16
3.
Yüksek Spinal Blok
Yüksek spinal anestezi, istenen ve beklenenden daha fazla sefale yayılan bloğu ifade
etmektedir. Kullanılan ilaç barisitesi, volümü, hastaya ait anatomik nedenler, pozisyon vb. pek
çok faktör bu durumu tetikleyebilir. Yüksek blokta, duyusal blok T
4
dermatomunun
üzerindedir. Yüksek bloğun tanısı, nedenleri ve total spinal ile ayırıcı tanısı aşağıda
belirtilmiştir (59-61):
Tanı
Kollarda güçsüzlük
Solunum sıkıntısı
Bozulmuş konuşma/sedasyon
Yüksek
blok düzeyi
Bradikardi
Hipotansiyon
Nedenleri
Yanlış yerleşimli epidural kateter
Başarısız epidural sonrası
spinal anestezi
Anatomik nedenler
Pozisyon
Yüksek
dozda ilaç
Ayırıcı Tanı
Serebrovasküler olay
Masif tromboemboli
Kardiyak arrest
Amnion sıvı embolisi
Yüksek bloğun yönetim ve tedavisi aşağıda belirtilmiştir (60–62).
1.
Maskeyle O
2
verilir.
2.
Havayolu açıklığı sağlanır.
3.
Yardım çağırılır.
4.
Hipotansiyon agresif olarak tedavi edilir (Kolloid, fenilefrin, efedrin, gerekirse
adrenalin).
5.
Bradikardi tedavi edilir (atropin 0.5-1 mg İV).
6.
Aortokaval kompresyon önlenir, uterusu sola deviye edilir.
7.
Resüsitasyon ilaç ve gereçleri hazırlatılır.
8.
Entübasyon için hazırlıklı olunur.
9.
Hasta yakını odadaysa, dışarı çıkarılması ve eşlik edilmesi için yardım istenir.
10.
Solunum bozulmamış ve hasta bilinçliyse yakın gözlem yapılır, diyafragma güçsüz
17
değilse entübasyon gerekmeyebilir, hasta derin soluk alıp vermeye teşvik edilir.
Solunum ve bilinç bozulmuşsa hızlı-seri indüksiyon ve krikoid basıyla entübe edilir ve
anestezi idame edilerek, hasta blok kalkıncaya kadar ventile edilerek amnezi sağlanır.
Bilinç kaybının diğer nedenlerini ekarte edilir (hipoglisemi, epilepsi, intrakraniyal
lezyon ve opioidler vb.).
4.
Dispne
Dispnenin nedenleri ve tedavisi aşağıda belirtilmiştir (1).
Nedenleri
Yüksek blok
Torasik propriyosepsiyonun kaybolması
Kısmi abdominal
ve interkostal blok
Hipotansiyona bağlı beyin sapı hipoperfüzyonu
Oksitosine bağlı subjektif his
Tedavi
Hasta sözel
olarak ikna edilerek, normal bir his olduğu söylenir.
Bloğun servikal dermatoma yayılımı açısından konuşma becerisi, oksijen satürasyonu ve
eli sıkılarak motor gücü hızlıca değerlendirilir.
Hasta nefes almakta zorlandığını söylüyorsa, spontan solunumun yeterliliğini ve hava
yolunu koruma becerisini değerlendirilerek, desatürasyon ve bozulma varsa genel
anesteziye (hızlı-seri indüksiyon ve krikoid basıyla endotrakeal entübasyon) geçilir.
5.
Anksiyete
Bazı hastalar sezaryen sırasında uyanık olmaktan dolayı şiddetli anksiyete hissederler.
Öncelikle sözel olarak hasta herşeyin yolunda olduğu konusunda ikna edilerek, mümkünse
doğacak bebeği ve gelecek planları vb. hakkında sohbet edilir.
Eğer gerekliyse, midazolam İV titre edilerek uygulanır.
Doğum öncesi yapılan midazolam ile amnezi olabileceğinden, doğum anını
yaşamak isteyen hasta tarafından tecih edilmeyebilir.
Remifentanil düşük doz infüzyon uygulanabilir.
6.
Bulantı ve Kusma
İntraoperatif bulantı ve kusma (İOBK) sezaryende yaygın rastlanan nahoş bir
semptomdur. Hastayı ve cerrahi işlemin tamamlanmasını sıkıntıya sokabilir (63).
18
Nedenleri
Hipotansiyon (medulladaki area postremanın hipoperfüzyonu)
Vagal hiperaktivite
Visseral ağrı
Uterusun eksteriorizasyonu
Opioidler (nöraksiyal opioidler sefalad yayılım göstererek kemoreseptör trigger zonu
uyarabilir ve bulantı-kusmaya yol açabilir. Morfine bağlı bulantı-kusma lipofilik
opioidlere göre daha sıktır)
Uterotonikler
Ani
hareket
Tedavi
Öncelikle bulantı-kusmanın bir semptom olduğu unutulmadan, tedavi etyolojiye yönelik
yapılır.
Hipotansiyonun düzeltilmesi (vazopresörler, hidrasyon, sol uterin deviasyon vb.)
Nöraksiyal ve İV opioidlerin optimizasyonu; opioidlere bağlı bulantı tedavisinde
nalokson (40-160
g İV) veya nalbufin (2,5-5 mg İV) kullanılabilir.
Blok kalitesinin iyileştirilmesi (visseral ağrının önlenmesi)
Cerrahi stimülasyonun minimalize edilmesi (uterin eksteriorizasyon yapılmaması ve
nazik cerrahi)
Uterotonik ajanların titizce uygulanması (yavaş İV infüzyon kullanımı)
Rutin önlemlere rağmen, bulantısı olan ve yüksek İOBK riskli hastalarda profilaktik ya
da tedavi edici antiemetik yöntemler kullanılmalıdır (64,65).
1.
5-HT
3
reseptör antagonistleri (ondansetron, granisetron, tropisetron): Opioidlere bağlı
İOBK profilaksi ve tedavisinde etkindir. Ondansetron 4-8 mg, granisetron 3 mg,
tropisetron 2 mg İV dozlarda doğum sonrası kullanılabilir (66).
2.
Dopamin antagonistleri: Metoklopramid kordon klempi sonrası 10 mg İV
uygulanabilir. Ekstrapiramidal yan etkilerinden dolayı, uyanık hastada İV yavaş
enjekte edilmelidir. Kolay ulaşılabilirliği, maliyeti ve maternal süt salgısı üzerine de
olumlu etkilerinden dolayı tercih edilmektedir (67,68).
3.
Kortikosteroidler: Deksametazon 4-8 mg İV verilebilir.
4.
Akupressor: P
6
noktasının akustimülasyonu non-invazif ve non-farmakolojik bir
yöntem olarak İOBK’da etkin bulunmuştur. İlaçlara bağlı yan etkilerin olmayışı ve
basit bir teknik olması nedeniyle kolaylıkla uygulanabilir.
5.
Propofol: İOBK’nın önlenmesi ve tedavisinde 1 mg/kg/st infüzyon veya 10-20 mg İV
uygulanabilir (63).
7.
Kaşıntı
İntratekal opioid kullanımına bağlı olarak spinal anestezide sık rastlanan bir durumdur.
Gebeler opioide bağlı kaşıntıya normal popülasyondan daha duyarlıdır (insidans %60-100).
Etyolojisi tam bilinmemekle birlikte, histamin deşarjı ile ilişkisiz olduğundan
antihistaminikler sadece sedasyon yaratarak kaşıntı tedavisine katkı sağlayabilirler.