I uluslararasi



Yüklə 127,96 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/163
tarix10.12.2017
ölçüsü127,96 Kb.
#15028
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   163

I. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyumu
Derya Derin PAŞAOĞLU
12
hassas olduğu görülmektedir. Kaynakları listelerken kullandığı kaynakların dışında çok sayıda kaynağı 
gördüğünü bilgileri karşılaştırdığını ve sadece sahih olanlarını aldığını vurgulamaktadır. Girişte verilen genel 
kaynakçanın yanı sıra, dünya tarihi, peygamberler tarihi, Cengiz Han dönemi gibi konuların başında sadece bu 
bölümlerde kullandığı kaynakları yeniden vermiştir. Olayları ve konuları izah ederken muhtelif yerlerde ilgili 
kaynağa atıfta bulunmuştur. Bugün ulaşılamayan Tarih-i Dost Sultan adlı eserden sıklıkla alıntılar yapması ve 
bu eserden çok istifade ettiğini vurgulaması eserin kıymetini artırmaktadır. Ötemiş Hacı’nın Cengizname’si ile 
var olan paralelliğin ardında her iki müellifin de bu eseri -Tarih-i Dost Sultan’ı- kullanması aranmalıdır.
Kırımî’nin her dönem için kullandığı kaynaklar, bugün ilgili dönemin temel kaynağı olarak addedilen eserler 
olup (örn; Künhü’l-Ahbâr, Zafername, Cihangüşa, Tarih-i Zübde, Nefahatü’l-Üns, Ravzatü’l-Matar, Tarih-i 
Apuşka, Mirhond Tarihi, Ravzatü’s-Safa…gibi) bunların yanı sıra olayları gören bilen ravilerin rivayetlerine de 
yer vermiştir.
22
 Etik açıdan bakıldığında müellifin duyduğu bilgileri kimden aldığını El-Hac Cantemür Bey’den, 
El-Hac Mutaza Bey’den rivayeten şeklinde vermesi, bir yandan bilgilerin kaynağını görmemizi sağlarken, öte 
yandan müellifin ilmi sorumluluğunun farkında lığına da işaret etmektedir. 
Bilimsel çalışmaları ileriye taşıyan en temel unsur, birikimlerin üzerinde yükseliştir. Birikimlerin kullanım 
gerekliliği ise bilimsel atıf yöntemini etik kuralların ilk sırasına taşımıştır. Müellifin, alıntı yaptığı cümlenin 
başında veya sonunda, bu bilgiyi hangi eserden aldığını veya kimden rivayet ettiğini vurgulaması, günümüz 
bilimsel atıf yönteminin ve etik kuralların uygulandığını gösterir örneklerdir.
Derkenarlar; Eserin ilk bölümlerinde az sayıda olup, genelde unutulan veya çok kısa açıklama ve tanımlama 
gereken durumlar için kullanılmıştır. Ancak eserin esas kısmı olan son bölümde oldukça hacimli hemen 
her sayfada, kenar boşluğu tamamen dolduran derkenarlara yer verilmiştir. Hatta söz konusu açıklamaların 
bazıları ilgili sayfada bitmeyip, birkaç sayfanın derkenarında devam eder uzunlukta olduğu görülmektedir. 
Bu bilgiler, çoğunlukla esas metindeki konunun anlatım akışını bozmamak için konu ile alakalı ek bilgiler için 
kullanılmıştır. Günümüz dipnotlarında verdiğimiz ilave açıklamalar şeklindedir. Örneğin, Altın Orda Han’ı 
Tuda Müngge’nin tahta çıkışı ve Rus seferlerini verirken, hanın divaneliğine vurgu yapmış, bunun örneklerini 
derkenarlarda vermiştir.
23
 Kırım Hanlığı’nda hanedan mensuplarının ve Kırım Hanları Girayların tahta çıkıları 
ile başlayan siyasi yaşamları, seferleri ve mücadelelerini anlatırken derkenarda ilgili hanın fiziksel özellikleri, 
mizacı, kişilik yapısı, sağlık veya hastalık sorunları tarzında açıklamalara yer vererek, hem konuyu desteklemiş 
hem de siyasi tarih akışını bozmamıştır. Kırım Hanları hakkında vermiş olduğu bilgilere istinaden eser
biyografi özelliği de taşımaktadır.
24
Dil ve Üslûb; Eserin üslûbunda İslâmî unsurlar dikkat çekicidir. Allah lafzının inşallah, Allah’ın izniyle, 
Allah’ın lütfu, şeklindeki ifadelerle sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Tarih yazıcılığının temel unsuru olan 
sebep sonuç ilişkisinin ortaya koyulması sırasında salt maddeci katı ifadeler kullanmaktan imtina edilmiştir. 
Zaman zaman olayların maddi sebeplerinin yanı sıra manevi sebeplerinin olabileceğine dikkat çekilmiştir. 
Cengiz Han’ın Harezm seferini izahında olduğu gibi. Ayrıca müellif, Berke Han dönemine ait menkıbevi 
anlatımlara yer vermiş olsa da bu bilgilerin evliya kerametlerine inanan kişilerce caiz olduğunu vurgulaması, 
söz konusu yazıcılığın ilmi eleştiriye maruz kalacağının farkında olduğunun bir göstergesidir. Yine Berke 
Han’ın davranışlarının bir kısmını hadislere atıf yapıp, bu bağlamda davrandığını belirtmiştir. Öte yandan 
müellifin kadılık makamında bulunması hasebiyle şer’i hukuka hâkimiyeti siyasi tarih konusunda oldukça 
önemli konularda stratejik açıklamalar ve izahatlar yapmasına kaynaklık etmiştir. Tayduğlu Bigim’in hanlık 
makamına getirilmesine karşı çıkılmıştır, bu sonucu Şer’en ve kanunen uygun olmadığı şeklinde izah etmiştir. 
Eserin son 2 varağında, Nuşin-i Devran bin Kubatşah’ın vezir-i müşiri olan ezr-i El-Cehri’nin hikmetli 
nasihatlerinin verildiği sorular ve cevaplar yer almasında da İslâmi etki görülmektedir.
22  Kullandığı diğer kaynaklar için bkz. Kırımî, a.g.e., s. 13. 
23 Kırımî, a.g.e., s.69, 70.
24 Kırımî, a.g.e., s.133-163 arasındaki 17 varakta derkenarlarda söz konusu bilgilere ver verilmiştir.


I. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyumu
23-25 Ekim 2014 Zonguldak, Türkiye
Kırım Hanlığı’nda, Umdetü’l-Ahbâr Örneğinde Tarih Yazıcılığı
13
Eserin dili Osmanlıcadır. Sade bir dille yazılmıştır. Sanatlı söylemlere yer verilmemiş olup, Türkçe kelimeler 
çoğunlukta olduğu için rahatlıkla okunup anlaşılabilecek niteliktedir. Eser her ne kadar siyasi tarih yazıcılığı 
örneği olsa da müellifin ilmi yönü itibarıyla, dini, sosyo-kültürel ve edebi veriler içermektedir. Müellif zaman 
zaman olayları, topluma mal olmuş genellemelere, deyişlere, söylencelere, atasözlerine ve ayetlere atıflar yaparak 
izah etmiştir. Yerel deyişlerin bir kısmının ortaya çıkış hikâyelerini vermiştir.
25
 Müellif, nadir kullanılan veya 
okunamayacağını düşündüğü özellikle yabancı özel isimleri harekeli yazmıştır. Sık kullanılmayan, Moğolca 
veya farklı dillerden gelen çok sayıda kelimenin anlamını satır arasında, derkenarda veya cümlenin içinde izah 
etmiştir. Müellif halk arasında yaygın bilinen söylemeleri izah ederek coğrafyadaki toplum hakkında sosyolojik 
tespitlere fırsat sunmaktadır. Büyük kıtlıkların Kıyan Kahtı
 26
 olarak tanımlanması ve sebebi, bilme, bileni de 
dinleme
27
 sözünün Tatarlar arasında en büyük beddua olması gibi örneklere eserde rastlanmaktadır. Bu nedenle 
eserin dil, üslup ve edebi açıdan kapsamlı incelemeye ihtiyaç vardır.
Sonuç 
Kırım Hanlığı coğrafyasında tarih yazıcılığı hanlığın Osmanlı Devleti’nin himayesine girmesi hasebiyle gerek 
dil gerek üslup açısından etkilenmiştir. Türk taih yazma geleneğine uygun örekler olan söz konusu eserlerin en 
yoğun örnekleri 17. ve 18. yüzyılda verilmiştir. Osmanlı Rus ilişkilerinin ivme kazanmasıyla Kırım Hanlığı’nın 
statüsünün kazandığı ehemmiyete istinaden hanlığın siyasi arenadaki varlığı artmıştır. Öte yandan Cengiz 
ananesinden gelen kabile aristokrasisinin güçlü temsilcilerinden Şirin Mirzalar ve Mansuroğulları (Mangıtlar-
Nogaylar) Mirzalaraının gerek birbirleriyle olan liderlik mücadelesi ve Kırım Hanlığı siyasetine yön vermeleri 
gerekse Osmanlı Devleti ile Rusya arasında askeri statüleri kaynakların bihaber kalamayacağı konular arasında 
yerini almıştır. Hanların siyasi yaşamı yerel tarih yazıcılığının en ehemmiyetli meselesi olmuştur. Bu nedenle 
eserlerin bir kısmı sadece siyasi tarihle yetinmişlerdir. Umdetü’l-Ahbâr örneğinde de görüldüğü üzere İslami 
unsurların ışığında şekillenen eserler, genelde hanedan mensupları veya hanedana yakın kişiler tarafından 
kaleme alınmışlardır. Nitekim Kırımî’de hanedana mensup ve saray eşrafındandır. Gerek Kırımî gerek diğer 
örneklerde de ifade edildiği üzere müellifler kendi gözlemlerine ve olayların şahitlerinin verdikleri bilgilere 
dayanarak hazırladıkları eserlerinde, kendi devirlerinden önceki dönemleri, bilinen muhtelif kaynaklardan 
derlemişlerdir. Edebi unsurlar içermeleri açısından da benzerlik gösterirler.
Ancak Umdetü’l-Ahbâr’ı diğerlerinden ayıran en önemli özelliği; hem bibliyografik bilgiler içermesi hem de 
siyasi tarih vermesinin yanı sıra kullanılan kaynaklara en ayrıntılı atıf yapan eser olmasıdır. Kırım Hanlığı’nın 
siyasi tarihinin yanı sıra Altın Orda Tarihi ve Kırım Hanlığı’nın yönetim unsurları hakkında diğer kaynaklardan 
çok daha kapsamlı ve açıklayıcı bilgiler vermesi söz konusu eserin önemini artırmıştır. Hz. Âdem’den 
başlayarak dünya tarihini kendi gözlemlediği döneme kadar getirmesiyle, genel tarih yazıcılığının örneğini 
ortaya koymuştur. Kırımî’nin tarih yazıcılığı; derkenarlar (dipnotlar), bibliyografik bilgiler, atıf yapma ve 
kaynak gösterme hususlarında akademik tarih yazıcılığı ile örtüşmektedir. Umdetü’l-Ahbâr Türk Tarih yazma 
geleneğinin gelişmiş bir örneğidir diyebiliriz.
Kaynaklar
ABDULLAH İBN RIDVAN, Tevârih-i Deşt-i Kıpçak ‘an Hıtta-i Kırım veya Tevârih-i Tatar Hanân-ı Kadîm ve Ahvâl-i 
Deşt-i Kıpçak, Hazırlayanlar: M. Akif Erdoğru, Selçuk Uysal, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir 2012.
ABDÜLGAFFAR KIRIMî, Umdetü’t-Tevârih, Necip Asım neşri, Tük Tarih Encümeni Mecmuası Eki, İstanbul 1343. 
ABDÜLGAFFAR KIRIMî, Umdetü’l-Ahbâr, Hazırlayan: Derya Derin Paşaoğlu, Kazan 2014.
BAŞER, Alper, “Kırım Hanlığı Tarihini Konu Alan Müstakil Eserler ve Yeni Bir kaynak, Tarih-i Mevkûfati”, Turkish Studies 
International Periodical  For  The  Languages,  Literature  and  History  of  Turkish or  Turkic, Volume 6/1 Winter 2011, 
p. 747-762. 
http://www.turkishstudies.net/DergiTamDetay.aspx?ID=1913&Detay=Ozet (22.12.2014)
25  Örnekler için bkz. Kırımî, a.g.e., s. 91, 94, 95, 100.
26 Kırımî, a.g.e., s. 108.
27 Kırımî, a.g.e., s. 68.


Yüklə 127,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   163




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə