www.altinicizdiklerim.com
1
SEMİTİZM VE ANTİ-SEMİTİZM
Derleyen:Halit YILDIRIM
20.08.2004
GİRİŞ
Batı’daki Arap sözcüleri kavgalarının, Yahudilerle veya Musevilikle değil, İsrail
devleti ve Siyonist ideolojiyle olduğunu vurgulamaya dikkat etmektedirler. Öne
sürdükleri bu sav, Yahudi inanışının binalarına ya da Avrupa’daki Yahudi halkına ait
merkezlere yönelik saldırılarla inandırıcılığını yitirmektedir. Arap dünyasının birçok
bölümünde yayınlanan Arapça kitap, dergi, gazete ve hatta ders kitaplarında ifade edilen
yoğun nefret de bu savı çürütmektedir. Bu nefret sadece İsrail ve Siyonizme yönelik
değildir; üç bin yıllık tarihleri boyunca kitaptan kitaba, makaleden makaleye, konuşmadan
konuşmaya kötülenen ve eleştirilen Yahudileri ve Museviliği de kapsamaktadır.
Bu yazılardaki tonlamaya 1950 yılında İskenderiye’de yayımlanan bir kitapta da
rastlanır. Kitabın yazarı Hıristiyanlığı ya da İslam’ı kapsasa da Yahudilerin Yahudi olarak
kaldıkları gözlemini yaptıktan sonra şu sonuca ulaşmaktadır:
“Yahudiler ve Siyonizm bir
kötülük ağacı gibidir. Bu ağacın kökü New York’tadır, dalları tüm dünyayı sarmıştır ve
yaprakları da Yahudilerdir-yaşlı ya da genç, kadın ya da erkek, istisnasız tüm Yahudiler
ağacın dikenli yaprakları, zehirli dikenleridir. Bu zehir hızla yayılan ve çok ölümcül bir
zehirdir.”
Birçok Arap ülkesindeki mevcut ortamda, geçmişte veya günümüzde Yahudilere
karşı sempati uyandıracak bir şey söylemek neredeyse imkansızdır. Yahudilerle,
Yahudilikle ve Yahudi tarihiyle ilgili devasa literatürün arasında Hitler Avrupa’sında
Yahudilerin yok edilmesiyle ilgili tek bir duygudaş ve doğruyu yansıtan yayının
bulunmaması bu duruma çarpıcı bir örnek teşkil eder. Bu yazarlar bir şekilde Yahudi
soykırımından bahsederken, birkaç istisna hariç, yaşananları inkar ya da küçümseme,
mazur gösterme, hafifletme ve hatta haklı çıkarma tutumu takınırlar. Bazı yazarlar da
Yahudi soykırımını Yahudilerin nefret edilen özelliklerinin kanıtı ve işledikleri suçlardan
dolayı hak ettikleri bir ceza olarak aktarırlar.
Tüm bunlara Araplar tarafından ya da onlar adına verilen ortak yanıt, Arapların
Anti-Semit olamayacakları, zira kendilerinin de Sami ırkından geldiğidir.
Yahudiler bu tür bir farklılaştırma çabasını çok ikiyüzlü buldukları için
reddetmekte ve her ikisini de tek ve aynı görmektedirler-Yahudilere karşı nefret, yani
genelde bilinen ismiyle, anti-Semitizm.
Yahudilere duyulan düşmanlıkla İsrail’e ya da Siyonizme karşı olmak arasındaki
farklılığı herhangi bir doğruluk ya da kesinlikle belirlemek kolay olmasa da ortada büyük
bir farklılık bulunmaktadır. Bu terimlerin tanımlanması zor olup çok ve değişen anlamları
vardır:
1. İsrail nedir? 2. Siyonizm nedir? ve 3. Yahudiler kimlerdir?
www.altinicizdiklerim.com
2
1.
Bu üçü içinde en kolayı
İsrail’dir.
İsrail, 14 Mayıs 1948’de kurulan bir devletin
adıdır ve o zamandan bu yana varlığını sürdürmüş, diğer devletlerin yaptığı gibi kendi
çıkarlarını güderek, bu çıkarlara hizmet edecek politikaları uygulamıştır.
2.
Siyonizmin
tanımlanması daha zor bir iştir. Aslında kavram Yahudilerin
sıkıntılı durumlarının analizi ve buna derman olacak bir reçeteyi ifade etmek için
kullanılmıştır. Kısaca, bu reçeteye göre Yahudiler her yerde yabancı konumunda
bulundukları ve bir vatanları olmadığı için katledildiler. Çözüm, nihai olarak Yahudi
devletine dönüşecek bir Yahudi ulusal yurdu oluşturmaktı. Bu yurt, başka yerlerde
yaşamaya devam eden Yahudilere gerek duydukları takdirde sığınak olacak ve onlara
cesaret verecekti.
Hepsinin ötesinde, başkalarının müsamahası, hoşgörüsü veya iyi niyetine bağlı
olmadan Yahudilerin Yahudi ve kendi yurtlarının efendileri olarak yaşayabilecekleri
dünyadaki tek yer olacaktı. Yahudilerin tarihsel hak iddia ettikleri, gerekli çaba ve
tahammül gücünün gösterilmesini sağlayacak kadar güçlü bir duygusal cazibeye sahip tek
bir yer vardı: eski İsrail toprakları.
Bu tanıyı ve reçeteyi reddeden, aralarında Yahudilerin de bulunduğu birçok kişi
bulunmaktaydı. Özellikle dindar Yahudilerin aralarında bulunduğu bazıları Siyonizmi dine
saygısızlık, laik ulusal kavramların Yahudi dinsel toplumuna sokulması, Allah’ın gazabına
yol açacak bir küfür olarak görmekteydi. Diğer muhaliflere göre Siyonizm, başka
ülkelerin vatandaşı olan veya vatandaş olma umudu bulunan Yahudilerin konumları için
tehlike oluşturuyordu ve Filistinli Araplarla, hepsinin de ötesinde Arap ve İslam
dünyasıyla bir çatışma kaynağıydı.
Arapların ve başka yerlerdeki destekçilerinin siyasi kullanımında “Siyonizm”
sözcüğü ikinci bir anlam kazandı. Birçok Arap yazarın ve konuşmacının kullandığı biçimiyle
bir Siyonist, Ortadoğu’da adalet tesis edilmesi için İsrail’in yok edilmesi gerektiği fikrini
paylaşmayan kişiydi. Bu tanıma göre, İsrail politikalarını tutarlı bir biçimde eleştiren
Charles de Faulle de, hiçbir zaman İsrail devletinin yok edilmesini savunmayan Sovyet
yöneticileri de Siyonist sayılmalıydı. Yine bu tanıma göre “Siyonist” terimi, Siyonizme
karşı kayıtsız kalan ya da husumet besleyenler de dahil olmak üzere hemen hemen bütün
Yahudileri kapsamaktadır.
Siyonizmin daha geniş tanımı hiçbir istisna içermemektedir. Bazı Sovyet, Arap ve
son zamanlardaki diğer tartışmacı İslami yazılarda “Siyonist” sadece “Yahudi” anlamına
gelmekte ve dolayısıyla anti-Siyonist anti-Yahudi anlamı taşımaktadır.
3.
Öyleyse
Yahudi
nedir? Bu soruya Yahudiler, onların düşmanları ve dostları
tarafından verilen birçok yanıt bulunur. Ama sadece bir geçerli yanıt vardır. Haham
hukukuna göre, bir Yahudi, Yahudi bir anneden doğan ya da Yahudiliğe geçen kişidir.
İnanç ve uygulamasındaki hatalar ne olursa olsun bu kişi Yahudi olarak kalmaya devam
eder. Yine haham hukukuna göre, bu kişi başka bir dine geçse de Yahudiliği son bulmaz.
Bu noktada İsrail hukuku haham hukukundan ayrılarak, Yahudilikten çıkanın Yahudiliğinin
sona ereceğini hükme bağlamaktadır.