Celal Demir
36
Muharrem Ergin, bu tamlamanın ifade ettiği
anlam özelliklerine değil, tamlamayı oluşturan
ögeler arasındaki anlam bağının kuvvetli ama geçici olduğuna dikkat çekmiştir
42
. Leyla Karahan’a göre
“Bu tamlamada her iki unsur arasında ekle sağlanan geçici bir ilişki kurulmuş”
43
olması tamlamanın
belirgin özelliğidir. Bazı yazarlar ise bu tamlamada tamlayanın da ek alarak tamlananı belirli h
âle
getirdiğini vurgulamakla yetinmişlerdir
44
.
2. Belirtisiz İsim Tamlaması: “
Belirtisiz ad tamlaması”, “
belirsiz isim tamlaması ” ve “
ikinci tip
tamlama” biçiminde adlandırılan bu tür tamlamanın yapı ve/veya anlam özelliklerine her kitapta
değinilmektedir. Yazarlar, bu tip tamlamanın
bünyesinde belirleyici, sabitleyici morfemlerin birinci tip
tamlamaya göre daha az olmasının bu kelime grubuna daha geniş bir anlam serbest
liği verdiği konusunda
birleşmektedirler.
Kaynakların çoğunda bu tamlamanın yapısal özelliğinden çok karşılamış olduğu anlam
zenginliğine dikkat çekilmiştir: Muharrem Ergin, bu tamlama türünün kalıplaşmaya ve birleşik isim
oluşturmaya müsait olduğunu vurgulamaktadır
45
. Mayzel, bu tamlamayı
“ikinci tip izafet” başlığı altında
ikinci sırada incelemiştir
. Anlamına göre yaptığı incelemede 21 çeşit
anlam tespit etmiştir
46
. Ediskun,
“
belirtili ad takımı” başlığı altında bu tür tamlamayı “
belirteni ve belirtileni arasında sürekli bir bağ
bulunan tamlama” biçiminde tarif etmiş ve belirtili isim tamlamasıyla karşılaştırmayı yeterli görmüştür
47
.
Tahir Nejat Gencan da Mayzel gibi bu tür tamlamaya “
ikinci türlü ad takımı” adını vermiş ve anlam
özelliklerini 17 çeşit olarak tespit etmiştir. Gencan’a göre bu tamlamanın anlam özelliklerinin birinci türlü
tamlamaya göre daha geniş olması onun “
tümleyici takısı” almamış olmasından kaynaklanmaktadır
48
.
42
“Tamlayanı ekli olan isim tamlamasına belirli isim tamlaması …denir. Ekli genetifte tamlayan belirlidir fakat dolayısıyla
tamlanana bağlanması geçicidir.” (Ergin, 1983:382).
43
“
Birinci unsuru ilgi eki taşıyan isim tamlaması belirli isim tamlamasıdır.” (Karahan, 1995: 14).
44
Kükey, 1975:14, Onan, 1947 :71, Atabay, 1981 :13-14, Hatiboğlu, 1972:12, Karaörs, 1993:13…
45
“…eksiz tamlayan ise belirsizdir, umum
îdir, fakat gruba iştiraki, tamlanana bağlılığı daha kuvvetlidir. Tamlananın daimî
destekleyicisi, ayrılmaz yardımcısı,
âdeta onun manasını tamamlayan sıfatı durumundadır…. Eksiz isim tamlamaları hep
birleşik isim durumundadır.” (Ergin, 1983: 382).
