Microsoft Word kapak doc Ankara üNİversitesi



Yüklə 96,48 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/31
tarix25.05.2018
ölçüsü96,48 Kb.
#45728
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   31

 
55
Tez çalışması kapsamında örneklenen soğuk suların pH’leri 7,03-7,73 arasında 
değişmektedir. Kızılırmak numuneleri için ise bu değerler 8,19-8,32 arasındadır. 
 
7.2.3 Elektriksel iletkenlik (EC)  
 
Suyun elektrik akımını iletebilme özelliği olarak tanımlanan elektriksel iletkenlik, suda 
iyonların varlığına, toplam derişime, iyonların hareketliliğine, değerliklerine, nisbi 
oranlarına ve suyun sıcaklığına bağlı değerler almaktadır. Suyun sıcaklığı ve sudaki 
iyon derişimi elektriksel iletkenlikle doğru orantılıdır. Bu bakımdan suyun elektriksel 
iletkenlik değeri iyon derişimi hakkında yaklaşımda bulunma fırsatı da tanımaktadır 
(Hem, 1985). Türk Standartları Enstitüsü tarafından içme suları için izin verilebilir en 
yüksek EC 2500 µS/cm’dir (TSE 266, 1997).  
 
İnceleme alanında yer alan su noktalarında yerinde yapılan ölçüm sonuçlarına göre 
Bayramhacılı bölgesine ait örneklerin kurak dönem EC 1527-1830 (YKK) µS/cm, 
yağışlı dönem EC ise 1649-1618 µS/cm’dir. Bayramhacılı bölgesinde yaklaşık 80 m 
derinliğe sahip olduğu belirtilen özel işletme kuyusundan Nisan 2007’de alınan 
ölçümde ise EC 1810 µS/cm olarak tespit edilmiştir. Tekgöz ve Çiftgöz kaynak 
alanlarından elde edilen EC kurak dönem için 588-592 µS/cm iken yağışlı dönem için 
592-596µS/cm’ dir.  
 
Tez çalışması kapsamında örneklenen soğuk su noktaları için EC  656-1552 (BSK-4) 
µS/cm arasında değiştiği saptanmıştır. Kızılırmak numuneleri için ise EC’leri 1445-
1454 µS/cm arasında değişmektedir. 
  
7.2.4 Toplam çözünmüş katı madde (TDS)  
 
Doğal sularda toplam katı madde kavramı katı ve yarı katı maddelerin toplamı olarak 
değerlendirilmektedir ve çözünmüş katılar, askıdaki katılar olmak üzere iki kısma 
ayrılmaktadır. Çözünmüş katılar ve asılı katılar arasındaki ayrım ise belirli bir 
gözenekliliğe sahip filtreler yardımıyla yapılmaktadır. Filtreden geçemeyen katılar 


 
56
askıdaki katılar olarak değerlendirilirken filtreden geçen katılar o suyun toplam 
çözünmüş katı madde içeriğini oluşturmaktadır (Tchobanoglous and Schoroeder, 1985). 
 
Sudaki tüm anyon ve katyonların toplamı olarak da ifade edilebilen TDS’nin kaynağı 
litolojik olabildiği gibi evsel, endüstriyel ve tarımsal da olabilmektedir. Bu nedenle TDS  
su kalitesi açısından önem taşımaktadır.  İçme suları için Dünya Sağlık Örgütü 
tarafından önerilen TDS 1000 mg/l iken Türk Standartları Enstitüsü tarafından önerilen 
miktar 500 mg/l, izin verilen en yüksek değer ise 1500 mg/l’dir (WHO, 1993, TSE 266, 
1997).   
 
Çalışma alanında elde edilen TDS’ler Bayramhacılı kaynak alanı için 1280 (YKK)-
1072,5 mg/l (kurak dönem), 1138,2-1123 mg/l (yağışlı dönem) Bulut Motel sondajı için 
ise 1245 mg/l’dir. Tekgöz ve Çiftgöz kaynakları için kaynak noktasında yapılan 
ölçümler sonucu TDS 414,6-411,5 mg/l (kurak dönem) ve 414,1-412,2 (yağışlı dönem) 
olarak belirlenmiştir.  
 
Soğuk su noktalarında yapılan ölçümler sonucu iki farklı dönemde 457,7-1088,9 (BSK-
4) mg/l arasında değişen TDS  elde edilmiştir. Kızılırmak nehrine ait numunelerin 
TDS’leri ise 1010,1-1021,2 mg/l’dir. 
 
7.3 Suların Kimyasal Özellikleri 
 
7.3.1 Ana İyonlar 
 
Doğal suların iyon içeriğinin %90’ dan fazlasını oluşturan iyonlar ana iyonlar olarak 
adlandırılmaktadır. Ana iyonlar Na
+
, K
+
, Ca
+2
, Mg
+2
, Cl
-
, HCO
3
-
 ve SO
4
-2
’ dir. 
 
7.3.1.1 Sodyum (Na
+

 
Doğada en yaygın olarak bulunan alkali metal olan sodyumun meydana getirdiği 
bileşiklerin suda kolaylıkla çözünmelerinden dolayı doğal suların tümünün belirli 
miktarlarda sodyum içermeleri beklenmektedir. Yeraltı sularında sodyum içeriği 6-130 


 
57
mg/l arasında değişmekte iken yüzey sularında çok geniş bir aralıkta sodyum içeriğine 
rastlamak mümkündür (WHO, 1993).  
 
Mağmatik kayaçlar, sodyumlu killer, feldispatlar ve evaporitler sudaki sodyum 
içerikleri için litolojik kaynakları oluştururlarken (Goldschmidt 1958), endüstriyel, 
evsel atıklar ve kıyı akiferlerine deniz suyu girişimi de doğal sularda sodyum 
derişiminin artmasına neden olabilmektedir. 
 
Dünya Sağlık Örgütü tarafından içme sularının izin verilen en yüksek sodyum derişimi 
200 mg/l (WHO, 1993) iken Türk Standartları Enstitüsü (TSE 266, 1997) tarafından 
sodyum için özel bir sınır derişimi belirtilmemiştir.  
 
Tez kapsamında örneklenen su noktalarından Bayramhacılı kaynak alanında kurak 
dönem için 87,55(YKK)-116,41 mg/l, yağışlı dönem için 90,91-114,02 mg/l 
ölçülmüştür. BMS örneğinde ise sodyum derişimi 10,85 mg/l olarak belirlenmiştir. 
 
Tekgöz ve Çiftgöz kaplıcalarından alınan numunelerde yapılan analizler sonucunda bu 
sularda sodyum derişimlerinin kurak dönem için 12,36-13,36  mg/l yağışlı dönem için 
ise 12,8-13,54 mg/l olduğu anlaşılmaktadır. 
 
Soğuk suların sodyum derişimleri ise 30,28-11,72 (BSK-4) mg/l arasında 
değişmektedir. Kızılırmak örneklerinin sodyum içerikleri ise 172,4-176,31 mg/l olarak 
ölçülmüştür.  
 
7.3.1.2 Potasyum (K
+

 
Yerkabuğunun %2,5’ini oluşturan potasyumun litolojik kaynakları feldispatlar, kil 
mineralleri, mikalar ve feldispatoidlerdir (Rankama and Schama 1964). Litolojik 
kaynakların yanı  sıra biyolojik, endüstriyel ve potasyumca zengin ziraat alanları da 
sudaki potasyum derişiminin artmasına neden olabilmektedir (Hem 1985). Doğadaki 
bulunuşu bu kadar yaygın olmasına rağmen potasyumun doğal sulardaki derişimleri 
genellikle 10 mg/l’den az ve daha çok birkaç mg/l seviyesindedir. Bunun nedeni 


Yüklə 96,48 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə