Afse a fəLSƏFƏ



Yüklə 5,05 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə18/74
tarix22.11.2017
ölçüsü5,05 Kb.
#11505
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   74

Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2011, № 1 
 
 
 
- 54 -
 
Kant’ın Eleştirel Felsefesinde Metafiziğin Konumu 
Metafizik eleştirilerinin en ciddi olanı Batıda Kant tarafından yapılanı-
dır. Çalışmamızın temeli Kant’ın deyimi olan transandantal diyalektik ko-
nusu etrafında olduğu için, onun eleştirileri kapsamlı ele alınacaktır. Kant’a 
göre salt aklın kullanımı asıl maksadı olan kanon değil de maksadını  aşan 
bir  şekilde  organon olacak biçimde ele alındığında, tartışma konusu diya-
lektik olur. Yani salt aklın bireşimsel olarak ele almaya çalıştığı gerçeklik 
alanına ait mantık alanına transandantal analitik adı, gerçeklikle doğrudan 
ilişkili olan akıl araştırmasının adıyken, gerçekliği akılla kavranılamayan 
alana ait bireşimsel yargılarda bulunma alanı da transandantal diyalektik 
adını alır. [9, B 88–A 64] Kant, aklın sınırlarını çizmeye çalışırken, akıl il-
keleriyle hangi bilgilerin elde edilebileceğini serimlemiştir. Ona göre akılla 
bilinecek şeyler, deneyimle elde edilen bilgilerdir. Kant, metafiziği bir savaş 
alanı olarak görmekte ve bu alana ait yargılarımızın aklın ilkeleriyle elde 
edilme imkânının bulunmadığını belirtmektedir.  
Kant’a göre akıl belli kategoriler dâhilinde düşünür ve bilgi elde eder. 
Metafizik sorunların başlıcaları olan Tanrı, ruh ve özgürlük, aklın salt ken-
disi yoluyla elde edilemez bir niteliktedir. Çünkü bu kavramlar aklın kendi-
sine açık değil, hatta tamamen kapalıdır. Aklın bilme gücü kavramların fe-
nomenlere denk düşmesiyle sınırlıdır. Kant bilgiyi a priori ve a posteriori 
olarak ayırdıktan sonra bir de analitik ve sentetik olarak ayrıma tabi tutar. 
Yani bilgilerimiz birincide dolaysız ve ikincide deneyimle elde edilir ve bir 
şeyin bilgi olması için de özneye bir şey katması gerekir. Başka bir deyişle 
bilgilerimiz deneyimsel ve sentetik yargılardan oluşmalıdır.  
Metafizik ilk ilkeleri verdiğini iddia etmesi nedeniyle, metafiziğin 
savlarının bilgi olabilmesi için hem analitik hem de a posteriori yargılardan 
oluşması gerekir. Ancak Kant’a göre analitik a posteriori bilginin imkânı 
yoktur. Çünkü metafiziğin iddiası zaten onu a priori olmaya zorlarken, bilgi 
olması için de deneyimsel olmasını zorunlu kılar. Oysa böyle bir bilgi türü-
nün olabilmesi için aklın deneyimi aşması yani kendinde şeyi açıkça al-
gılaması gerekir. Zira aklın algıya kapalı olan bir şey hakkında bilgi sahibi 
olması imkânsızdır. Kant, metafiziği aklın bir tür yanılsaması olarak görür-


Fəlsəfə tarixi 
 
 
- 55 -
]  
                                                
