Varlık ve Zaman 2007 01



Yüklə 2,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə42/43
tarix14.06.2018
ölçüsü2,94 Kb.
#48827
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43

SEIN UND ZEIT / VARLIK VE ZAMAN
95
Bugünlerde “insanýn kendi çevresine ‘iye
olduðu’” yolunda sýk iþitilen sözler, bu “iye
olma”nýn belirsiz kalmasý ölçüsünde, varlýk-
bilimsel olarak hiçbirþey söylemezler. ‘Ýye olma’
kendi olanaðýna göre varoluþsal içinde-Varlýk
durumunda temellenir. Özsel olarak içinde-
Varlýk yolunda varolan-þey olarak oradaki-Varlýk
çevresel olarak karþýlaþýlabilir varolan-þeyleri
belirtik olarak açýða çýkarabilir, onlarý bilebilir,
onlarý el altýnda tutabilir, “dünya”ya iye olabilir.
“Bir çevreye iye olma” üzerine varlýksal olarak
sýradan olan konuþma varlýkbilimsel olarak bir
sorundur. Onu çözmek için yapýlmasý gereken
tek þey herþeyden önce oradaki-Varlýðýn Varlý-
ðýný varlýkbilimsel olarak yeterli bir yolda belir-
lemektir. Yaþambilimde — herkesten önce K. E.
von Baer’den bu yana — bu Varlýk-durumun-
dan yararlanýldýðý zaman, bundan onun felsefi
kullanýmýnýn “yaþambilimcilik” imlediði vargý-
sýnýn çýkarýlmasý gerekmez. Çünkü yaþambilim
pozitif bir bilim olarak bu yapýyý [çevre] hiçbir
zaman bulamayacak ve belirleyemeyecek olsa
da, onu varsaymak ve sürekli olarak kullanmak
zorundadýr. Ama yaþambilimin tematik nesne-
lerinin a priorisi olsa bile, yapýnýn kendisi ancak
önceden oradaki-Varlýk-yapýsý olarak kavranýrsa
felsefi olarak belirtik kýlýnabilir. Ancak böyle
kavranan varlýkbilimsel yapýya yönelimden çýka-
rak, ve yoksunluk kipi içinde kalarak, “yaþam”ýn
Varlýk-durumu a priori tanýmlanabilir. Varlýk-
bilimsel olarak olduðu gibi varlýksal olarak da,
öncelik tasa olarak dünyadaki-Varlýða düþer.
Oradaki-Varlýðýn Analitiðinde bu yapý temelde
yatan bir yorumdan geçer.
Ama bu Varlýk-durumunun buraya dek veri-
len belirlenimi yalnýzca olumsuz önesürüm-
lerde mi açýnmýþtýr? Her zaman sözde böylesine
temel olan bu içinde-Varlýðýn yalnýzca ne olma-
dýðýný iþitip dururuz. Gerçekten de. Ama
olumsuz betimlemenin bu baþatlýðý bir raslantý
deðildir. Bu dahaçok fenomenin kendine özgü
yanýný bilinir kýlar ve böylelikle fenomenin
kendisine uygun düþen gerçek bir anlamda
olumludur. Dünyadaki-Varlýðýn fenomenolojik
Die heute vielgebrauchte
Rede »der Mensch hat seine Um-
welt« besagt ontologisch solange
nichts, als dieses »Haben«
unbestimmt bleibt. Das »Haben«
ist seiner Möglichkeit nach
fundiert in der existenzia
[58]len
Verfassung des In-Seins. Als in
dieser Weise wesenhaft Seiendes
kann das Dasein das umweltlich
begegnende Seiende ausdrück-
lich entdecken, darum wissen,
darüber verfügen, die »Welt«
haben. Die ontisch triviale Rede
vom »Haben einer Umwelt« ist
ontologisch ein Problem. Es
lösen, verlangt nichts anderes, als
zuvor das Sein des Daseins onto-
logisch zureichend bestimmen.
Wenn in der Biologie — vor
allem wieder seit K. E. v. Baer —
von dieser Seinsverfassung
Gebrauch gemacht wird, dann
darf man nicht für den philo-
sophischen Gebrauch derselben
auf »Biologismus« schließen.
Denn auch Biologie kann als
positive Wissenschaft diese Struk-
tur nie finden und bestimmen —
sie muß sie voraussetzen und
ständig von ihr Gebrauch
machen. Die Struktur selbst kann
aber auch als Apriori des the-
matischen Gegenstandes der Bio-
logie philosophisch nur expli-
ziert werden, wenn sie zuvor als
Daseinsstruktur begriffen ist. Aus
der Orientierung an der so be-
griffenen ontologischen Struktur
kann erst auf dem Wege der Pri-
vation die Seinsverfassung von
»Leben« apriorisch umgrenzt
werden. Ontisch sowohl wie onto-
logisch hat das In-der-Welt-sein
als Besorgen den Vorrang. In der
Analytik des Daseins erfährt diese
Struktur ihre grundlegende In-
terpretation.
Aber bewegt sich die bisher
gegebene Bestimmung dieser
Seinsverfassung nicht ausschließ-
lich in negativen Aussagen? Wir
hören immer nur, was dieses an-
geblich so fundamentale In-Sein
nicht ist. In der Tat. Aber dieses
Vorwalten der negativen Charak-
teristik ist kein Zufall. Sie bekun-
det vielmehr selbst die Eigentüm-
lichkeit des Phänomens und ist
dadurch in einem echten, dem


