Cengiznâme Hakkında Bazı Değerlendirmeler
5
yakmakla tehdit etmişler ve bu tehditlere Karaylar da boyun eğmişlerdir.
33
Ağaç ve mezarlık kültü
Baltatiymez’de birbirini tamamlamaktadır. Buradaki meşe ağaçlarını kesmek, bütün dönemlerde en ağır
ceza ile cezalandırılırdı.
34
Kırım Karaylarının düğün merasimleri sırasında, damat, düğün kalabalığıyla
Baltatiymez mezarlığına giderdi. Burada da damat ata ruhlarını yâd eder ve onlara ihtiramını gösterirdi.
35
Müşriklerin taptıkları büyük putlardan Uzza bir ağaçtır.
36
Uzza da Semure denilen sakız ağacı idi.
Bu da Gatafan kabilesine aid olup bu ağaca ibadet ederlerdi. Peygamber Efendimiz Halid İbn-i Velid’i
gönderip bu ağacı kestirdi.
37
Demek ki sadece Türkler arasında değil, Araplar arasında da bir ağaç kültü
vardı.
Ögedey Han tarafından ruhunun istirahatı için dikilen çalılardan bir dal kesenin cezası ölümdü.
38
Uygurların Yaratılış ve Türeyiş destanındaki Uygur Kağanlarının doğduğu ağacın da çam fıstığına benzer
bir meyvesi olduğu bildirilmektedir.
39
Ayrıca dağa ve ağaca tazim bu destanda da geçer. Halk diz çöküp
saygı ile selam verdiler. Çocuklardan babalarını sordular. Çocuklar da o iki dağı gösterdiler… Çocuklar
ağaçların karşısında saygı ile eğildiler. Ağaçlar da dile gelip, onları öğdüler.’
40
Çınar, ardıç, kayın, gürgen, meşe ağaçları Türk milletinin değer verdiği ağaçlardandır. Ceviz,
kavak ve söğüt ağacı ise Türk köylerinin kimlik özelliklerinden birisidir. Nihayetinde anlatım esasına
dayalı metinlerde de bunlara rastlarız.
41
Peygamberin ağaçlarla ilgili pek çok hadisi rivayet edilmiştir. Ağaç dikmeyi emretmiştir,
42
Enes
İbni Malik radiya’llahu anh’den Nebi Salla’llahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet
olunmuştur: İslam camiasından bir müslüman bir ağaç diker de, onun mahsulünden bir insan, yahut bir
hayvan yerse muhakkak o yenilen şey, ağaç sahibi için sadakadır’, yaslandığı kuru ağaç inler, “.... Cuma
günü Resul-i Ekrem bu yapılan minber üzerinde hutbeye başlayınca, o güne kadar kendisine istinad edip
hitabette bulunduğu hurma kütüğü o şerefli maziyi yad eder gibi enine başlamıştır. Resul-i Ekrem
minberden inip bu ağaç kütüğünü okşayarak sükunu temin edilmiştir.
43
diktiği ağaçlar veya gezdiği bahçe
bol ürün verir, ağaçlar şahitlik yapar, ...... Şu ağacı gördünüz mü, o şahadet ederse iman eder misiniz?
diye sordu. Cinler:
- Evet iman ederiz! dediler. Bunun üzerine Resulullah o ağacı çağırdı. Ağaç icabet etti de ben
dallarını, budaklarını sürüyerek geldiğini gördüm. Resulullah ağaca:
- Benim Resulullah olduğuma şahadet eder misiniz? diye sordu. Ağaç:
-
Şahadet ederim ki, sen Allah’ın Resulüsün! dedi.
44
Vilâyetnâme’de ağaçlarla ilgili pek çok kerâmet vardır:
“ O dağın tepesinde bir ardıç ağacı vardı, Hünkâr, ardıç, dedi, biran, budaklarınla sakla beni,
ben de kıyamet günü seni saklayayım. Ardıç, budağıyla, pürüyle kıbleye karşı eğilip bir çadıra döndü,
Hünkâr, içine girip ibadete koyuldu.”
45
“Hünkâr, besmeleyle ağacın üstüne çıktı. Ağaç hemen yeşerdi, yapraklandı, tomurcuklandı,
çiçeklendi, çiçeği döküldü, bir anda dolu dolu elmalar bitti, oldu, salkım salkım sallanmıya başladı.”
46
33
Yuri Palkanov, Abriadi i ağabeyçai Krımskih Karaimov Türkov, Bahçesaray 1994, s. 27.
34
Erdoğan Altinkaynak, “Kırım Karayların Kutsal Mekanı Baltatiymez Mezarlığı, Ormanı ve Mezarlığa Yapılan Saldırılar’’,
Türk Dünyası Tarih Dergisi, S. 208, 2004, s. 34.
35
Erdoğan Altinkaynak, Tozlu Zaman Perdesinde Kırım Karayları, Hearlem, 2006, s. 62.
36
Kur’an-ı Kerim, Necm, 19-20.
37
Buhari, XI, s. 191.
38
Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi (Kaynakları ve Açıklamaları ile Destanlar), s. 470.
39
Bahaeddin Ögel, age., s. 465.
40
Bahaeddin Ögel, age., s. 466.
41
Eflatun Cem Güney, age, s. 61,123, 270; Naki Tezel, age, s. 58; Pertev Naili Boratav, age, s. 97.
42
Buhari, XII, s. 129.
43
Buhari, VI, s. 407.
44
Buhari, X, s. 47-48.
45
Vilâyet-nâme, 25.
46
Vilâyet-nâme, 32.
Erdoğan Altınkaynak
6
“Ahi Evren’in kavak ağacından kesilmiş bir sopası vardı, onu aldı, bir yeri kazıp dikti. Bir anda
yeşerdi, yapraklandı. Biraz daha sohbet ettiler, vedalaşıp yerlerine gittiler.”
47
“Hırka Dağı üstünde bir ardıç ağacı var.”
48
“O gün Hünkâr, Hırkadağındaki Ardıç ağacının dibindeydi.”
49
Oğuz Kağan Destanı’nda yavrusunu ağaç kovuğunda doğuran kadının oğluna Kıpçak adı verilir.
50
Dede Korkut Hikâyelerinde “ Kölgelüçe kaba ağacuñ kesülmesüñ”
51
diye hayır duada bulunulur. Veya
aynı hikâyelerdeki gibi :
Ağaç ağaç dir isem saña erilenme ağaç
Mekke ile Medinenüñ kapusı ağaç
Mûsa Kelimüñ asası ağaç
................
Şah-ı merdan Alinüñ Düldülinüñ eyeri ağaç
Zülfikaruñ
kını-y-ile kabzası ağaç
Şah Hasan ile Hüseynüñ bişigi ağaç
Başuñ ala bakar olsam başsuz ağaç
Dibüñ ala bakar olsam dipsüz ağaç
52
Yunus
Emre’de:
Hep nurdandur direkleri gümüşdendür yaprakları
Uzandukça
budakları biter Allah deyu deyu
53
şeklinde; Pir Sultan Abdal’da; Nurdandır Kabe eşiği / Cihanı Tuttu ışığı / Hasan Hüseyn’in beşiği / O da
yine ağaçtandır
54
şeklinde ağaç sevgisi dile getirilir. Ayrıca; “ Atam adın sorar olsañ kaba ağaç”
55
şeklinde “ata” olarak anıldığı da görülmektedir.
Çam
ağacı da Hıristiyanlar tarafından kutsal sayılmaktadır. Çünkü Hz. İsa göğe çekilmiştir ve
yeryüzüne tekrar dönüşü bir çamın üzerine olacağına inanılır. Bazılarına göre Hz. İsa “çam”a değil
“Şam”a inecektir. Ancak Kur’an-ı Kerim’de böyle bir kayıt yoktur.
Orman veya ağaç, yalnızca çöl insanının özlemini duyduğu bir varlık değildir. Ağacın önemini
burada teker teker saymamıza lüzum var mı bilmiyorum? Zaten, bitki ve ağacın hayat için gerekliliği her
fırsatta, değişik düşünceden insanlar tarafından zikrediliyor. Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde yaşayan
Ramazan Karaüzüm “ dut kesen hayır keser” diyordu. Bu inanışın altında yatan gerçek, Hz. Muhammed
(S.A.V.)’in bahsettiği “ ameli kapanmayan insanlar” tanımında manasını bulmaktadır. Yani; öldükten
sonra sevap kazanmak isteyen kişilerden birisi de insanların ve diğer canlıların faydalandığı unsurlar
üretmektir. Ramazan Karaüzüm için öldükten sonra da amel defterine sevap yazdıran dut ağacı bu yüzden
önemlidir.
Mezarlara
ve
mezarlıklara ağaç dikmenin de bir gerekçesi olsa gerektir. Ağaç ve mezarlık
kültünün Baltatiymez’de birbirini tamamladığını söylemiştik.
56
Biz bunu kabirde yatanların çektiği
azapları hafifletmek gayesi şekliyle İslamî inanç sisteminde de bulduk. “ Nebi salla’llahu aleyhi ve sellem
(bir kerre) sahipleri azap olunan iki kabrin yanından geçiyordu. Resul-i Ekrem:
47
Vilâyet-nâme, 52.
48
Vilâyet-nâme, 57.
49
Vilâyet-nâme, 74.
50
Zeki Velidi Togan, Oğuz Destanı (Reşideddin Oğuznâmesi), II. Baskı, İstanbul 1982, s. 26.
51
Muharrem Ergin, age., s. 176.
52
Muharrem Ergin, age., s. 108-109.
53
Faruk K. Timurtas, Yunus Emre Divanı, 1980, s. 235.
54
İbrahim Aslanoğlu, Pir Sultan Abdallar, İstanbul 1984, s. 220.
55
Muharrem Ergin, age., s. 214.
56
Erdoğan Altinkaynak, “Kırım Karayların Kutsal Mekanı Baltatiymez Mezarlığı, Ormanı ve Mezarlığa Yapılan Saldırılar’’,
Türk Dünyası Tarih Dergisi, 208, 2004, s. 34.
Dostları ilə paylaş: |