ken, yine de aklın metafizik olanı düşünmekten kesilemeyeceğini öne sü-
rer.
1
 [9, B 307-308] Aklın antinomileri olarak bilinen bu durum karşısında 
metafiziğin olgusal olanın ötesinde bir kendinde varlık alanıyla kurduğu 
bağıntı, böylece yanılsama olmaktan öte geçemeyecektir. Kant bunu kendi 
eleştirilerine temel olan şu meşhur önermeden yola çıkarak ileri sürmüştür: 
“Görüsüz kavramlar boş, kavramsız görüler kördürler.” [9, A 51/B 75] 
Bunun da temel dayanağı, aklın a priori kategorilerinin yanında duyumların 
da a priori kategorilerinin olduğudur. Duyumların a priori kategorileri olan 
uzay ve zaman, insan aklını sınırlandırırken, aklın transandantal alanla olan 
ilişkisini kurduğu sırada boş idelerle uğraşmış olacağını göstermektedir. [9, 
Aşkınsal Estetik konusu
Yanılgı mantığı olarak görülen diyalektik, Kant’a göre olası bir şeyi 
değil olmayan bir şeyi öne sürmekten başka bir şey yapmamaktadır. Diya-
lektik çözümlemeler, bizi gerçekliğin bilgisine değil sanısına götürür. Her 
metafizik önerme özünde bir mutlaklık taşıdığından, metafizik biliminin de 
kendisini mutlak olarak ilan etmesi gayet doğaldır. Ancak metafizik bu ama-
ca akıl yoluyla ulaşmaktan başka bir girişim içinde bulunamaz. Oysa aklın 
kendisi, gerçekleri duyu deneyimleri ya da algılarının kendisine dikte ettiği 
kadarıyla anlayabilir. [9, B 67] Eğer akıl kendinde şey dediği varlığın özünü 
kavramış olsaydı, deneyim konusuna girmeyen Tanrı, ruh gibi ideleri dolay-
sızca kavrardı. Ama Kant’a göre böyle bir kavrayış sanıdan başka bir şey ol-
madığı gibi, bu sanı metafizikçiyi yanlışa sürükler.  
Kant, metafiziği eleştirirken onu bütünüyle asılsız ve boş  şey olarak 
görmez, aksine metafizik Kant için de önemli bir alandır. Kant’ın yaptığı 
şey, ontolojik metafiziğin yerini epistemolojik metafiziğin alması için uğraş-
tır. Metafizikten ontolojinin ve mantığın yanıltıcı yargıları temizlenirse, me-
tafizik de mantık da epistemolojiye kendisini bırakacaktır. Kant’ın söz ko-
nusu metafiziği temizleme çabalarının sonucu ahlak metafiziğinin kapısını 
 
1
 Kant diyalektiğin yanılsama olduğundan şu şekilde bahseder: “Diyalektiği bir yanılsa-
ma mantığı olarak gösterdik. Bu onun bir olasılık öğretisi olduğu anlamına gelmez, çünkü 
olasılık yetersiz bir şekilde bilinen gerçekliktir ki, bilgisi yetersiz olmasına karşın aldatıcı 
değildir, dolayısıyla mantığın analitik kısmından ayrılmamalıdır. Görüngü ve yanılsama da 
aynı olarak görülmemelidir.” [9, B 350] 


Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2011, № 1 
 
 
 
- 56 -
aralamasına yardımcı olmuştur. Kant, Tanrı ve ruhun ölümsüzlüğü konula-
rında özgür iradenin determinist doğa yasalarından ayrı olarak varolduğunu 
yani böyle bir idenin insanın seçme gücüne dayalı olarak gerçek olduğunu 
söyler. Bu durum, Kant’ın en yüksek iyi kavramına ulaşmasını ve ardından 
da bu özgürlüğü ve akabinde gelen mutluluğu sağlayacak olan biricik varlığı 
yani Tanrıyı kabul etmesini sağlayacaktır. [8] 
 
Kaynakça
 
 
1. Abdullah, M. Amin, The Idea of Universality of Ethical Norms in Ghazali and 
Kant, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1992. 
2. Delice, Engin, Aristoteles Felsefesinde Tasımsal Tanıt ve Diyalektik İlişkisi
Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler 
Enstitüsü, 2007. 
3. Fârâbî, Kitâbu’l-Hurûf, thk. Muhsin Mehdî, Beyrut: Dâru’l-Maşrık, 1990. 
4. Felâhî, A. Muhammed, Nakdu’l-Akl beyne’l-Gazâlî ve Kant, Beyrut: El-
Muessesetu’l-Câmiiyye, 2003. 
5. Gazâlî, Makâsıdu’l-Felâsife, thk. Süleymân Dünyâ, Kahire: Dâru’l-Maârif, 
1961. 
6. Gazâlî, Tehâfutu’l-Felâsife, thk. Süleymân Dünyâ, Kahire: Dâru’l-Maârif, 
1972.  
7. Hourani, George F., “Introduction” to Averroes’ On the Harmony of Religion 
and Philosophy, trans. & ed. George F. Hourani, London: Luzac & Company, 1976. 
8. Kant, Immanuel, Critique of Practical Reason, trans. Thomas K. Abbott, 
London: Longmans & Green, 1889. 
9. Kant, Immanuel, Critique of Pure Reason, trans. Norman Kemp Smith, New 
York: Random House, 1948.  
10. Kant, Immanuel, Groundwork for the Metaphysics of Morals, trans. Allen W. 
Wood, New Haven & London: Yale University Press, 2002. 
11. Yaran, Cafer Sadık, “Din Felsefesi Yapmanın Dört Farklı Yolu”, Çağdaş ve 
Klasik Metinlerle Din Felsefesi, haz. Cafer Sadık Yaran, Samsun: Etüt Yayınları, 1997. 
 
Ilyas Altuner 
 
Transcendental Dialectic: 
Critique of Metaphysics in the Philosophy of Ghazzali and Kant 
(summary) 
 
Our study aims to deal with different and similar conditions between 


Yüklə 5,05 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   74




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə