Ziya gökalp: turanciliktan tüRKÇÜLÜĞE Özet



Yüklə 274,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/15
tarix08.09.2018
ölçüsü274,94 Kb.
#67323
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15

127

ZİYA GÖKALP: TURANCILIKTAN TÜRKÇÜLÜĞE

Sayı: 84

mamaktadır. Gökalp, Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak başlıklı kitabında 

Turan mefkûresini aşağıdaki gibi açıklamaktadır;

Rusya Türkleri’nde iki akım var: Birincisi; “bölgesel lehçe”lere önem ver-

mek; ikincisi, “İstanbul Türkçesi”ni ulusal dil kabul ederek, bu dili yaymaya ça-

lışmak. Birinci akıma kapılanlar, hiç şüphesiz bilmeksizin Türklük düşmanla-

rının ekmeğine yağ sürenlerdir. Gerçek bir Türk bilinciyle düşünenlerse, ikinci 

akıma yöneliyorlar. Bütün Türk lehçelerinden birleşmek üzere yapay bir “Genel 

Türkçe” yapılamayacağı için, bu akımlara bir üçüncüsü eklenmemiştir. Var olan 

dillerin hepsi lehçelerden ve bölgesel konuşmalardan oluşmaktadır. Her lisan, 

kesinlikle farklı alt kollardan oluşmaktadır; ama dikkatle bakılınca, bu alt kol-

ların üstünde, bir edebî birlik olduğu görülür. Her ulus için “başkent dili”nin 

siyasal bir yaygınlığı, toplumsal bir esinlemesi vardır... İstanbul’un bir başkent 

esinlemesinin olması, yalnız Osmanlı Türkleri’ni ilgilendirmez; İstanbul biri-

cik Türk Hakanlığı’nın “ordukent’idir (ordukent=başkent). Bundan dolayı, bü-

tün Türklerin yöneldiği kıbledir. Bundan başka, İstanbul İslâm Hilâfeti’nin 

de merkezidir. Öyleyse İstanbul’un, ulusal esinden başka, dinsel bir kutsallığı 

da vardır. İstanbul Türkçesi’nin bütün Türklerce ulusal dil olması, bu esin ve 

kutsallığın dile de geçmiş olması dolayısıyladır. Fazla olarak İstanbul Türkçesi, 

Türk lehçelerinin en güzeli, en işlenmişi, edebiyat ve bilim bakımlarından en 

zenginidir. O hâlde gösterilecek engellere karşın, İstanbul Türkçesi’ni edebî dil 

olarak benimsemek, bütün Türkler için ulusal bir görevdir. Bu görev yapıldığı 

zaman, bütün Türkler dil ve edebiyatta ortak ve tek bir ulus durumuna gelir...

Türkçülüğün amacı, bir Türk kültürü yaratmaktır. Bu kültür, doğallıkla Doğu, 

Kuzey ve Güney Türkleri için ortak olacaktır. Bu durumda, Batı Türkleri’nin 

Fransız kültürünü, Kuzey Türkleri’nin Rus kültürünü taklit etmelerinden çıka-

cak sakınca giderilmiş olur. Türklerin yalnız bir kültürü olmalı ve bu da ken-

dilerinin yarattığı bir kültür olmalı. Türk, Almanlaştıkça ya da Fransızlaştıkça 

ya da Ruslaştıkça, parçalanır; ama Türkleştikçe ulusal birliği daha da güçlenir. 

Kısacası, İstanbul dilinin ulusal dil olarak benimsenmesi ve Avrupa uygarlığı 

içinde bir Türk kültürünün yaratılması çalışması, bir Türk ulusunun kurul-

masına yardımcı olacak ve Osmanlı, Kıpçak, Özbek, Kırgız gibi adlar bölgesel 

adlar olarak kalacaktır.

101


101  Ziya Gökalp, Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muâsırlaşmak, Hazırlayan Kemal Bek, Bordo-Si-

yah, Türk Klasikleri-İnceleme, İstanbul 2005, s. 88-90. 




 

128


CEYLAN TOKLUOĞLU

Kasım - 2012

Özetle, Gökalp’e göre Turan, “Türklerin tümünü içine alan ve Türk olma-

yanları dışta bırakan ülküsel yurttur. Tûran, Türklerin oturduğu, Türkçenin 

konuşulduğu bütün ülkelerin toplamıdır”.

102


Gökalp’e göre, milliyeti belirleyen ırk değildir, önemli olan bütün Türklerin 

ortak bir dilinin ve harsının olmasıdır.

103

 Parla, Gökalp’in Turan ve Lisan şiirle-



rinde Türkiye ve Türkistan’ı kapsayan düşsel bir Turan’dan ya da Türk halkları-

nın Türklüğünü korumuş olan ortak bir Turan dilinden söz etmesinin siyasal bir 

yayılma niyeti taşımadığı gibi, kültür bakımından bir benzeşme dışında somut 

bir birleşmeyi de öngörmediğinin altını çizmektedir. Gökalp, Türkçü ve Turan-

cı şiirler, mitler, masallar, destanlar yazdığı Balkan ve Birinci Dünya Savaşları 

yıllarında bile bütün Türk halklarının öncelikli olarak sadece kültürel alanda 

birleşmesi gerektiğini söylemiştir. Diğer bir ifadeyle Türk milliyetçiliğinin ırkçı 

ve irredantist bir biçimi olan siyasi Turancılık, bu dönemde yayımlanmış makale 

ve denemelerinde görülmez. Gökalp, 1915’ten sonra Turancılığı çağrıştıracak şi-

irler yazmamıştır.

104

 Berkes de, Gökalp’in 1915 yılından sonra Turan kelimesini 



hiç kullanmadığını, 1918 yılından sonra da bu fikirden tamamen vazgeçtiğini 

belirtmektedir. Ayrıca bu konuda sadece “Turan” ve “Turan Nedir?” başlıklı iki 

kısa yazı yazdığını ve bu yazılarda Panturancı ideolojiye dair teorik bir formü-

lasyon geliştirmediğini söylemektedir.

105

 

Buna rağmen Gökalp’in 1914 yılında 



yazdığı Kızıl Elma şiiri onun ırkçı ve Turancı görüşlerinin kanıtı olarak göste-

rilmektedir. Kırmacı, erken dönem Türk metinlerinde geçen Kızıl Elma kavra-

mına Gökalp’in sıklıkla değindiğini ve bu kavram hakkındaki fikirlerin ulusal 

bir Türk kültürü yaratma konusundaki özlemi dile getirdiğini yazmaktadır.

106

 

Gökalp, tarihin önemini şöyle açıklamaktadır;



102 Gökalp, a.g.e., s. 90.

103  Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, Varlık Yayınları, İstanbul, Birinci basım 1923, 1973, s. 

17-18, 20. 

104  Taha Parla, Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye’de Korporatizm, İletişim Yayınları, İstanbul 

1989, s. 43-44.

 

105  Niyazi Berkes, Turkish Nationalism and Western Civilization: Selected Essays of Ziya 



Gökalp,

 Columbia University Press, New York 1959, s. 7-8.

106  A. Nebahaddin Kirmaci, “Nationalism-Racism-Turanism in Turkey”, Political and Social 

Thought in the Comtemporary Middle East,

 Derleyen Kemal Karpat, Palll Mall Press

London 1968, s. 364. 



Yüklə 274,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə