53
sağlık mesleki okullar için
2. Patolojik yanılgı (sahtekarlık)
Patolojik yanılgı veya pseudologia fantasika durumunda hasta, ken-
di fantezisinin etkisi altında, kimi olayları uydurur yani kendi fantezisini
hatıra olarak gösterir. Uydurma yalanlar genelde gerçekelşmeyen isteklere
uygundur. Bu bozukluk gayet canlı hayalleri olan çocuklarda da gözlene-
bilir. Ama histerik ve psikopat kişilerde de mevcuttur. Bu kişilerde yalan
söylemekte sınır tanımaz, öyleki kendileri de neyin gerçek neyin yalan ol-
duğunu bilemezler.
3. Telkin sonucu değişen bellek
Bellek kimi kere telkin etkisi altında değişebilir. Bu tür bozukluk tel-
kine yatkın olan kişilerde, zihinsel engelleri olanlarda görülür.
4. Konfabulasyonlar
Konfabulasyonlar, bellekte beliren bazı boşlukların uydurma içe-
riklerle doldurulması demektir. Genelde Korsakof sendromu, duygusal
psikoz, parafreni veya kimi psikolojik-organik bozukluklarda görülür.
Burada, beyin dokusunun hasar görmesi dolayısıyla, yeni olayların kayda
alınması mümkün değildir, bundan dolayı hasta belleğini uydurma içe-
riklerle doldurur. Örneğin hasta, “Hatırladınız mı, dün Aleksandar Palas
otelinde kahve içiyorduk” sorusuna, “Evet, Ahgmet de yanımızda vardı,
sen hesabı ödedin, yanımızda güzel kızlar oturup, gülüşüyorlardı” ceva-
bını verir.
UNUTMA
UNUTMA KAVRAMI
Öğrenme sırasında beyinde meydana gelen değişiklikleri kaybetme
sürecine unutmak denir. Bilim adamları, unutma neden meydana gelir
sorusuna çok sayıda cevap verirler, nitekim bunlardan hiçbiri kesin cevap
olarak ele alınamaz. Mesela bazıları engramların kullanılmaması nedeniye
unuturuz, derler. Diğerleri hiçbir şeyin unutulmadığını sadece hoş olma-
yan şeylerin bastırıldığını ya da unutmanın değişik psikofizik reproduksi-
54
Psİkolojİ
yon koşulları dolayısıyla meydana geldiğini iddia ederler. Bazı müellifl er,
iki ya da daha çok içeriğin birbirine karışması veya çarpışması sonucu
meydana geldiği ve bu arada bir içerik diğerinin hatırlanmasına engel ol-
duğunu ve buna inhibisyon denildiğini ileri sürüyorlar. İnhibisyon, şim-
diki öğrenme, daha önce öğrenilenlerin reproduksiyonunu engelliyorsa
retroaktif
inhibisyon olur. Daha önce okuduklarımız şimdi öğrenmekte
olduklarımızı engelliyorsa proaktif inhibisyon olur. Psikolog Ebinghaus
öğrencilerde okullarda öğretilenlere yardımcı olacak bir diyagram yap-
mıştır (Res.10). Bu diyagram unutmanın okumaktan sonra en büyük ol-
duğunu gösterir, buna gore sınavdan hemen önce okumanın iyi olmadığı
anlaşılmaktadır.
Beyin şakak bölümlerinde meydana gelen hasarlar, atrofi süreçleri,
beyin travmaları, enfeksiyon ve diğer patolojik belirtiler unutma sürecini
artırmaktadır ve bellekte sayısı çok bozukluğun belirmesine yol açmak-
tadır.
Res.10 Ebinghaus diyagramı
20 dakika sonra
1 saat sonra
9 saat sonra
EBİNGAUS’un HATIRLAMA EĞRİSİ
unutulmuş
hatırlanmış
günlere göre zamanın geçmesi
55
sağlık mesleki okullar için
Soru ve ödevler:
1. Etkin olduğun ve davranışını değiştirdiğin bir örnek ver.
2. Şartlı öğrenmeye neden basit öğrenme denir?
3. Mekanik öğrenme örneği ver.
4. İnsan için kavrayarak öğrenme neden en önemlidir?
5. Kendinden bir mekanik öğrenme örneği ver.
6. Raporlamaya dayalı uzun süreli bellek örneği ver.
Örnek 3
Psikologlar Bovr ve Klark iki gurup talebe ile ilginç bir deney yap-
mışlar. Birinci grubdan aralarında hiçbir bağlantısı olmayan 10 tama-
men farklı ad öğrenmeleri istemiş. İkinci grubdan tüm adları kullanmak
üzere kısa bir öykü düşünmelerini istemişler. Bir ay sonra iki bile grup
reproduksiyon testine tutulmuş. Öykü düşünen grup adların nerdeyse
yüde 94nü hatırlamışlar. Diğer grup sadece % 14nü hatırlamaktaymış.
Her günlük hayatımızda bu tekniği sıkça kullanırız. Çocuğa şunu söyleriz:
ekmek, süt, yağ, cem, yoğurt, börek satın alacaksın, deriz. Bunlardan bi-
rini unutma ihtimali büyüktür. Ancak aşağıdaki cümleyi kurmasına yar-
dımcı olursak:Ben ve kardeşim kahvaltıda yağ ve cem ile yağlanmış ekmek
yiyecek, süt içeceğiz, anne ve baba börek ve yoğurt yiyeceklerdir, unutma
ihtimali ortadan kalkar.
56
Psİkolojİ
DÜŞÜNME
DÜŞÜNME KAVRAMI
İnsan realiteyi öğrenme, bazı belirtilerin neden ve neticelerini keş-
fetme, hayati problemler çözme gereksinimiyle yaşamaktadır, tüm bu ve
diğer aktiviteler için sadece algılama yeterli olmadığı gibi, daha once edin-
diği tecrübe ve öğrenme ile hafızaya gerek vardır. Bunu çok daha bileşik
bir süreç olan DÜŞÜNME sağlamaktadır. Düşünme bilgilenme (kognitif,
entellektüel) psikolojik süreçler gurubunda yer alan bir süreçtir. Bu bileşik
psikolojik süreç esnasında daha önceki algılar, bilgi, tecrübeler kullanılır,
yenileriyle tamamlanır, aynıları yeniden kurulur, yeni çözümler aranır ve
probleme çözüm üretilir. Psikoloji edebiyatında düşünme kelimesiyle il-
gili sayısı çok tanıma rastlamaktayız. Örneğin Düşünüyorum, kural icabı
cevap arıyorum, demektir(Vudvort 1964). Psikolog Radonyiç düşünmeyle
alakalı iki doğrultuya işaret etmektedir:
Geniş tanım
(definisyon), düşünme terimiyle alakalı en sık kullanıl-
maktadır. Müellifin iddiasına göre, sıradan konuşmada örneğin “dün mey-
dana gelenler hakkında düşünüyorum” veya “duvara bir sanatkarın resmi
koyulursa, bu odanın nasıl görüneceğini düşünüyorum” denilir. Birinci
vakada düşünme hatırlama demek, ikinci vakada ise hayal etmek demek-
tir. İki bile vakanın ortak öğesi şudur: insan düşündüğü zaman hiçbir dış
aktivite yapmaz, aktivite onun kafasında yani içinde gerçekleşir. İnsan bu
arada reel cisimler değil, simge, kelime, tahmin, kavramlar kullanmak-
tadır. Cisimler yerine hatırlama, fikir, kavram veya kanaat gibisinden
sembollerden yararlanan her iç aktiviteye düşünme denir.
Düşünmek kelimesinin ikinci anlamı daha dardır ve psikoloji bi-
liminde daha sık kullanılır. Bu tanıma göre Radonyiç düşünmenin ne
olduğunu belirtmiştir. Düşünmek hatırlamak ve kavram yaratmak değil-
dir ve bir problem düşünmek vasıtasıyla halledildiyse, yeniden çözmek,
düşünmek değil, hatırlamaktır yani bellektir. Bu yazara göre: düşünmek
problemi özel yoldan halletmek demektir, bu arada konkre durumdaki
önemli ilişki ve bağlantıların farkına varılmaktadır veya bir elemen-
tin diğer elementler karşısında nerede bulunduğu görülmektedir
(S.
Radoniç 1992).
Yazarların çoğu düşünmeyi problemin halledilmesi, işaret ve
sembollerle operasyon yapmak, halletmekte olduğumuz probleme yön-
lenmek ve ilişki ile bağlantıları görmek olarak tanımlamaktadırlar.
Dostları ilə paylaş: |