10
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
Anadolu‟da hakim olduklarını bize Ksenophon bildirmektedir. Ksenophon, On
binlerin dört plethron geniĢliğindeki Harpasos nehrine kadar ilerleyerek, buradan
da Ġskitlerin memleketine girdiklerini ve bir ovada dört günde yirmi parasang
gittiklerini belirtmektedir. Ġskitler yalnız Anadolu‟da kalmayarak, daha güneye
ilerlemiĢtir. Mısır üzerine yönelerek, Suriye‟ye girdikleri sırada Mısır Kralı
Psammatikos karĢılarına çıkmıĢ, armağanlar vermiĢ ve daha ileri yürümekten
onları alıkoymuĢtur. Sonra onların bir kısmı dönmüĢ, fakat bazıları orada
kalmayı tercih etmiĢtir. Bundan dolayı eski Tevrat‟taki Beth-Sean, daha sonra
Skythepolis olarak, anılmaktadır. Ġskitler Ön Asya‟ya yayılmaları esnasında
Filistin‟e kadar ilerlemelerine rağmen, onların asıl izleri Anadolu‟nun doğu
kesiminde bulunmaktadır. Artık yazılı kaynakların yanında son kazılarda
çıkarılmıĢ olan arkeolojik malzemeler de bu görüĢü kuvvetlendirmektedir.”
29
.
Adı geçen Türk kavimlerini takiben siyaset sahnesine çıkan Partlar
30
ın
ve bu devleti yıkan ArdaĢir‟in kurduğu Sâsânîlerin ise Orta ve Güney Irak
bölgesinde yer alan, bugünkü adlarıyla Dâkûka, Bakuba, Bağdat, Necef (eski
adıyla el-Hîre), Medâin, Kufe ve Basra‟ya kadar bölgeleri egemenlikleri altına
aldıklarını kaynaklardan öğreniyoruz
31
. Genellikle Kuzeyden Güneye doğru
ilerlemek suretiyle hareket ederek eski Türk kavimlerinin izini takip eden en
son Türk topluluğu ise Oğuzların yirmi dört boyundan biri olan Kınık
29
Bkz. Abdülhaluk Çay-Ġlhami DurmuĢ, Ġskitler, Türkler, c. I, s. 868. Ayrıca bkz. Ġlhami
DurmuĢ, Anadolu‟da Kimmerler ve Ġskitler,
Belleten, Cilt: LXI, Sa. 231, Ağustos 1997,
Ankara, 1997, s. 285-286; Abdulhalik Bakır-Ahmet Altungök, Klâsik ve ÇağdaĢ Kaynaklar
IĢığında Turan ve Ġran Kavramı ve Tarihsel Coğrafyası, s. 408-409.
30
Kökleri, Turan kökenli ArĢakî (Part) hanedanlığına dayandığı ileri sürülen Partlar, Fırat
nehrinden Ġndus nehrine kadar egemenliklerini yayarak yaklaĢık 470 yıl hakimiyetlerini devam
ettirmiĢlerdir. ArĢak liderliğindeki Partlar, EĢk adında bir atanın soyundan geldiklerine
inandıklarından dolayı kendileri için EĢkanian (AĢkanian) adını kullanıyorlardı. Önceleri
baĢkentleri Dara (Kalat) ismini taĢımaktaydı. Fakat daha sonra Hekatompylos‟ı (Seddervaze)
baĢkent yaptılar. Defalarca Selevkoslar ve Romalılarla çetin mücadelelere giriĢen ve bu
devletleri yenilgiye uğratan Partlar zaman zaman sınırlarını Fırat ve Dicle nehirlerinin ötesine
yani Mezopotamya topraklarına kadar yayılmıĢlardır. Bkz. Ahmet Altungök, Siyasi, Ġdari,
Ġktisadi, Sosyal ve Kültürel Açıdan Sâsânî Devleti (MS. 226-652), (BasılmamıĢ Doktora Tezi), Fırat
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ, 2012, s. 21-24.
31
Bkz. Halife b. Hayyât, Tarihu Halife b. Hayyât, (Çev. Abdulhalik Bakır), Ankara, 2008, s.
156-157, 160-163, 166-170, 174-175, el-Belâzurî,
Fütûhu‟l-Büldân, (Thk. Abdullah Enîs et-
Tabbâ‟), Beyrut, 1987, s. 337-422; M. Abdulhalik Bakır-Ahmet Altungök, Erken Ortaçağların
ġehirler Topluluğu: Medain”,
Belleten, c. LXXVIII/281, Ankara, 2014, s. 1-40.
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 11
boyuna mensup Selçuklu Türkleridir
32
. Bu nedenle de Yafes oğullarının veya
daha net bir tabirle Türklerin, Tufan olayından beri Orta Doğu‟da, özellikle
de Mezopotamya topraklarında varlıklarını pekiĢtirdiklerini ve kültürlerini
bugünkü Irak‟ın kuzeyine ve güneyine yayıldıklarını kabul etmek gerekir.
II. Irak‟ta Türk Varlığını ve Kültürünü YaygınlaĢtıran Faktörler
Bu çalıĢmamızda, Antikçağın sonları ve Orta Çağın baĢlarından
itibaren Türk kavimlerinin, ana vatanları olarak kabul ettiğimiz Orta Doğu‟ya
(özellikle de Yukarı ve AĢağı Mezopotamya toprakları) gelmelerine ve
yeniden Türk varlığını ve kültürünü dünyanın bu en stratejik bölgesinde
yaygınlaĢtırmalarına yardım eden faktörler ıĢığında bir değerlendirme yapmak
istiyoruz. ÇalıĢmamamızın coğrafi sınırı bugünkü Irak topraklarıdır, zaman
dilimi ise Ortaçağın baĢlangıcından, Bağdat‟ın, Moğol Ġstilasına maruz kalarak
Abbasî Devletinin YıkılıĢına kadar uzanan süreyi kapsamaktadır.
A. Coğrafî Özellikler
Ortaçağ Irak (Yukarı ve AĢağı Mezopotamya) topraklarında Türk
varlığı ve kültürünün yaygınlaĢmasını kolaylaĢtıran faktörlerin baĢında, bu
bölgenin çok kritik ve stratejik bir coğrafi yapıya sahip olmasıdır. Toprakları
üzerinde, Dicle ve Fırat gibi önemli nehirlerin Doğu Anadolu‟dan baĢlayarak
ġattü‟l-Arab‟a kadar uzanması nedeniyle Kuzey ve Güney Mezopotamya veya
diğer adıyla el-Cezîre bölgesi ve iki nehir vadisi olarak adlandırılan Irak
coğrafyası, daha önce de bahsi geçen ve tarafımızdan “Doğu ġemsiyesi”
olarak tanımlanan Kafkasya, Orta Asya, Turan-Ġran Coğrafyasının bir
devamını teĢkil etmektedir. Bu nedenle de tarihin en erken devirlerinden
itibaren Sümerlerle baĢlayarak Gutlar(Gutiler, Kutlar, Kuttiler), Turukkular,
Subarlar, Kumuklar, KaĢgaylar, Gugerler, Salurlar, Sakalar-Ġskitler, Hunlar,
Kök-Türkler ve Uygurlarla devam eden ve nihayet Selçuklularla tamamlanan
Türk kavimlerinin kitleler halinde bu bölgeye yönelmesini asla tesadüfi bir
olay olarak değerlendirmiyoruz. Onlar, her ne kadar Tanrı ve Himalaya
dağlarını kendi dağları olarak benimsemiĢlerse, bir o kadar da Ağrı, Zagros,
Toros ve Hamrin
33
dağlarını bütün olan bir Türk yurdunun göğe yükselmiĢ
32
Abdülkerim Özaydın, Sultan Berkyaruk Devri Selçuklu Tarihi (485-498/1092-1104), s. 135-
170; Mustafa Demir,
Büyük Selçuklular Tarihi, Sakarya, 2004, s. 150-158; Ahmet Ocak,
Selçukluların Dinî Siyaseti, Ġstanbul, 2002, s. 226-232.
33
Kerkük‟ün batısında Bâtûh dağı (yüksekliği 1200 fittir), doğusunda ise Kara Hasen dağı
(yüksekliği 2500 fittir) bulunmaktadır. Ayrıca Kara Dağ ile Kifri ilçesi arasında en yüksek
zirvesi 1500 fit olan dağlar da yer alır. Bu dağları, kum ve toprak yığınlarından ibaret bir