluşturma çabaları, gevşek bir Azer-
baycan-Gürcistan ortak savunma paktı oluşturmaktan öteye gidememiştir.
68
Buna rağmen Müslümanlar arasında kurulamayan dayanışma ve 20. yüzyılın
başındaki konjonktür, seçkinler arasında evrenselci ümmet bilincinin yerini
Türkçülüğe bırakmaya başlamasına neden olmuştur. Mesela Mehmet Emin
Resulzade, 1928 yılında, İstanbul’da, Azerbaycanlıların köklerine dair yazdığı
bir yazıda Türklerin Azerbaycan halkının oluşmasında kritik bir rol oynadığını
63 Swietochowski,
a.g.e.,
s. 219-220; Tadeusz Swietochowski, Russian Azerbaijan 1905-1920:
The Shaping of National Identity in a Muslim Community
, Cambridge University Press,
Cambridge 1985, s. 74-75.
64 Stephan H. Astourian, “In Search of Their Forefathers: National Identity and the Historiog-
raphy and Politics of Armenian and Azerbaijani Ethnogeneses”, Derleyen D. V. Schwartz vd.,
Nationalism and History: The Politics of Nation-Building in Post-Soviet Armenia, Azer-
baijan and Georgia,
University of Toronto, Center for Russian and East European Studies,
Toronto 1994, s. 52-53.
65 Cengiz Çağla, “The Liberal and Socialist Influences on Azerbaijani Nationalism at the Begin-
ning of the 20th Century”, Central Asian Survey, Cilt 21, Sayı 1, 2002, s. 118.
66 Audrey L. Altstadt, “Azerbaijani Turks’ Response to Russian Conquest”, Studies in Compa-
rative Communism,
Sayı 19, 1986, s. 279.
67 Tadeusz Swietochowski, “National Consciousness and Political Orientations in Azerbaijan,
1905-1920”, Transcaucasia, Nationalism, and Social Change: Essays in the History of Ar-
menia, Azerbaijan, and Georgia,
Derleyen Ronald Grigor Suny, The University of Michigan
Press, Ann Arbor 1996, s. 226.
68 Swietochowski,
a.g.e.,
s. 227-228.
119
ZİYA GÖKALP: TURANCILIKTAN TÜRKÇÜLÜĞE
Sayı: 84
ileri sürmüştür. Bu gelişmenin daha sonraki aşaması Azerbaycan milliyetçili-
ğidir.
69
Bir diğer Azerbaycanlı düşünür; Osmanlı devletinin bütün Türklerin ger-
çek vatanı olduğuna içtenlikle inanan, Türkçülük fikrinin en önemli ve başa-
rılı savunucularından ve Bakü gazetelerinden Hayat ve Füyuzat’ın editörü Ali
Bey Hüseyinzade’dir.
70
Ali Bey Hüseyinzade, bu gazetelerde edebi Azerbay-
can dilinin Osmanlılaştırılması fikrini savunmaktaydı. Yine bu gazetelerden
Füyuzat’da, 1907 yılında, meşhur “Türkleşmek, İslamlaşmak ve Çağdaşlaşmak
(Avrupa medeniyeti)” sloganını geliştirmiştir. Bunların arasında Türkçülük en
önemli olanı sayılmıştır. Aşağıda bahsedileceği gibi, bu slogan daha sonradan
Türkçülüğün kaynağını oluşturacak ve 1918 yılında kurulan ilk bağımsız Azer-
baycan Cumhuriyet’inin üç renkli bayrağının renklerini temsil edecektir. Bugün
de aynı renklerin kullanıldığı bayrağın renklerine bakacak olursak, Türkçülük
(mavi renk) millî değerlerin korunması, çağdaşlık (kırmızı renk) (Avrupa me-
deniyeti) Batı’dan teknoloji ve bilim transfer edilmesi, İslamcılık (yeşil renk) ise
İslami değerlerin korunması anlamına gelmektedir. Yeşil rengin en altta olması,
modernleşmenin İslam temelli olması gerektiğine işaret etmektedir. Aynı şekilde
mavinin yukarıda olması da, Türk dünyasının modernleşmeye yol gösterme-
si anlamına gelmektedir.
71
Ali Bey Hüseyinzade, Güney Kafkasya Türklerinin
69 Swietochowski,
a.g.e.,
s. 233.
70 1889 yılında Osmanlı İmparatorluğu’na göçen Ali Bey Hüseyinzade burada Jön Türklerle
yakın ilişkiye geçmiştir. Rusya’daki hava yumuşadığında, 1905 yılında, Bakü’ye geri dönmüş
ve haftalık Füyuzat’ı çıkarmaya başlamıştır. Bk. Zenkovsky, a.g.e., s. 95-96. 1911 yılında İt-
tihat ve Terakki Cemiyeti’nin merkez komitesine katılmıştır. Mehmet Emin Resulzade de
İstanbul’da bulunduğu süre içinde Pantürkçü harekete katılmış, iktidardaki Jön Türklerle iş
birliği yapmış ve Türk Yurdu’nda yazılar yazmıştır. Bk. Zenkovsky, a.g.e., s. 100. İstanbul’a
gelişinden kısa süre sonra eğitim müfettişi olarak atanan Ahmet Ağaoğlu da diğerleri gibi
Paris’te bulunduğu sırada Jön Türklerle iş birliği yapmıştır. Bk. Zenkovsky, a.g.e., s. 96. Lan-
dau, hâkim sınıf içinde Pantürkçü eğilimin artmasını kısmen de olsa önemli bir takım Pan-
türkçülerin İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni etkilemesine bağlamaktadır. Bk. Landau, a.g.e., s.
49. Zenkovsky, İsmail Bey Gaspıralı (Kırımlı), Ali Bey Hüseyinzade (Azerbaycanlı) ve Yusuf
Akçura’nın (Tatar) Jön Türk merkez komitesine seçilmelerini, bütün Türklerin ideolojik ve
ırksal birliğini tanımak adına atılan bir adım olarak değerlendirmektedir. Bk. Zenkovsky,
a.g.e.,
s. 107.
71 Bayrağın renklerinin temsil ettiği Türkçülük, İslamcılık ve çağdaşlık bugün Azerbaycan’da
resmî ideoloji olarak sunulmamaktadır.