46
“
a) Tek bir şeyin genelleşmiş bir şeye münasebetini ifade eader: kadın şapkası, köylü toprağı…b) Bir şeyin vazifesi veya amacı
ile münasebetini ifade eder: uyku il
âcı, şikâyet kutusu…c) Bir şeyden alınan miktarın o şeyle münasebeti ifade edilir: şarap
damlası, inci dizisi…ç) İkinci öge birinci ögenin daim
î ve karakteristik vasfını ifade eder: hatip edası, ana şefkati…d) birinci
öge ikinci ögenin daim
î ve karakteristik vasfnı ifade eder: fikir adamı, söz sahibi…e) Yer ile ilgiyi ifade eder: şehir gezintisi,
yol direği…f) Birinci ve ikinci ögelerden biri veya her ikisi de zaman ifade eder: yaz tatili, gece işi… g) Mastar ile ifade edilen
kılışa ve duruma göre münasebeti ifade eder: uyumak arzusu, gitmek lüzumu…ğ) Terkip ettiği parçalarına kompleksin
münasebetini ifade eder: meşe ormanı, asker alayı…h)Kılışın (faaliyetin) onu meydana getiren aygıta veya araca münasebeti:
araba gezintisi, iğne dikişi…ı) Birinci öge ikinci ögenin sembol veya işareti olur: esaret damgası, isyan bayrağı…i) İkinci öge,
birinci ögenin predikatı olur: kıskançlık hissi,coğrafya ilmi…j) Birinci öge, ikinci ögeyle mukayese münasebeti ifade eder:
sevinç şimşeği, lakırdı şelalesi…k) Bir şeyin veya alametin herhangi bir millete münasebetini ifade eder: Rus edebiyatı, Türk
musikisi…l) Bir şeyin (maddenin) kendi adına münasebetini ifade eder: Ankara şehri, halk sineması…m) Tırnak içine alınan
kelimeye münasebeti ifade eder: “Güle güle oturun” ziyareti, “vrurum” tehdidi…n) Birinci öge ikincinin mantık
î subjektidir:
düşman tehdidi, çocuk uykusu…o) Birinci öge ikinci ögenin mantık
î objektidir: sıtma mücadelesi, kitap okunması…” (Mayzel,
1958: 287-293).
47
Ediskun, 1999: 115.
48
“İkinci tür ad takımları, tümleyici takısı bulunmadığı için birinci türlü ad takımlarına göre geniş sınırlı olur, genel olarak bir
belirsizlik ayırtısı taşır ve çeşitli anlamlarda kullanılır: 1)Erkek eldiveni okul kitabı ... örnekleri birer genel varlığa özgüdür. 2)
Armut ağacı, bulgur pilavı… takımları da bir tür göstermek için kurulmuştur. 3) Yazı kalemi, dikiş iğnesi… tümlenenler
tümleyene özgü aygıtlardır. 4)
kardeş sevgisi, anne şefkati … tümleyenler, tümlenenlerin niteliğini gösterir. 5) Deniz tutması,
sinir hastalığı… tümleyenler tümlenenlerin nedenidir. 6) Limon ayvası, fincan böreği … tümleyenler, tümlenenlerin neye
benzediğini gösterir. 7) Belediye başkanlığı, tabur komutanlığı…takımları da birer görev adıdır. 8) Bu takımlardaki –lik eki
olmasa görevi yapan, görevli anlamına gelir:
Bucak müdürü, fabrika işçisi… 9) Şehir, yer özel adlarıyla görev anlamlı ikinci
türlü ad takımlarında bu genellik anlamı daralır ve belirsizlik ayırtısı silinir: Ankara valiliği, Ankara valisi, İngiliz kralı,
İngiltere krallığı.. 10) Çiçek bahçesi, kimsesizler yurdu … bu takımlar tümleyenlere özgü yerleri anlatmaktadır. 11) İkinci
türlü takımlar yer adları olmaya pek elverişlidir:İskenderun Limanı, Taksim Meydanı… 12) İkinci türlü ad takımları kurum ve
kurul adları da olur: Ziraat Bankası, Dil Kurumu …13) İkinci türlü ad takımları mecazlı anlatımlara da elverişlidir: Umut ışığı,
gönül avcısı… 14) İkinci türlü ad takımlarında a) tümleyiciler şehir ve yer adları olunca varlıkların yetiştiği, çıktığı yerleri,
cinslerini belirtir:Amasya elması, Ankara keçisi…b) Tümleyici kişi adları olunca onlara değgin yapıtlar, buluşlar
belirtir:Fuzul
i divanı, Naima tarihi…15) Tümleyici kişi adı, tümleneni sıfat ve sıfat gibi kullanılmaya elverişli
olan ikinci türlü