96
MARTIN HEIDEGGER
sergileniþi kýlýk deðiþtirmeleri ve üstünü ört-
meleri geri alan bir doðadadýr, çünkü bu feno-
menin kendisi her zaman belli bir yolda her
oradaki-Varlýkta “görülür.” Ve görülürçünkü
oradaki-Varlýðýn temel bir durumunu oluþturur,
ve bu düzeye dek kendi Varlýðý ile birlikte
oradaki-Varlýðýn Varlýk-anlayýþý için her
durumda daha þimdiden açýða serilmiþtir. Ama
fenomen çoðunlukla temelden yanlýþ açýklan-
mýþ ya da varlýkbilimsel olarak yetersiz bir yolda
yorumlanmýþtýr. Ama bu ‘belli bir yolda görme
ve gene de çoðunlukla yanlýþ açýklama’nýn
kendisi oradaki-Varlýðýn bu Varlýk-durumunun
kendisinden baþka birþeyde temellenmez ki,
buna uygun olarak oradaki-Varlýðýn kendisi —
ve bu onun dünyadaki-Varlýðý da demektir —
varlýkbilimsel olarak ilkin varolan-þeylerden ve
bunlarýn Varlýðýndan anlaþýlýr; oradaki-Varlýðýn
kendisi bunlar deðildir, ama onlarla dünyasýnýn
“içersinde” karþýlaþýr.
Oradaki-Varlýðýn kendisinde ve onun için
bu Varlýk-durumu her zaman daha þimdiden
herhangi bir yolda tanýdýktýr. Ama eðer biline-
cekse, o zaman böyle bir görevde belirtik olarak
imlenen bilme tam olarak kendi kendisini —
dünyayý bilme olarak — “ruh”un dünya ile
örnek baðýntýsý olarak alýr. Dünyayý bilme
(noe›n) ya da “dünya”ya seslenme ve onun
üzerine tartýþma (lÒgow) bu nedenle dün-
yadaki-Varlýðýn birincil kipi olarak iþlev görür,
üstelik dünyadaki-Varlýk böyle olarak kavran-
masa bile. Ama þimdi bu Varlýk-yapýsý varlýk-
bilimsel olarak eriþilemez kaldýðý ve gene de
varlýksal olarak varolan-þey (dünya) ve varolan-
þey (ruh) arasýndaki “baðýntý” olarak dene-
yimlendiði için, ve Varlýk en yakýndan dünya
içersinde varolan-þeyler olarak varolan-þeyler-
deki varlýkbilimsel destek üzerinde anlaþýldýðý
için, sözü edilen varolan-þeyler [ruh ve dünya]
arasýndaki bu baðýntýyý bu varolan-þeyler zemi-
ninde ve onlarýn Varlýklarýnýn anlamýnda, e.d.
elönünde-Varlýk olarak kavrama çabasýna giriþi-
lir. Dünyadaki-Varlýk — gerçi ön-fenomenolojik
olarak deneyimlense ve tanýnsa da — varlýk-
Phänomen selbst angemessenen
Sinne positiv. Der phänomeno-
logische Aufweis des In-der-Welt-
seins hat den Charakter der
Zurückweisung von Verstellun-
gen und Verdeckungen, weil
dieses Phänomen immer schon in
jedem Dasein in gewisser Weise
selbst »gesehen« wird. Und das ist
so, weil es eine Grundverfassung
des Daseins ausmacht, insofern es
mit seinem Sein für sein Seinsver-
ständnis je schon erschlossen ist.
Das Phänomen ist aber auch zu-
meist immer schon ebenso
gründlich mißdeutet oder onto-
logisch ungenügend ausgelegt.
Allein dieses ,in gewisser Weise
Sehen und doch zumeist Miß-
deuten‘ gründet selbst in nichts
anderem als in dieser Seins-
verfassung des Daseins selbst,
gemäß derer es sich selbst — und
d. h. auch sein In-der-Welt-sein —
ontologisch zunächst von dem
Seienden und dessen Sein her
versteht, das es selbst nicht ist, das
ihm aber »innerhalb« seiner Welt
begegnet.
Im Dasein selbst und für es ist
diese Seinsverfassung immer
schon irgendwie bekannt. Soll sie
nun erkannt werden, dann
nimmt das in 
[59] solcher Aufga-
be ausdrückliche Erkennen gerade
sich selbst — als Welterkennen zur
exemplarischen Beziehung der
»Seele« zur Welt. Das Erkennen
von Welt (noe›n), bzw. das Anspre-
chen und Besprechen von »Welt«
(lÒgow) fungiert deshalb als der
primäre Modus des In-der-Welt-
seins, ohne daß dieses als solches
begriffen wird. Weil nun aber
diese Seinsstruktur ontologisch
unzugänglich bleibt, aber doch
ontisch erfahren ist als »Bezie-
hung« zwischen Seiendem (Welt)
und Seiendem (Seele) und weil
Sein zunächst verstanden wird im
ontologischen Anhalt am Seien-
den als innerweltlichem Seien-
den, wird versucht, diese Bezie-
hung zwischen den genannten
Seienden auf dem Grunde dieser
Seienden und im Sinne ihres
Seins, d. h. als Vorhandensein zu
begreifen. Das In-der-Welt-sein
wird — obzwar vorphänomeno-
logisch erfahren und gekannt —


Yüklə 2,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə